TARİHTE KAHRAMANLAR HAK ETTİĞİ YERE KONMALI

Henüz ilkokul 3. sınıftaydık. Sınıfa bir arkadaş bir gazete getirmişti. Gazetede Yunanistan Kıbrıs’ı işgal edecekmiş, Türkiye ile savaş olacak gibi şeyler yazıyordu. Çocuk aklımızca yorumlar yapıyoruz. Netice olarak gavurlar Atatürk’ün öldüğünü duymuşlar ondan bize savaş açtıklarına karar verdik. Öyle üzülüyoruz ki anlatamam. Bu durum 1978 yılına kadar da devam etti.
Atatürk, elbette Milli Mücadelede liderlik yapmış, Kurtuluş Savaşımızda önderlik, liderlik, başkomutanlık yapmış, önemli bir askerimizdir. Ama Milli Mücadelede daha başka komutanlarımız da vardır. M. Kemal tek başına koca bir ülkede o cepheden o cepheye koşarak tüm cephelerde bulunmamış, cephelerdeki komutanlarla birlikte ülkeyi kurtarmışlardır. Diğer komutanların hakkını da gözetmek gerekmez mi?
Yine tarih kitaplarına bakarsak Milli Mücadeleye başlarken Samsun’a gitmeye kendi karar verip gitmiş gibi belirtilir. Oysa Samsun’a gitme işi tamamen padişahın bilgisi dahilinde Osmanlı Genelkurmay kararı ve planlamasıdır. Gerek padişah gerekse hükümet gerekli ödeneklerini de vermiştir. Diğer yandan gitmeden sarayda padişahla görüştüğünü belirtir. İlgili arşivlerde de Samsun’a gidenlere gelecek üç aylıklarının peşin olarak ödendiği de belirtilir. Ayrıca padişahın M. Kemal’e milli mücadele için 40 bin altın verdiği de bazı tarihçilerce iddia edilir.
Diğer yandan Sultan Vahdettin ülkeden İngiliz gemisi ile kaçmamış, savaş kazanıldıktan sonra Osmanlı Ailesi yurt dışına çıkarılmıştır. İngiliz gemisini de İstanbul’u teslim almaya gelen Refet Bele Paşa ayarlamıştır. Hatta o günlerde Refet Paşa Sultan Vahdettin’e çok saygısızca davrandığını kendi hatıralarında belirtir. Sonuç olarak Sultan Vahdettin Bülent Ecevit’in de dediği gibi vatan haini değildir. Maalesef cumhuriyet tarihimizde kişiler gerçek yerlerine tam oturtulamamıştır. Bunda ülkeye hakim olan dönme tabir edilen güya beyaz Türk Sebatay Yahudilerin payı büyük olmuştur. Gerçek tarihimizin yazılması ve o tarihte herkesin yerine oturtulması dileğimizdir.