CUMHUR İTTİFAKININ / MİLLİ İTTİFAKIN YOLU-2

Partisinin kuruluşunu müteakiben ilk seyahatini Diyarbakır'a yapmış ve Diyarbakır halkına "Bu hükümetin HDP'li belediyelere kayyum atayarak kendilerini yönetme hakkını elinden aldığını ifade etmiş ve demokrasi düşmanı" diyecek kadar şirazeden çıkmıştır.
Ülkemizin peşi sıra karşı karşıya kaldığı bu olaylar sosyal, siyasi ve ekonomik anlamda ciddi travmalara neden olmuştur. En büyük travma da ekonomik alanda yaşanmıştır. Özellikle emperyalistlerin içimizdeki maşaları ve muhalefetin ülkemizin istikrarsız ve güvensiz bir ülke olduğu imajı ve emperyalist ağabeylerine şikayetleri ayrıca uluslararası ilişkiler konusunda ve uluslararası yatırımcıların ülkemize yönelmeleri ve eğilimleri alanında telafisi çok zor tahribatlara neden olmuştur.
Bu süreçte terör örgütü var gücüyle sınırdan sızarak toplu katliamlara girişmiştir.
Ankara gar katliamı, Ankara askeri servis katliamı, Ankara otobüs durağı, katliamı Antep düğün salonu katliamı Diyarbakır otobüs durağı katliamı daha sayamayacağımız onlarca katliamda yüzlerce insanımızı şehit verdik.
Suriye'deki katil Esed'in iç savaşı nedeniyle durdurulamayan mülteci akımı hat safhada devam ediyordu.
ABD'nin Suriye sınırına konuşlandırdığı PYD ve PKK terör örgütünün sınır ilçelerimize roketlerle saldırdığı ve top atışları ile onlarca sivil vatandaşın evlerini ve okulları tahrip ettiği hepimizin gözü önünde cereyan etmiştir. Hatta bu saldırılar sonucunda ilkokul çocuklarından ve sivil vatandaşlarımızdan da onlarca insanımız şehit edilmiştir.
Bu olayların yanında ülkemizin karşı karşıya kaldığı AFET ve felaketler 3 yıl devam eden covid pandemisi gibi olaylar göz ardı edilecek olaylar değildir.
Van, İzmir, Elazığ depremleri Kumluca sel baskınıyla binlerce seranın ve yüzlerce dönüm tarım alanlarının ve ürünlerin harap olması.
Aynı anda 20'ye yakın bölgede ortaya çıkan orman yangınlarıyla küle dönen binlerce hektar ormanlarımız ve yok olan köylerimiz.
Bütün bu olayların siyasal ve sosyal travmalarını bir tarafa bırakacak olsak karşı karşıya kaldığımız ekonomik tahribatı 400 milyar USD’yi açtığı ifade edilmektedir.
Devletimiz hükümetimiz bütün bu travmaları kompanse ederek ülkemizi selamete çıkarmıştır.
Bir yıl gibi bir süre içerisinde deprem mağdurlarının evleri ve yok olan köyler yeniden inşa edilmiş ve modern meskenler olarak insanlarımıza teslim edilmiştir.
Ülkemizin bekasına ve güvenliğine tehdit oluşturan terör örgütlerine sınır ötesi hareketlerle mevzileri ve mağaraları yerle bir edilmiştir. İstihbaratımızın millileşmesi sonucunda ordumuz büyük zaferlere imza atmış, teröristlerin elebaşlarını bir bir mevzilerinde ve mağaralarında imha etmeyi başarmıştır.
Bunun yanında işçimize, çiftçimize, esnafımıza, memurumuza ekonominin getirdiği sıkıntılardan korumak adına devletimiz imkanları nispetinde destek olmuştur. Saymakla bitiremeyeceğimiz makro ve mikro ölçekli yatırımlarına devam etmiştir. Ülkemizin altyapı yatırımları ve enerji alanında ki yatırımları büyük ölçüde tamamlanmıştır. 28 Mayıs cumhurbaşkanlığı seçiminin zaferle sonuçlanması durumunda Türkiye şahlanış yüzyılının yeni süreci başlatılmış olacaktır.
-Yeni dönemde Cumhur ittifakı Recep Tayyip Erdoğan hükümeti bütün gücüyle ekonomiye yönelecek ve enflasyonla mücadele üretim merkezli çözüme kavuşturulacaktır.
-Başta Yusufeli Barajı ve Ermenek Barajı gibi yüzlerce barajımızın hidroelektrik santralleri tamamlanacak tam kapasite enerji üretimine başlayacaktır.
-Rüzgar tribünlü elektrik enerji santralleri ülkemizin tüm rüzgar havzaları tepelerinde enerji üretimine tam olarak başlamış olacaktır.
-Yüzlerce güneş enerji santrallerimiz devreye girmiş olacaktır, özellikle Avrupa'nın en büyük güneş enerji santrali olan Karapınar’da ki santral devreye girmiştir. Toplam kapasite Türkiye enerji ihtiyacının yüzde 25'ine karşılık gelmektedir.
-Akkuyu Nükleer Santralimizin ilk reaktörü devreye girmiştir. Birkaç yıl içinde tam kapasite enerji üretimine başlayacaktır…