DİZAYN

Tekrar vurgulamakta fayda var. Evrende değişmeyen tek şey değişimdir. Değişim iyi ki var. Değişim olmasaydı insanoğlu tekerleğin icat edildiği günden bu yana hala atlı arabalarla seyahat ederlerdi. Şimdilerde atsız, tekerleksiz gökte ses hızından daha hızlı hareket eden binitlere biniyoruz. Yıllar süren uzun yolculuklar saatler ve günler alıyor, hepsi bu.
İnsanoğlu yeniliklere, ilim ve fen bilimlerine, buluşlara her daim açık olacak. Kapalı olup o zamanlarda camilere seslendirme tesisatı caiz midir değil midir fetvası almak adına yıllarca vaktinizi ziyan ederseniz elin oğlu yeniliklerin veremi olan fosfor bombası ile seni avlar. Atomu parçalar, nükleer sıkıntısı da seni bulur.
Toplumlara yön vermek adına akil insanların dizaynı son derece önemlidir. Bu akil dizaynistler toplumlara yön veriyor, hayat veriyor, can alıyor. Menfaatleri çeliştiği anda da en yakınlarını satıveriyor. Başkanlık seçimlerinde Trump lehine günde 1 milyon dolar dağıtan Elon Musk efendi şu anda ABD Başkanı ile kanlı bıçaklı değil mi? Dünya dizaynistleri mevcut dünya nüfusunun düşürülmesi adına onca proje üretmiyorlar mı?
Dünyanın sayılı zenginleri, dünyanın dizaynı adına yapay et ve balık üretimini planlamıyorlar mı? Neymiş efendim hayvansal et üretiminde atmosfere metan gazı salınımından dolayı dünyada büyük tehlikeler yaşanacağı korkusu salmıyorlar mı? Bunların derdi gaz falan değil. Tamamen ticari, tamamen duygusal. Dünyaya yapay gıda maddeleri satacaklar.
Düzaynın kelime manasına gelelim. “Tasarımda en doğru ve hoş olacak şekilde var etmek, buna uygun olarak şekillendirmek.” Yani tasarım yapmak, tasarlamak.
Siyaseten de bu böyle değil mi? Siyasal partilerin vitrinleri yenileniyor, çatı isimler değişiyor, söylemler değişiyor. Değişmeyen bazı isimler vazgeçilmez olmalarından dolayı yerlerini koruyabiliyorlar. Örneklendirirsek AK Parti’de Sayın Binali Yıldırım değişip yerine Murat Kurum bakanımız gelebiliyor. Bu bütün siyasi partiler için geçerli .
Daha önceleri rahmetli Baykal’dan sonra direksiyona geçen Sayın Kılıçdaroğlu kendi kafasına göre parti meclisini hem de parti üst delegelerini dizayn etmişti. Ancak bazen para oyunu bozuyor. En güvendiğiniz kendinizin dizaynından geçen insanlar tarafından arkadan hançerleniyorsunuz. 30 Haziran’da bakalım üst mahkemeler CHP Genel Kurultayı hakkında ne karar verecek? Sonra CHP koltuğuna oturan Sayın Özel, İmamoğlu destekli parti içini ve yerel adayları dizayn etti. Bakalım bu dizayn nereye kadar gidecek?
Dizaynlar bitmez. Belli görevlere gelen insanlar siyasi tavır gereği olsa gerektir kadroları kendilerine göre dizayn ederler. Yerelde bu dizaynları yaşıyor muyuz? Cumhurbaşkanlığı Kabinesi ve MKYK ve MYK parti üst kuruluşlarındaki değişim bakalım yerele nasıl yansıyacak? Belli odakların istekleri doğrultusunda yapılan değişimler, taban tarafından onaylanmazsa ileride problem yaşanabilir.
Her yiğidin bir yoğurt yiyişi mutlaka vardır. Bazı yöneticilerimiz yoğurdu hazırlarken teşkilat, milletvekili, belediye başkanları, meclis üyeleri hatta mahalle başkanlarına( temsilcilerine) varana kadar herkesi mutfağa çağırır, onların fikrini alır, ortaya da güzel bir taam çıkar. Yediren de yiyen de zevk alır.
Ancak mutfakta benim, yoğurdun en iyisini de ben yaparım, ben bilirim, dizaynını da ona göre yaparım diyen olursa da sonuçlarına katlanır. Aklıselim herkes bilmelidir ki siyaseten önceki yıllardaki rahatlık yoktur maalesef. Parti içinden ve destek veren herkesten fikir almak, oy almak elzemdir, mecburidir.
Genel idaresi ile yerel idaresi ile uyum içinde hizmet üretildiğinde ortama güzellik gelir, hizmet gelir. Akabinde de o samimiyet ve ihsan insanların kalbinde yeşerir, meyve verir, aşk olur.
Ben mantığına dayanarak gücünde kendinize ait olduğunu varsayarak siyaseten, yerelden, ekonomiden spora kadar her şeyi ben bilirim ve dizayn edeceğim buna da muktedirim derseniz ancak kafa sapmaya değdiğinde anlarsınız onun da geri dönüşü olmaz.
Sayın Cumhurbaşkanı gönüllere girme derdinde ise halkla iç içe ise herkesin de geneliyle, yereliyle ortak hizmet üretmesi lazım.