Vurgulamakta fayda var. Ülkenin geçmişi şanla, şöhretle dolu. Hiçbir ülkenin boyunduruğuna girmemiş, bin yıllardır bağımsız şekilde kendi kendini yönetmiş. Coğrafya deseniz fevkalade. Önceki gün iki haber ülkenin yüksek kesimlerine kar yağarken Akdeniz’in bazı kesimlerinde denize giriliyor.
Bunları niçin vurguladık. Ülke büyük olunca sorunları da büyük oluyor. Herkesin gözü kulağı konumundaki Orta Doğu bizim güney sınırımızda hem de kilometrelerce sınırımız var. Dostunuz kadar düşmanınız da oluyor. Türkiye’nin büyümesini istemeyen uluslararası şer güçlerin hedefinde Türkiye var. Tuhaf olan kendini Müslüman ülkeler kategorisine koyabilecek miyiz bilmem sözde İslam ülkeleri ve tetikçi liderleri, atama ile getirilen liderleri de Türkiye’ye pek bir dost değil. Hülasa problemler de o denli çetrefilli oluyor, büyük oluyor.
Tüm anketlerde ve kamuoyu yoklamalarında bir numaralı sorunumuz belli, ekonomi özellikle kapitalizm ve kapitalizme geçiş konumundaki ülkelerde bir numaralı sorun. Başta dar gelirliler olmak üzere çiftçisi, emeklisi, asgari ücretlisi, küçük esnafı vb. toplumun diğer kesimlerine bir dokun bin ah işit. Şu ortamda en rahat olan kesim kamu çalışanları. En azından diğer kesimlere göre daha bir rahatlar, daha bir ekonomik manada güvendeler.
Biz iki numaralı sorunumuza gelelim. Güvenlik tabi ki. Bunu insan hayatı güvenliği, gıda güvenliği, sağlık güvenliği, ulaşım ve yüzlerce konuya indirgeyebilirsiniz. Güvenlik önemli bir konu olmalı ki insanlar barınma yerlerini, evlerini, konutlarını site içerisinde olmasını arzu ediyorlar. Sadece site içerisinde olması yetmiyor. Sitede güvenlik yeni düzenin olmazsa olmazı. Dahası dışarıdaki art niyetli kişilerin sitenin içerisine girmelerini engelleyici bir dizi önlemler, akıllı evler, kameralar, jiletli teller vs. vs. bir dizi tedbir. Zira eskisi gibi değil çocuklarımız o kadar kıymetli ki!
Güvenlik için evlatlarımız hostesli servislerle ev önünden alınıyor. Okuldan sonra da eve bırakılıyor. Dolayısıyla çocuklarımız ergenlik, gençlik döneminden sonra yüksekokula adım atınca dolmuş, otobüs, tramvay ve metro ile tanışıyor.
Bize ne oldu. Nasıl değiştik. Evinin önündeki arabasını ve evinin kapısını kilitlemeyen toplumlardan arabasına ve evine alarm taktıran toplumlara evrildik. İnancımızı kaybediyoruz. Dini değerlerimizi yaşamıyoruz. Cumalarda dahi ezan okunurken camiye giderseniz yer bulursunuz. Hatta camilerimizin alt katlarının yarısı boş. Böyle giderse helali, haramı ve kul hakkını bilen, çalışkan nesli nasıl yetiştireceğiz.
Mahalle içlerinde yapılan küçük ve orta ölçekli parklara lütfen bir bakınız kullanan var mı? Eskiden muhtarlar ve mahalleli mahallesine ya çocuk parkı ya da gençlere basketbol, voleybol, halı saha ve çim saha isterlerdi. Şimdilerde isteyen var mı? O da yok.
Size enteresan bir itirafta bulunalım. Mahalleli ve muhtarlar mahallelerindeki bazı gayri meşru işlem yapıldığı parkların kaldırılmasını istiyor. Geçen haftaki bir haberde mahalleli çocuk parklarını tahrip etmişler. Vatandaşı vatan haini ilan ettik. Niçin yapıldığını pek sorgulayan yok! Yapılanı alkışlıyor falan değiliz.
Ailelerin çoluk çocuğu ile oturduğu dairesi biraz da zemine yakınsa ve parkın içerisinde de gayri meşru pazarlıklar yapılıyor ise adam ne yapsın. Bir de en büyük illet uyuşturucu kullanımı. Yazının başında da zikrettik trafik ya da ulaşım güvenliği diye. Özellikle uzun yol çalışanlarının uyumamak adına kullandıkları kimyasallar çok vahim sonuçlar doğuruyor. Sonra duyuyoruz otomobil, tırın altına girdi diye.
Burada kamu kullanımına açık olan, herkesin uğrak yeri olan, parklar ve belediye tesisleri, halı sahalar, otogar ve diğer toplantı yerleri uyuşturucu için en müsait alanlar. İnsanlar satışlarını buralarda ve özellikle okul önlerinde yapıyorlar.
Onun için emniyetli, güvenlikli sitelerde oturuyorlar zira içeride çocuk bahçesin de var ve çocukları kontrol altında oluyorlar.
Emniyetli ve güvenlikli alanlar oluşturulmalı. Emniyet güçlerimiz, yerel zabıta unsurları ile birlikte parkların içerisinde belli saatlerde devriye gezmeliler. Zira ülke bir bireyini yetiştirmek için onca zahmete giriyor.
Eğitim, eğitim diyoruz ancak okullarımızın durumu da ortada bir taraftan uyuşturucu pazarları diğer taraftan akran zorbalığı var. Peki nasıl olacak.
Eğitim şart.
Güvenlik şart.
Kaynak: Mehmet Hançerli
Gözden çıkarılan oyuncular hem Montella’ya hem de İspanya ya ders verdi…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.