Havada rekabet kokusu var!

Bir tarihte köyden kente gelenlerin kent hayatına adaptasyonları ile ilgili çalışmalar yapılmış, projeler hayata geçirilmiş ve uygulanmıştı.
AB’nin hibe projeleriydi bunlar.
Proje yapılıyor, proje onaylandığında proje tutarı kadar hibe para alınıyordu. Yani karşılıksız bir para.
Konya hibe projeleri bam telinden yakalamış gibiydi.
Bir anda kabul edilen projeler bazında ilk üç arasına girmeye muvaffak oldu!
Bu proje de o projelerden birisiydi!
Hibe projeyle Büyükşehir, köy hayatından şehir hayatına geçişi kolaylaştırıcı, geçiş zorluklarını hafifletici, bir çalışma yapmıştı.
Büyükşehir’de yaşamanın, uyum sağlamanın bir anlamda alfabesi gibi nitelendirilmişti bu yaklaşım.
Alanında bir ilkti!
Kimimize göre, ne vardı böyle yapacak?
Kimimize göre kendi insanımıza böyle bir yaklaşım tarzı uygulanması yanlıştı.
Zaten bir şekilde köy ve kasabalardan şehre gelenlerin hem akrabaları, hem köylüleri uzunca bir süredir bu şehirdeydiler.
31 İlçesi olan şehir, yüz ölçümü olarak da, bazı Avrupa ülkelerinden daha büyüktü!
Gel zaman-git zaman, bu projenin dedikoduları tam sona ermiş, Büyükşehre dışarıdan gelen göç dalgaları yeni yerleşimler daha usuletle ve suhuletle karşılanmıştı ki…
Şehir bir anda Suriyeli sığınmacılarla karşı karşıya kaldı!
Sığınmacıların, şehir nüfusunu ciddi anlamda artıracak boyutlara erişebileceğini tahmin etmekte geç kalındı.
Bu geç kalma, en başta kiralık konut sıkıntısını çözmek için pekte bir şey yapmayan Konya’yı hazırlıksız yakaladı!
Kiralık evleri olanların başına talih kuşu kondu. Ömürlerin de göremeyecekleri gelirlere, abartarak, fahiş fiyat uygulamaları ve aç gözlülük yarışlarıyla sahip oldular.
Kiralık ev konusu kilitlendi!
Sığınmacı sayısı yıllar bazında oldukça süratli bir şekilde artmaya başladı.
Resmi rakamların dışında, kayıtsızlar vardı. Rakam şu an dahi net değil.
Afaki rakamlar dolaşıp duruyor.
Şehirde başınızı nereye çevirseniz Suriyeli sığınmacılar var.
Marketlerde, parklarda, çarşı-pazarlarda, sokaklarda, caddelerde ve mahallelerimizde her yerdeler!
*****
Otobüslerde ve dolmuşlarda birçok olay oldu. Bu olayların sineye çekildiğini ve sineye çekilmeye devam edildiğini hemen belirtelim. Birde muhatap bulamama konusu var. Muhatap kimdir, nerede ve nasıl bulunur sorularının cevabını bulanlara selam olsun!
Şirinlik gösterileri, şirin gözükme yarışları, konuya sahip çıkma konusunu lüzumundan fazla abartma sonucunda, keşke bizde Suriyeli olsaydık denilen anlar ve zamanlar getirdi şehre.
Sığınmacılardan, yeni bir ekol yarattık!
Suriyeli esnaflar, pazarcılar, sanayiciler, lokantacılar ve berberler, hemen sayabildiğimiz meslek dalları!
Havada rekabet kokusu var!
Sığınmacılar ucuzcu!
Mesela, berber tarifeleri beş lira!
Dükkan açtıkları sokak ve caddelerde yıllardan beri aynı işi yapan berber ve kuaförler ise bir hayli düşünceli ve tedirginler!.
Şimdilik kaydıyla, müşterileri kendilerinden!
Berberlerimiz ve kuaförlerimiz ya bizim müşterilerimiz onlara giderse diye düşünmeye başladılar bile!
Kaş yaparken göz mü çıkarıldı acaba diye konuşanların konuşmaları sizlere henüz ulaşmadı mı sevgili yöneticilerimiz!
Belli ki, ulaşmamış! Ne yapsın insanımız, “ Aramızda dağlar var” türküsünü mü çağırsın?
Rekabetin diğer alanlara da sıçramayacağının garantisi yok!
Konya esnafı, Konya kamuoyu, Konya yöneticileri lay lay lom bir eksen üzerinde kaykay yaparken ayakları ya kayacak, ya dolaşacak!
Aksi pek mümkün görünmüyor!
*****
Kendine göre düzeni olan, kendine has ahlak ve edep çerçevesi olan Konya, her geçen gün yol bilmezlerin, iz bilmezlerin, yol yordam konusunda inceliği olmayanların istilasına uğradı.
Duraklar, Pazar yerleri, parklar istila altında!
Duraktan geçeceksiniz, yol vermiyor arkadaşlar. Yaşlı mı, yorgun mu, elinde poşet mi dolu zerrece umurlarında değil.
Vatandaşımız bir le havle çekip, iniyor asfalta, ya da durakların etrafından dolaşıyor.
Sığınmacıların yoldan çekilmek gibi, yol vermek gibi, yol açmak gibi ne bir anlayışları, ne bir görgüleri, ne de anlayışları var!
Hoşgörüleri sıfır!
Büyükşehrimiz, yıllar önce kendi insanına yaptığı adaptasyon çalışmalarını, sığınmacıları Büyükşehre adapte edebilme adına, yaptı mı? Böyle bir çalışma yapıldı mı? Düşünülüyor mu?