Konya AÇIK 33°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
TORKU BİSKÜVİ

Yeni Medya ve haberleşme hukuku

Yeni iletişim teknolojilerinin gelişimi ile birlikte Mc. Luhan’ın ‘da dediği gibi Dünya Küresel bir köye dönüştü. Bu küresel köyde  sınırsız iletişim imkanı sunulurken iletişim dünyasında da hukuki sorunlarda baş göstermeye başladı. Türkiye’de de özellikle yeni medya araçlarının hayatımıza hızlı bir şekilde girmesiyle birlikte kitle iletişim araçlarının birer multimedya ortamına dönüşmesiyle birlikte birçok kitle iletişim aracı hizmetini bir arada verebilme kabiliyetini kazanmaları beraberinde birçok hukuki tartışmayı da beraberinde getirdi.  Türkiye’de haberleşme özgürlüğü Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 22. maddesiyle güvence altına alınırken   Madde 22 –“ Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır. Bu hürriyet; millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak, kanunla sınırlanabilir.” Şeklinde anayasadaki yerini aldı. Anayasa maddesine bakıldığında vatandaşların haberleşme hakkı korunurken hakka belirli hal ve durumlarda sınırlama getirildiği kanun maddesinde açıkça ortaya konuldu. Haberleşme hakkının ceza unsuru taşıması ise son günlerde sık sık karşılaştığımız durumlar arasında yer alıyor.   TCK Madde 132 – Haberleşmenin gizliliğini ihlal: Başkalarının haberleşmesini hukuka aykırı olarak dinleyen veya kayda alan kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırmasını ön görürken  TCK Madde 134 – Özel hayatın gizliliğini ihlal maddesinde ise  Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri, izinsiz olarak ifşa etmek veya yaymak da suçtur ve ağır yaptırımlara tabidir. Anayasadaki bu maddeler ile  vatandaşın haberleşme hakkının korunması amaçlanmıştır.   Anayasa   maddeleri ve anayasanın ruhu kişi hak ve hürriyetlerini korurken toplumsal hayatta da kaos yaratabilecek durumların önüne geçmeyi amaçlamakta fakat haberleşme hakkını da kişilerin özgürce kullanması konusuna da büyük hassasiyet  göstermektedir.  Haberleşme belirli durumlarda devlet denetimine tabi tutulmak zorunda kalmaktadır.Devlet denetimi ise hiçbir zaman keyfi bir uygulama olarak hayata geçmememekte  Devletin bireylerin haberleşmesini denetlemesi, ancak mahkeme kararı ile mümkün olmaktadır. . Yani kolluk kuvvetleri ya da istihbarat birimleri, herhangi bir vatandaşın haberleşmesini keyfî bir şekilde dinleyemez. Bu durum, Anayasa Mahkemesi kararları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatları ile de desteklenmektedir. AİHM, defalarca haberleşme özgürlüğüne yönelik müdahalelerin ancak ölçülülük ilkesine uygun olması hâlinde kabul edilebilir olduğunu vurgulamıştır. Kamuoyunda özgürlük mü?   Güvenlik mi? Tartışmaları halen devam ederken  bu kavramlar  çoğu zaman birbirine karşıt gibi gösterilse de  demokrasi de  her ikisi arasında simbiyotik bir ilişki vardır. Yani birinin yaşaması ancak diğerinin yaşaması ile mümkündür. Güvenlik kaygıları beraberinde totariter  bir ortama zemin hazırlarken özgürlüğün aşırı kullanımı denetimsizlik ve suç ve suçlunun övülmesi ve suçun kitle iletişim araçları yoluyla yayılması gibi durumları da beraberinde getirir. Burada çözüm ise,  her meselede olduğu gibi hukukun üstünlüğü ilkesinin benimsenerek bağımsız denetim mekanizmalarının  süreçte aktif rol oynamasını sağlamak ve şeffaflığı hayata geçirmektir.  Haberleşme özgürlüğüne getirilecek her sınırlama Anayasa ve yasalar çerçevesinde olurken Kamu güvenliğin öncelemeli. Ve ölçülük ilkesine uygun olmalıdır.

 

 

 

Kaynak: EVREN ATCI

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

KONYA BİLİMFEST

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.