SOYKIRIM-TERÖR ve SEÇİM…

Hızla ilerleyen bir yaşamın içinde içerisinde bulunduğumuz hayatın ne denli çabuk geçtiğinin farkında bile değiliz.
Daha dün başlangıcı ile sevindiğimiz mübarek Ramazan ayının bugün 15. gününü eda ediyor olmamız bunun bir göstergesi aslında. Bugün yarıladığımız Ramazan ayının artık sonlarına doğru hızla ilerliyoruz ve bu ilerleyişte acaba bu ayı layıkıyla değerlendirebildik mi, bunun sorgusunu da yapmak en öncelikli değerlendirmemiz olacak.
Ancak bu süreç içerisinde o kadar çok gelişme yaşanıyor ki bunları takip etmek de bir o kadar dikkat gerektiriyor. Ramazan ayının sonları yaklaşırken hala Gazze’de ateşkes konusunda, yok öyle mi olacak yok böyle mi olacak değerlendirmesi yapılıyor. Katil soykırımcı terör devleti İsrail, çoluk çocuk demeden yaşlı masum demeden sınır mesafe gözetmeden soykırım yapmaya devam ediyor.
Ve ne ilginçtir ki hiçbir devlet de buna müdahale edemiyor. Ülkemizin kendi çapında tepkisi, müdahalesi, gayreti olsa da bu da soykırımı engellemeye yetmiyor, yetemiyor.
Allah’ın laneti birikerek bu acılarda emeği katkısı olanların üzerine dağ gibi devrilecek ve o zamanda kimse bundan dert yanamayacak. Bu gerçekle devam eden hayat Gazze’de yaşanan soykırıma göz yuman insanlığa çok acı bir helaki getirecek.
Enkazın, şehit naaşlarının arasında buldukları birkaç katıkla iftar sahur yapmaya çalışan insanlığın olduğu bir zamanda bin bir çeşit sofrada iftar sahur yapan “Bana değmeyen yılan bin yaşasın” düsturu ile yaşayanların olduğu dünyada, acının tarifini yapmak bile anlamsız kalıyor.
Kısacası dünya, freni patlamış kamyon gibi dönmeye devam ediyor. Soykırımcı zihniyetlerden terörle vahşetle kendi hegemonyasını dikte etmeye çalışanlara kadar insanlığı kaosa sürükleyenlerin arttığı bir dönemdeyiz.
Bakın; Rusya’nın başkenti Moskova’da yaşanan ve birçok hesabı içinde barındıran terör saldırısına…
Bir grup çıkıyor konser salonunu basıyor ve rastgele ateş ederek 150 civarında insanı öldürüyor. Ve bunu yaparken de öyle maskeli bilmem neli değil, açık açık yapıyor. Ardından da çıkıyor DEAŞ örgütü bu saldırıyı üstleniyor. Rusya- Ukrayna Savaşı ile başlayan süreç ardından Gazze katliamı ve sonrasında Rusya’daki terör saldırısı çok manidar görünüyor. Birileri çok büyük hesapların peşinde, dünyayı kan gölüne çevirmekte olan kararlılıklarını sürdürmeye devam ediyor.
Öyle kesin, net bilgi anlamında bir şey yok ancak şöyle süreçlere baktığımda hesapların öyle ufak tefek olmadığını bilmemek gibi bir cahillikte olmayacağını düşünüyorum. Saldırı sonrası birçok teori ve değerlendirmeler yapılıyor sizler de bunları izliyor, okuyor, duyuyorsunuzdur ve şöyle bakıldığında birçoğuna hak vermemek anlamsız geliyor. Ancak her kim ne söylerse söylesin bu olayın hesabı kitabı derin bir şekilde yapılmıştır. Rusya’nın bu konuda atacağı adımın ve vereceği karşılığın nereye nasıl olacağını yakın zamanda göreceğiz ancak üstlenen örgütün DEAŞ olması, olayı din savaşına çekmek isteyenlerin olduğunu da akıllara getiriyor. Çok uzağa gitmeden baktığımızda DEAŞ'ın içinde olduğu veya içindeymiş gibi gösterildiği olayların bir ucu her zaman Müslümanlara dokunmuştur. Ancak Rusya’nın böyle ucuz oyunlara gelmeyeceğini de bilmek gerekiyor. Sonuçta Rusya’nın içinde olduğu savaşta karşısında sadece Ukrayna'nın olmadığı ve Amerika ile birçok Avrupa devletinin olduğunun aşikârlığını unutmamak gerek. Konunun içine daha fazla girmeden bu oyunun başrolü de figüranları da yakın zamanda ortaya çıkacaktır diyerek terörün her türlüsünü lanetlediğimi belirtmek isterim.
***
Şimdi gelelim bu haftaki gündemimize.
Bildiğiniz üzere 31 Mart’ta yerel seçimimiz var. Ülke olarak yaşadığımız şehirlerin yöneticilerini seçeceğimiz önemli bir seçim olacak. Öyle 31 Mart dediğime bakmayın bu hafta sonu bu seçim için sandık başına gideceğiz. Her ne kadar şehrimizde ve merkez ilçelerde bu seçimin atmosferi çok fazla hissedilmiyor gibi görünse de özellikle bazı ilçelerde büyük bir heyecan oluşturuyor. Sahadan gelen okumalara göre Seydişehir, Akşehir ve Ereğli gibi ilçeler ile daha küçük birkaç ilçede beklentilerin aksine sonuçların çıkacağı gibi söylemler heyecanı daha çok arttırıyor. Dolayısıyla bu bölgelerde adayların saha mücadelesini de bir o kadar yoğunlaştırıyor. Tabi tüm bu soruların cevapları ile emeklerin karşılığı hafta sonu karşılığını bulacak.
Ama şehrimiz adına yaşanacak heyecan kadar İstanbul sonucu da büyük bir heyecan oluşturacak. Hemşehrimiz Murat Kurum’un verdiği mücadele İstanbul kadar olmasa da şehrimizde de büyük bir merak ve heyecan oluşturuyor. Burada olayın siyasi boyutunun ötesinde hemşeri boyutu ile düşünülmesi gerektiği kanaatindeyim. Ben bu anlamda çıkacak sonuçların şehrimize ve ülkemize hayırlar getirmesini diliyorum. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı hemşehrimiz Murat Kurum’a da ayrıca başarı ve kolaylıklar diliyorum. Rabbim yardımcısı olsun.
Bu arada şehrimiz ve ilçelerinin seçim sonuçlarını anlık olarak yenimeram.com.tr sitemizden ve 1 Nisan sabahı grafik görselleri ile birlikte gazetemizden takip edeceğinizi de hatırlatmak isterim.
Kalın sağlıcakla...