SİYASAL GÜNDEM

İktidar ve muhalefetin gündemini değiştiren iki turlu bir seçim yaşadık. Bu arada Sayın Cumhurbaşkanı'nın “tek adam” veya “diktatör” olmadığı da tescillendi. Doğru ya, diktatör olan ülkelerde bırakın ikinci tur seçimi, seçimlerin 1. turuna bile gerek yoktur. Sözde, Sayın Cumhurbaşkanı'na atfen yakıştırılan bu yakışıksız söylemlerin, özde kime yakıştığı ve uygulandığı da ortaya çıkmış oldu. Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu, seçimden bu tarafa parti içerisinde “tek adam” olduğunun uygulaması içinde.
Seçimi kazanmak ya da kaybetmek partilerin olmazsa olmazı. Kazanmak ya da kaybetmek kavramlarının hangi partilerle özdeşleştiğini sizler daha iyi biliyorsunuz. Tek adam uygulamasından dolayı CHP ve çoklu masanın üyeleri tarihi bir seçim kazanma ihtimalini çöpe atmışlardır. Bu arada Sayın Cumhurbaşkanı'nın siyasi dehasını da göz ardı etmemek lazım. Naçizane hep şunu vurgulamaktayız. Lider sürükleyici ve yön vericidir. Başkan ise statükocu.
Sayın Kılıçdaroğlu, bu nasıl bir idareciliktir ki size bağlı olan bir belediye başkanını ikna turlarındasınız. Onun gönlünü etmek adına mesire alanlarına götürüyorsunuz. Dostlarımız hatırlar, CHP'nin iki büyük ilinin belediye başkanları cumhurbaşkanlığı adaylığı için gündemi aylarca meşgul etmişlerdi. Sayın Kılıçdaroğlu, defalarca “Bu arkadaşlarımız şehirlerine hizmete devam edecekler.” demesine rağmen bu sözü dahi önemsemediler.
Size bir lider uygulaması örneği verelim mi? AK Parti Genel Başkanı, önceki tarihlerde bu iki ilin kendi belediye başkanlarının istifasını istedi ve anında almadı mı?
Sayın Kılıçdaroğlu, koltuğu bırakmak istemiyorsanız, delege çoğunluğu size gönül vermiş yoldaşlarınızdan oluşmuş ise neyin iknası için uğraşıyorsunuz Allah aşkına? Bu başkanlar, partiden ayrı özerk bir yapıya mı sahip? Yazın bir tarafa, bu tür çelik çomak oyunlarına fazlaca dalarsanız -ki öyle olacak gibi- yerelde İstanbul ve Ankara'yı kaybedersiniz. Kaldı ki genel başkanlığa ya da tekrar İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına istekli olan Sayın İmamoğlu hakkında hukuki süreç devam etmiyor mu? Kapandı da biz mi takip edemedik? CHP'de üst düzey yönetici yetişiyor da biz mi göremedik?
Seçim geceleri dahil haber kanallarında Sayın İmamoğlu ve Sayın Yavaş'tan başka bir üst düzey yetkiliniz yok mu?
Bir önemli ve toplumun merak ettiği soru da şu: Partide üst düzey görevlerde bulunan Sayın Özgür Özel kimin adayı?
Partilerde kongre süreçleri devam ediyor. CHP genel başkan adaylarının ikna turları devam ededursun 24- 25 Haziran'da İYİ Parti'de kongre yapılacak. Tabii ki bu tarih seçim öncesinde belirlenen bir tarih. Sayın Akşener tecrübeli bir politikacıdır. Seçimin sonucunu ve seçimden sonraki travmaların kolay atlatabilmenin hesabıyla bu tarihi mi belirledi? Zira İYİ Parti'de 200 kişiden oluşturulan kurucular kurulunun şu ana kadar 70 tanesi istifa etmiş. Son olarak eski bakan Ahlat Andican İYİ Parti'den istifa etmişti. Hep birlikte göreceğiz, il teşkilatları ve pasifize edilen Sayın Koray Aydın'a görev verilecek mi?
DEVA, Saadet, Gelecek ve DP'lilerin durumlarını incelediğimizde kendilerine göre bir takvimleri mutlaka vardır. Ancak tek hedef grup kurmak ve seslerini daha fazla duyurmaktır. Birinci alternatif CHP'den milletvekili transferi yapmaktır. Grup kuracak 20 milletvekili sayısında eksiklerini CHP'den tamamlayabilirler. Bu konuda pazarlık kabiliyetlerinin çok üst düzeyde olduğunu biliyoruz. Böyle bir oluşumda CHP ile birlikte Mart 2024'te yapılacak olan yerel seçimlere ortak girebilirler.
İkinci alternatif CHP'den milletvekili alamazlarsa kendi aralarında birleşmeleri olacaktır. Bir parti çatısı altında birleşme sağlanabilir. Bu dörtlü grup kendi partilerinin isimlerini kabul ettiremezler. Bizim teklifimiz yeni bir parti. Dörtlü Masa Partisi( DMP) Grup toplantılarında da bütün liderler mesela 20'şer dakika konuşabilir.
Gelelim AK Parti'ye. Kabine'de köklü bir değişiklikten sonra muhtemelen belde teşkilatlarından genel merkeze kadar bir yenilenmenin yaşanması muhtemeldir. Yorulanların dinlendirilmesi, hizmete hazır olan birikimlilerin de yeni yönetimlerde görevlendirilmesi muhtemeldir.
CHP sonbaharda Kurultay yapacağını diyedursun. Hiç belli olmaz. Ekim ayında AK Parti Genel Kurulu yapılabilir. Ekim ayının en önemli günü de 29 Ekim'dir. Cumhuriyet Bayramı'na isabet eder. Tevafuka bakınız 29 Ekim pazar gününe denk geliyor. Belli mi olur? Genel Kurul yapılır. Sayın Cumhurbaşkanı tarafından lider tavrı ile hedef gösterilir. Yenilenmiş teşkilatlar ve Kabine ile hummalı bir çalışmaya girilir ve hedefe kilitlenilir. Bu meyanda Sayın Kılıçdaroğlu, kaçıncı ikna turunda olur, bilemeyiz.
Saygılarımızla.