Çoğu zaman örneklendirmek gerekirse ilk batıdan başlarız. Hatta bazı anlatımlarda ve söylemlerde de ben Amerika’dayken diye başlarız. Görgülü olduğumuzu bir görgüsüzlük örneği ile sunarız.
Almanya’da uzun süre kalan bir kardeşimiz anlattı. Köln’de okulun bahçesine bir spor salonu yapılacak. Önce bir altı ay kadar yapılsın ya da yapılmasın anketleri, akabinde yapılsın kararı çıkarsa sonrasında projesinin ya da projelerin halk oyuna sunulması yapılıyormuş. Sonraki yapılan bu plebisitler sonucunda işin başlanıp bitirilmesi. Adamlar ince eleyip sık dokuyorlar ancak nüfus eksiye gidiyor. Dolayısıyla ne yol ne okul ne sağlık ocağı ne de diğer yatırımlara ihtiyaçları yok ki!
Şu meşhur söylem ondan mı esinlendi acaba “Türk gibi başta Alman gibi bitir”.
Kamu yatırımları öncesi Almanlar kadar olunmasa da bir fizibilite raporu bir rantabl olma durumu mutlaka araştırılmalı. Onun için atıl olan onlarca yatırım var. Örnek mi? Karaaslan Üzümcü mahallesinde mahalle muhtarının bizim mahalleye de bir şey yap başkanım sözüyle yapılan ekmek fırını ve dükkanlar hiç üretim yapılamadan yıkıldı. Bir diğer örnek Meram Belediye Başkanı Mustafa Özkan döneminde Büyükşehir Belediyesi ile ortak yapılan “Konevi Kültür Merkezi” yıkıldı. Beyler motorlu araçların ekonomik ömrü 20 yıl, inşaatlarında ömrü azami 100 yıldır. Konevi Kültür Merkezi yapılalı ne kadar oldu. Amfi tarzında düğün salonu yaparsanız sonuç yıkım olur.
Kamuda çok uç örnekler var. Doğru dürüst elma bile üretilmeyen bir bölgeye özel idare manfetiyle soğuk hava deposu yaparsanız çalışmaz, yıkmaya da eliniz varmaz öylece hayalet gibi kalır.
Bugün eskilere dair örneklendirme yapalım. Fetih caddesinin Karatay ilçesi sınırlarında kalan orta refüjüne bir raylı sistem temeli atıldı. Tutulan raporlarda fiyzıbıl görülmediğinden raylı sistem söküldü. Atladığınız konu şu. Burası Köln değil nüfus artıyor gidiyor. O zamanlar 850 bin olan Konya nüfusu şimdilerde 1 milyon 300 binin üzerinde. Üstelik sanayi de bu kadar ileri seviyede değildi. Şöyle bir düşünelim Fetih caddesi – Ahmet Özcan caddesi ortasında bir tramvay hattı olup yolcuları sanayilere taşımış olsaydık. Şimdilerde yapmak için çaba harcadığımız Konyaray ve banliyo hattınına gerek kalmazdı.
Yerel yatırımlarda da fizibilite raporları ve işin önceliği hep ön planda tutulmalı. Özel sektörün yapabileceği işlerin özel sektör manfetiyle yapılması sağlanmalı. Hayati yatırımlar için bu söylem geçerli değildir.
Bir hatırlayalım. Belediye seçimlerinden sonra bir tarihte Ramazan’da fırınlar eylem yaparak ekmek tüketimini azalttılar ya da minimuma indirdiler. Niyetleri belediyeleri zor durumda bırakmaktı. Sonrası ne mi oldu. Belediye ekmek fabrikalarını kurdu ve üretim ve fiyatları direkt müdahil oldu. Halen de 36 yıldan bu tarafa ekmekte caydırıcılığı devam ediyor belediyelerin.
En kötü yatırım da bir şeyler yapabilmek adına yapılan, çalışmayan, 3 müctecire verilemeyen yatırımlar. Belediye bir ihtiyacı gidermek adına, yerine göre özel sektörün giremediği yatırımları yapar bitirir ve işletmesini ihale eder. Örnek isterseniz yüzme havuzları, kapalı açık otoparklar ve diğer yatırımlar.
Belediyeler asli vazifelerinden kopmamalı. Denetim yapılacak, park yapılacak, yol, hobi bahçesi, su, kanal vb. asli hizmetler, temizlik hizmetleri eksiksiz olarak yapılmalı.
Ancak cafe dedikleri bu ve benzeri yapıları yapıp işletmesini de kiracı bulamadığınız için kendi elemanlarınızca işletmeye kalırsanız kasanız, kesseniz kaybeder. Trilyonluk kafeleri bırakın özel sektör yapsın sizler önünü açın Ağustos Hotel birkaç yıl çalıştı. Daha doğrusu belediye çalıştırdı. Zira para kazanamadığı için haklı bir gerekçe ile kapatıldı. Peki hal böyle iken ikinci bir otel çalıştırmaya gerek var mı? İnşaallah işletmesini kiraya vermişlerdir.
Yerel yönetimlerimiz buralara harcayacakları enerjilerini hayvan toplamada gösterseler hem puan toplarlar, hem de hayırlı bir iş yapmış olurlar.
Kamu yatırımlarında tek bir ölçü var. O kadar isabetli, bir o kadar da vicdana uyar. “Bu ödenek veya para benim şahsıma ait olsa bu yatırımı yapar mıyım?”
Kendin olunca yapmayacağın veya düşünmeyeceğin bir yatırımın ödeneğinde başta Konya’nın sonra da Türkiye’nin hakkı olduğunu unutmamak lazım. Akabinde hesap
Kaynak: Mehmet HANÇERLİ
Kovulmak mı istiyor? Yoksa Sabote mi ediyor?
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.