Konya
°C
Yeni Meram

KONYA’NIN MUHACİR PAZARI VE ROMANLAR

KONYA’NIN MUHACİR PAZARI VE ROMANLAR- Yaşar BARIŞIK- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
14.06.2022 01:21
13.06.2022 14:25
0
6249
ABONE OL

Yirminci yüzyılın ilk çeyreği Konya nüfusuna en çok ilavelerin yapıldığı bir yüzyıldır. Dünya savaşının beraberinde getirdiği göçlerden Konya da nasibini almıştır. Özellikle Avrupa’dan ve doğudan türlü nedenlerle ve mübadele (değişim) yoluyla yerli halklar yerlerinden oynatılarak Anadolu’ya yerleştirilmişlerdir.


Bugün sizlere bunlardan konumuzu oluşturan “Romanlar” da mübadeleden sonra büyük kitleler halinde göçe tabi tutulmuşlardır. Bu halklardan bir kısmı da Konya’ya gelerek bugün MUHACİR PAZARI adıyla anılan bölgeye iskan edilmişlerdir. Bu bölgeye Muhacir pazarı denilmesinin nedeni de bu bölgenin bir bölümünde 1930’lu yıllarda pazar günleri halkın ihtiyaçlarının sağlanması bakımından kurulan Pazar sebebiyleydi.


Aslında Romanların oturduğu mahalleler pazar kurulan yerle sınırlı değildir. Bu yerleşim alanı Araboğlu Makası’ndan Larende caddesine inen caddenin sağ tarafından başlamak üzere bugünkü tiyatro salonunun arkasında konuşlanmış bulunan Cedidiye (Tatar) mahallesine kadar olan alandır. Bu alanın içerisinde Gazi Alemşah Mahallesinin bir kısmı ile Şeyh Osman Rumi ve Şekerfuruş mahalleleri de bulunmaktadır. Romanlar Konya’ya geldikten sonra söz konusu mahallelerde bir avlu içerisinde medrese benzeri hücrelere yerleştiler. Daha doğrusu bir avluyu müşterek kullanarak tek odalı barınaklarda yaşadılar. Her avlunun ayrı ayrı isimleri vardı. Örneğin; Çancı avlusu, İskonun avlusu gibi. Gündüzleri Roman kadınları avluda oturarak kocalarının iş dönüşlerini beklerlerdi.


Erkekler o gün kazandıkları parayı o gün yerlerdi. Evlerinde toptan erzak bulundurma alışkanlıkları yoktu. Alış verişlerini mahalle bakkallarından yaparlardı. Mesela yaptıkları salatanın zeytinyağını bile bakkaldan alarak salatanın üstüne dökerlerdi. Kısacası o gün kazandıklarını o günde yerlerdi. Geceleri dışarıda iş tutmayanlar, örnek bar, pavyonda saz sanatçısı olarak çalışmayanlar o gece avluda toplanarak cümbüş yaparlardı. Çalar söyler ve eğlenirlerdi. Bu durum onların genlerine yerleşmiş Allah vergisiydi. Romanlar namuslu insanlardı. Başkalarının mallarında hiç gözleri yoktu. Aynı mahallede oturan diğer halk kapılarını açık bıraksalar bile hiçbir hırsızlık olayı olmazdı. Bunlar fakir ama dürüst insanlardı. Bu mahallede işsiz ve güçsüz tek insana rastlayamazdınız.
Eskiden Konya çarşısında yük taşıyıcılığı yani hamallık yaparlardı. En ağır işlerin altına girerek bir yerden bir yere taşırlardı. En ağır yükleri, çelik kasaları bile bunlar sırtlanır ve taşırdı. Nakliyat ambarlarının en iyi yük taşıyıcıları Roman erkekleri idi. Ayrıca ayakkabı boyacılığı ile evlerin badana boya işlerinde de çalışırlardı. Romanların bir kısmı da şehrin eğlence hayatında yer almıştı. Gazinolarda, çalgılı bahçelerde çalgı çalmak ve düğünlerde davul zurna çalmak işi hep bunların tekelindeydi. Bazı Roman kadınlarının da eğlence takımları vardı. Bunlar HASENELER olarak bilinirdi. En ünlülerinden birisi de Asime’nin takımı idi. Konyalı hanımlar bu çalgıcı kadınlara ayrıca “NİNNOŞLARDA” derdi. Roman saz sanatçılarının arasından ün yapmış sanatkarlarda çıkmıştı. Bunlardan klarnetçi Sabri ile Udi Hakkı Zambak iyi bir sanatkardı. İkisi de rahmetli olmuştur. Kemani Cahit Ünyaylar ise Ankara radyosundan emekli olmuş iyi bir keman sanatçısı idi. Roman kadınları da çalışkan kimselerdir. Şehrin bazı otellerinde ve zengin ailelerin nezdinde temizlik işçisi olarak çalışarak geçimlerini sağlarlardı. Görülüyor k; Roman kadın ve erkekleri çalışarak geçimlerini sağlarlardı.


Sonuç olarak bugün Romanların oturdukları Muhacir pazarı semti avlu hayatından kurtulup, günün şartlarına uyarak apartmanlaşmaya başlamışlardır. Okul çağına gelen çocuklarını okutarak onları muhacir olma ezikliğinden kurtarmakta ve toplumdaki yerlerini almaktadırlar.. Saygılarımla..

HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.