Halka sorarsanız yöneticiler, siyasetçiler liyakatsiz; esnafa sorarsanız memur boş duruyor; memura sorarsanız esnaf istediği fiyattan satıyor…. Duruma göre herkes karşısındakini haksızlıklarla suçlayabiliyor. Bu durum sadece yaşadığımız dönem için değil, tüm dönemler için geçerli diyebiliriz.
Çalışmak ilerlemek anlamına gelmektedir. Dolayısıyla modernliğin kendisidir. Bir milleti oluşturan bireyler gelişmeden, yetişmeden o milletin büyük olamayacağı tarihi bir gerçektir.
Mehmet Akif, Berlin Hatıraları’nda dönemin İstanbul’u ile Berlin’i karşılaştırır. Bu karşılaştırma iki şehrin ve iki şehir halkının farkını gösterir.
Toplumun tüm bireyleri tembel midir? Tembellik bulaşıcı hastalık mıdır? Eğer bir toplumun ileri gelenleri, önderleri tembelliği ve adaletsizliği benimserlerse toplumun tembelliği de bulaşıcı hale gelir. Nemelazım, biz mi enayiyiz, gibi sözler yaygın hale geldiğinde çalışmaya önem verilmez veya çalışanlar değerli görülmezse, haklarını alamazlarsa tembellik artık revaçtadır.
Hazreti Ömer, bir grup Müslümanı köşe başlarında otururken görür. Neden çalışmadıklarını sorunca “biz tevekkül ediyoruz” derler. Bunun üzerine siz mütevekkil değil müteâkil (yiyicisiniz) demiştir.
Devlet tembel olur mu? Devlet yetersizliği yani başarısız devlet (failed state) olarak tanımlanabilir. Görevini yapamayan, milletin kaynaklarını iyi idare edemeyenlerin yönetimi devlet tembelliğidir. Genellikle gerileme ve çöküş dönemleri böyle siyasi kurumlar ortaya çıkar.
Kişilerin olumlu yönleri kadar olumsuz yönleri vardır. İnsan genel olarak menfaati peşinde koşar. Menfaat elde etmek için çalışmak gerekir, ama çalışmak yerine dilenmeyi tercih edenler de vardır.
NEET kavramı hem eğitimde hem de çalışmada olmayan gençleri belirtir. Günümüzde bu nitelikli şehir gençleri çoğalmıştır.
İkinci meşrutiyetin ilanından sonra farklı görüşte olan fikir adamları ve ilim adamları muhalefet ettikleri Sultan II. Abdülhamit döneminin alamet-i farikasının tembellik ve hareketsizlik olduğu değerlendirmişlerdir.
Batı tarzı davranışların tembelliği ile ilgili olarak ef’al-i efrenciye (Batı alışkanlıklarının taklidi) kullanılmış, Batı tarzı bir hayat tarzının getirdiği emraz-ı efrenciye (frengi hastalığına atfen) belirtilmiştir. Bir Osmanlı karikatüründe Osmanlı ile Japon arasındaki farkı bir makineyi incelemede kıyas edilir: Japon genci tahsil için gittiği Avrupa’da, makinenin altına yatmış, incelemektedir. Buna karşılık Osmanlıdan gelen genç başında fesi, yeleğinde saati, elinde bastonu ile karşıdan seyretmektedir. Sonuç, aynı dönemde sanayileşme çabasına giren ülkemiz ile Japonya arasındaki teknolojik farktır.
Çoğu düşünür tembelliği toplumsal bir hastalık olarak görmüştür (Bununla ilgili yayın: Hafez, Melis. Inventing Laziness: The Culture of Productivity in Late Ottoman Society. Cambridge University Press, 2021/ Osmanlıda Tembelliğin İcadı. Geç Osmanlıda Verimlilik Kültürü. Çeviri: Dara Elhüseni. Fol yayınları, Ankara, 2023).
Osmanlı romanlarında dandy (züppe, tembel çelebi) karakterine karşı zaman ve para bilincine sahip, milli sorumluluk sahibi, uyumlu bir vatandaş tipi yer almıştır. Gazeteler ve kıraathaneler kamusal alan olarak görülmüştür.
Osmanlı hasta adamın tembelliği imajı karikatürlere de yansımıştır. Medeni toplum ise çalışkan toplumdur.
Çalışmanın ölçüsü nedir? Eski Yunanda çalışanlar kölelerdir, zira asiller çalışmazlardı. Hatta onlar için çalışmak ayıpmış…
Çalışmanın inançla ilgisi, aynı inanç grubunda farklı anlama gelmesi söz konusudur. Mevlana müritlerine dilenmeyi yasaklamıştır, devamlı olarak çalışmalarını emretmiştir. Bizde tasavvufta istemek ancak zorunlu hallerde meşru görülür.
İnsanın çocukluk, gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık dönemine göre çalışmanın anlamı farklılaşıyor. Çalışmak çok para kazanmak mıdır? Yoksa mutlu olmak mıdır?
İnsanların karakterleri farklı olduğuna göre insan her yerde başarılı olabilir mi?
Çalışkan olmanın ahlaki nitelikleri; sadakat, ehliyet, samimiyet, hizmet…
Çalışmanın faydası kişinin kendisine, ailesine, topluma, ümmetine ve tüm insanlığa yöneliktir.
Ahlak kitaplarında vazife ahlakı yer alır.
İşsizlik tembellik midir? Gizli işsizlik tembellik midir?
Çalışmayı teşvik etmek nasıl olur? Bankamatik memurluk kamu malına el uzatmak mıdır?
İslam’da ruhbanlık yoktur, kuralı nasıl anlaşılır?
Birkaç asırdan beri ülkemizin toprakları en güzel, nüfusu zeki olduğu halde insanların ğabi olduğu, çalışmanın zayıf kaldığı tembelliğin olduğu şikayetleri olmuştur. Sömürgecilere göre tembellik belirli ırkların özelikleridir. Bu sebeple sömürgeciler kendilerini çalışkan, sömürdüklerini tembel olarak görmüşlerdir. Oryantalist yazarlar Türk’ün tembelliği vurgusunu yapmışlardır. Bir başka örnek Mısır eğitimi hakkında yazan bazı yazarlar Mısırlının herhangi bir inisiyatiften yoksun, sanayi ruhunu barındırmayan kayıtsızlık ve hareketsizlik içinde olduğunu iddia eder.
Katip Çelebi kahvehaneleri anlatırken buralarda zamanın nasıl harcandığından da bahseder.
Bazen siyasi rakipler birbirlerini dışlayıcı bir dille tembel ve verimsiz olarak etiketlemektedir.
Bir toplum tümüyle tembel veya çalışkan olur mu? Acaba tembellik toplumsal bir hastalık oluyor mu? Medeni bir toplum olmak için tembellikten nasıl kurtulunur? Mesela İngilizler hakkında bireyci ve girişimci karakter betimlemesi yapılır. Milli mizaç gibi kavramlarda alt sınıflar ve marjinal grupların kalıp halinde tembel olduğu vurgulanır.
Tarihteki durumu kitaplardan, masallardan, hikayelerden anlaşılır. Günümüz için de kanaatler vardır.
Çalışmak ilerlemek anlamına gelmektedir. Dolayısıyla modernliğin kendisidir. Bir milleti oluşturan bireyler gelişmeden, yetişmeden o milletin büyük olamayacağı tarihi bir gerçektir.
T. Veblen’in aylak sınıfın yani soyluların çalışması hakkındaki teorisi meşhurdur.
Cumhuriyet kurulurken tekke ve medreselerin kapatılma gerekçeleri arasında buraların miskinler yurdu olması başta sayılmıştır. Biraz daha ileri gidilerek 1930’lu yıllarda Osmanlı musikisinin uyuşukluğa sebep olduğu düşüncesiyle radyolarda yasaklanmıştır.
Tembellik askeri yenilgilerin de sebebidir.
Osmanlı döneminde Osmanlı bürokrasisinin merkezileşmesi ve verimli olması için ahlak kitapları, buralarda çalışanlar tarafından yazılmıştır. Bunlara örnek olarak ahlakçılar çalışkanlığın sadece bireyin ahlaki gelişmesi için değil, milletin ilerlemesi için de şarttır.
Fazilet ahlakında tembellik ahlaksızlıktır.
Namık Kemal Osmanlı mensuplarını her şeyin iktidardakiler tarafından yapılmasını bekleyen bir tür tembellik olarak görür. Osmanlı reformcularının önemli bir kısmı çalışkanlık kültürünü İslami ilkeler üzerine kurar ve Kur’an ve hadislerden örnekler getirirler. Çalışkanlığın ve verimliliğin önündeki engeller aslında İslami olmayan işlerdir ve bunlar modernlik karşıtıdır.
Tembellik yoksulluğa sebep olur. Yoksa yoksulluğun tek sebebi tembellik değildir. Burada kanaat ile meskeneti birbirinden ayırt etmek gerekir.
Osmanlı devlet dairelerinde profesyonellik eksikliği ve verimsizlik uzun süre sorun olarak algılanmıştır. Batı etkisiyle Roman ve hikaye yazılarında iktisadi konular ele alınmıştır. Kahvehaneler kıraathane olarak adlandırılmıştır, ancak ne kadar okunduğu şüphelidir.
Erkeklerle kadınların çalışkanlığı arasında farklar vardır. Ömer Besim Paşa doğurma imkanı olduğu halde doğum yapmayan kadını sefih veya sefil görmüştür. Bu da tembellikten daha ağır bir ithamdır.
Tembel olmanın ölçüsü nedir? Ya da çalışkan olmanın kriterleri nelerdir? Mesela çok para kazanmak mıdır? Bu konuda tasavvuf tarikatların etkisi, halkın eğitim yerleri olan camiler, tekkeler, pazarlar, esnaf derneklerin etkileri nedir?
İslam’da çalışma ahlakı esastır.
.
Kaynak: Adem ESEN
RÜZGAR DAVA EDİLİR Mİ? EDİLİR
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.