Çağdaş Atan’ın göreve getirilmesiyle birlikte Konyaspor’da yeni bir dönem başladı.
Her yeni başlangıç, beraberinde taze umutları da getirir. Yeni bir teknik direktör, yeni bir anlayış ve yeni bir heyecan getirir. Takımın oyununa olumlu yansır. Oyuncular da yeni teknik direktöre kendilerini göstermek için daha gayretli olurlar. Ancak futbolun değişmeyen gerçeği şudur: Heyecan bir gün diner, geriye sadece sonuçlar kalır.
Şunu da göz ardı etmeyeyim, Çağdaş Hoca birkaç günde ne yapabilir ki, kendisinden beklenen iyi bir motivasyon. Neler yapabildiğini ilerleyen süreçte daha iyi göreceğiz.
KRİTİK MAÇ…
Haftaya 14 puanla 8. sırada giren Konyaspor, sezonun en kritik deplasmanlarından birine çıktı.
Yeşil-beyazlılar, 4 puanla 18. sırada yer alan Fatih Karagümrük karşısında İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadyumu’nda üç puan mücadelesi verdi.
Biz de gazeteci arkadaşlarımla birlikte basın tribününde yerimizi alarak, Çağdaş Atan yönetimindeki Konyaspor’un ilk sınavını yerinde izledik.
Konyaspor’da savunma adeta pert. Adil cezalı, Uğurcan sakat, Bazoer sakat, Jevtović sakat… “Nazar mı değdi?” demeden edemedim.
Nitekim, daha maçın başında Calusic’in kaleciye verdiği geri pas az kalsın golle sonuçlanıyordu.
Karagümrük, savunmamızın hata yapabileceğini öngörerek maça ön alan baskısıyla başladı. Konyaspor cephesinde ise oyuna iyi başladığımızı söylemek pek mümkün değildi.
Karagümrük kendi sahasından çıkmıyor, oyunu sürekli yavaşlatıyor. Aslında bu durumu değerlendirmemiz gerekiyordu, ne yazık ki başaramadık.
Bu durumu fark eden Karagümrük, özgüvenle üzerimize gelmeye başladı ve kaybettiği topları da kısa sürede geri kazandı.
Önce 34. dakikada Seginho’nun golüyle öne geçti, ardından 45. dakikada Fofana ile farkı ikiye çıkardı.
İlk yarı bu skorla tamamlandı…
Konya’dan İstanbul’a kadar birlikte geldiğimiz gazeteci arkadaşlarımın hepsinde büyük bir hayal kırıklığı vardı. Kelimelerle ifade edilmese de yüzlerimizden düşen bin parçaydı.
İşte böyle bir atmosferde ikinci yarı başladı.
İki farklı yenilgi sonrası takımın ikinci yarıda reaksiyon gösterip toparlanacağını ummuştum; ancak değişen hiçbir şey yok.
Baskı yapan, oyunu kuran, koşan ve isteyen taraf Karagümrük…
Hatalı paslar, top kayıpları, geri paslar, kendi alanında al-gülüm-ver-gülüm paslaşmalar… Hangisinden bahsetsem? Tamam, kötü bir gününde olabilirsin, ama kötü koşamazsın.
İşte böyle bir durumdayız. İki farklı üstün oynayan Karagümrük ise oyunu tamamen kontrol etti ve haklı olarak zamana oynadı.
Öyle bir noktaya geldik ki, maç bir an önce bitse dedik. Çağdaş Hoca daha birkaç gündür görev başında, bu yüzden çok fazla eleştirmek doğru olmaz.
Milli aralar bize hiç yaramıyor; umarım bu süreçte Hoca takımı toparlayabilir.
Kaynak: Abdullah Leblebici
Futbolun gerçeği… Heyecan bir gün biter, sonuçlar kalır…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.