Hüseyin Toptaş
Haber bültenlerimiz, millî ve manevî değerlerimizin her geçen gün biraz daha aşındığını gösteren haberlerle dolup taşıyor. Şiddet, cinayet, uyuşturucu kullanımı, istismar ve güvensizlik sarmalı toplumun temel direklerini sarsıyor. Haber bültenleri yalnızca olayları değil, bir toplumun nasıl çöküşe sürüklendiğini de gözler önüne seriyor. Ahlaki yozlaşma artık inkâr edilemez bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Ülke genelinde yaşanan gelişmelere bakıldığında, insan ister istemez “Toplumun çivisi mi çıktı?” sorusunu kendine sormadan edemiyor.
Kadına yönelik şiddet tırmanıyor…
Çocuk suçlu sayısı artıyor…
Fuhuş, sıradan bir olaymış gibi sunuluyor…
Boşanma oranları rekor seviyelere ulaşıyor…
Alkollü içecek tüketimi her geçen gün artıyor…
Uyuşturucu kullanma yaşı 10’un altına düşmüş durumda…
Cinayetler toplumun kanayan yarası hâline gelmiş bulunuyor…
Çarpık ilişkiler aile kurumunu derinden sarsıyor…
Millet fertleri arasındaki güven duygusu giderek yok oluyor…
Son günlerde herkesin yakından tanıdığı bazı ekran yüzlerinin gözaltına alınmaları ve tutuklanmalarıyla devam eden süreçte ortaya atılan iddialar, insanın midesini bulandırmanın da ötesinde, vicdanları yaralayıcı niteliktedir. İddiaların içeriği, aklı başında bir insanın kabul edebileceği ya da mazur görebileceği türden değildir.
Gayri ahlaki bir yaşam tarzı, kim tarafından sergilenirse sergilensin asla kabul edilemez. Bir kişinin işlediği suçtan, bir inanç grubu ya da muhafazakâr bir kesim sorumlu tutulamaz. Bu tür olaylar üzerinden muhafazakâr kesimlerin ya da imam hatip kökenli bireylerin toptancı bir anlayışla töhmet altında bırakılması da en az bu ahlaksızlıklar kadar yanlıştır ve kabul edilemez.
Tarihimizde neredeyse hiç karşılaşmadığımız türden acayip ve vahşi cinayetler, gayri ahlaki ve gayri insani ilişkiler artık haber bültenlerinin ilk sıralarında yer alıyor. İçimizi ürperten, tüylerimizi diken diken eden bu haberleri, evimizde çoluk çocuğumuzla birlikte izleyemez hâle geldik.
Toplumun çivisi yerinden çıkmak üzere. Ahlaki yozlaşma, yalnız bugünü değil, geleceğimizi de açıkça tehdit etmektedir. Vakit geç olmadan yetkililer bu meseleleri ciddiyetle ele almalı; gecikmeden kapsamlı ve kararlı eylem planlarını hayata geçirerek ahlaki çöküşün önüne geçmelidir. Unutmayalım Ahlak, süs değil; toplumun sigortasıdır. Ahlak giderse, yalnız bugün değil, yarın da elimizden kayıp gider.
Kaynak: Hüseyin TOPTAŞ
UYUŞTURULUYORUZ GALİBA!..
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.