2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu ikinci maçında Pazar gecesi ‘Yeni Yüzyılın En İyi Takımı’ olarak adlandırılan İspanya ile karşılaştık ve 6-0’lık tarihi bir yenilgi ile ‘Zaferlerin Mekânı’ olarak bilinen Medaş Konya Büyükşehir Stadyumundan boynu bükük ayrıldık.
Maçtan önce konuşulan ve yazılan istatistiklere baktığımızda ise tek galibiyetimizi 71 yıl önce aldığımız İspanya ile karşılaşıyor olmanın heyecanı ve tedirginliğini görmek mümkündü.
Tedirginlik nasıl olmasın ki A Milli Futbol Takımımız, İspanya ile yaptığı 11 maçta sadece bir kez galip gelirken, 1954 FIFA Dünya Kupası Elemeleri’nde rakibini 14 Mart 1954 tarihinde İstanbul’da 1-0 mağlup ederek İspanya karşısında bugün konuştuğumuz tek galibiyeti almış.
Ay-yıldızlı temsilcimiz, bu maçın ardından rakibiyle oynadığı 8 müsabakayı kazanamazken, 5’ini yitirdi, 3’ünde ise berabere kaldı. Millilerimiz ayrıca, son 7 randevuda rakip kaleye sadece bir gol atabilmiş.
Bu kısa bilgilendirmeden sonra şimdi gelelim maça ve sonuca.
İspanya maçının Konya’da oynanacak olması şehrimizde çok güzel bir heyecan oluşturdu. Taraftarlar bu maça kendilerini hazırlarken yöneticiler de şehri hazırlamış oldu. Çünkü Konya’da tarihi zaferler yaşayan A Millileri bağrına basıp yeni zaferlere yelken açmak ancak böyle bir inanç ve özveriyle gerçekleşebilirdi. Nitekim maç başlayana kadar da böyle devam etti. Stadyumdaki o coşku o destek tartışmasız Konya’nın A Millilerin gerçek evi olduğunu gösterdi.
Evet, hedefimiz kesinlikle Dünya Kupasına katılmak ve bunun için de ilk maçta Gürcistan karşısında etkili bir futbol ile istenen 3 puan alındı. Her ne kadar hayal grup liderlik olsa da grup ikinciliği daha gerçekçi bir hayal olarak planlamalara yansıdı. Dolayısıyla Pazar günü alınan net mağlubiyetle de hedef grup ikinciliğini kovalamak ve asıl hedefe ulaşmak olarak revize edilmiş oldu.
Tamam, Dünya’nın en iyi takımının üst sırasında gelen bir İspanyaya mağlup olmak Dünyanın sonu değil. Ancak bu yenilgiden gelecek adına acayip dersler çıkartmamız gerekiyor.
“Hadi çocuklar unutun bu maçı önümüzdeki maçlara bakalım” söyleminin ifade edileceği bir yenilgi değil çünkü bu, 6-0’lık bu hezimet “Biz nerede hata yapıyoruz, neyi tam yerine oturtamıyoruz” un ince detaylarına kadar inileceği bir yenilgi olmalıdır.
Bunu ifade ederken aman ha sakın yanlış anlaşılmasın ben A Milli formayı terleten taşıyan futbolcularımızı yerden yere vurmuyorum. Hepsi de bireysel anlamda inanılmaz yeteneklere sahip bu vatanın öz evlatları canını dişine takan oyunculardır.
Ancak ifadem şu ki; bizdeki yetenekler bireyselde çok iyi olup takım oyununda yani sistemde yok olmalarıdır.
Aslında konuyla alakalı en doğru tespiti bence Fanatikten Cem Dizdar yapmış. Dizdar yazısında; “Çocukluklarından bu yana pas oyunu konusunda eğitilen İspanya Milli Takımı oyuncuları tek tek yetenekli olduklarını gösterme ihtiyacı hissetmeksizin toplu oynama becerileriyle 6 gol buldu. Peki ya biz? Sadece moral değerlere güvenmekten, motivasyonu en yüce değer bellemeyi bırakmadan, öğrenme aşamasına terfi etmeden seviye atlamanın mümkün olmadığını anlayacağız ama zaman da çabuk geçiyor maalesef. En yetenekli bilinen Arda Güler ya da Hakan Çalhanoğlu gibi oyuncularımızı görünmez kılan pas oyununu doğru kavramadan sınıfı geçmek mümkün olmaz. Kısacası… Paraların har vurup harman savrulduğu ülkemizde oyunun yetenekten daha fazla bilgiyle oynanması gerektiğini gösteren bir maç izledik hep birlikte. Bu maçtan neler öğrenildiğini ise Bulgaristan ve Gürcistan maçlarında göreceğiz.”
İşte tamda burada futboldaki o eğitim ve öğrenme sisteminin İspanya modelinin alınması gerektiğine inananlardanım. Bunun nedeni de İspanya Milli Takımı Teknik Direktörü Luis de la Fuente’nin kariyerine bakınca anlıyorsunuz.
Bugün İspanya şöyle iyi öyle iyi diyoruz ya işte o iyilik dün ve önceki gün ya da 1-5 yıl önce olan bir şey değil. Bugün İspanya Milli takımında göre alan birçok futbolcu aslında Teknik Direktör Luis de la Fuente’nin elinden yetişip bugünlere gelmiş oyuncular. Yani adam bugün takımında oynayan birçok oyuncunun neredeyse bebeklik sonrası gelişim sürecine şahit olmuş ve yetiştirmiş. Bunu ben demiyorum bunu göreve geldiğinde yaptığı açıklamada bizzat kendisi söylüyor.
Yıllarca İspanya U19, U21 ve U23 takımlarının teknik direktörlüğünü yapan ve 2022’de, Luis Enrique’nin 2022 FIFA Dünya Kupası’nda Fas’a karşı son 16 turunda penaltı atışları sonucunda elenmesinin ardından Milli Takım teknik direktörlüğüne getirilen De la Fuente, “Profesyonel futbola 15 yaşında başladım. 13 yıl 1. ligde oynadım. Kupalar kazandım. Federasyonda 10 yıldır çalışıyorum. Avrupa şampiyonaları, olimpiyatlar gördüm. Son Dünya Kupası’nda İspanya Milli Takımı’nda olan 16 futbolcuyla birlikte çalıştım. İspanya’da, İspanyol futbolunun geçmişini ve geleceğini tanıyan biri var ise o da karşınızda oturan benim” sözüyle takımdaki sistemin de kurucusu olduğunu ifade etmiş aslında.
Yani bugün İspanya Milli Takımı Dünyanın en iyisiyse bu Pazar günü ortaya çıkmadı. Yani başarı bugünün ürünü değil. Çok uzun bir sürecin sonucu, bir parçası. Öyle her milli kadro açıklanması önce acaba hangi takımdan kimi alacak tartışmalarından uzak oturmuş bir sistemin meyvesini yiyor adam.
Bizde tam tersi her aday kadro açıklanmadan önce acabalar, belkiler, olması gereken şu, bu ifadeleri havada uçuşuyor. Öyle de olunca Pazar günkü sonuçlar veya benzerleri kaçınılmaz oluyor.
Neyse lafı çok uzatmadan demem o ki; Biz bu hezimeti unutmayalım. Hatta mümkünse tek tek ders olarak işleyelim. Çünkü bizim de artık bir sistem ve buna gösterecek sabıra ihtiyacımız var. Her sonuç ardından asıp kesmeden sabırla ilerleyerek sistemin oturması lazım. Derseniz ki bunu kim yapacak, bunu da bu işin başındaki isimler oturup konuşup rol model alarak belirleyecek.
Son olarak gelelim günümüze şimdi A Millilerimiz, 11 Ekim Cumartesi günü Bulgaristan deplasmanına çıkacak. İspanya ise aynı tarihte Gürcistan’ı konuk edecek. Umudumuz ve beklentimiz grup ikinciliği için Bulgaristan engelini kazasız yenilgisiz geçmek. İnşallah bunu başarır ve en azından çıktığımız yolda elimiz boş dönmemiş oluruz. Şimdiden A Millilerimize yürekten başarılar diliyor dualarımı iletiyorum.
Kaynak: Muhammet Gümüş
2026 EMLAK VERGİLERİ
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.