BAKMAK VE. GÖRMEK (2)

Ülkemizin enerji ihtiyacına büyük oranda katkı sağlayacaktır. 2002 yılına kadar Türkiye'nin toplam baraj sayısı 150 küsur civarında iken, bugün toplam baraj ve gölet sayımız 1200 civarındadır.
Artvin Yusufeli barajımız eli kulağında hizmete açılışı hazır hale gelmiştir. Avrupa'nın birinci dünyanın Üçüncü büyük barajıdır. Tarihte merhum Süleyman demirel'de GAP projesini gerçekleştirmişti, kendisini bu vesileyle rahmetle anıyoruz. Dünyada üretilen enerjinin %22'si yenilenebilir iken Türkiye'de bu oran %29'a ulaşmıştır. 2015 yılı sonu itibarıyla Türkiye elektriğinin %32.5'ini yenilenebilir enerji kaynaklarından üretmiştir. %25.8 hidroelektrik, %4.4 rüzgâr %1.3 jeotermal %0.6 biyogaz ve diğerleri %0.4 güneş enerjisinden üretilmiştir. Yenilenebilir enerji kapasitemiz toplam enerji payı içerisinde yüzde 56 seviyesine çıkmıştır. 8 kilometre olan tünel uzunluğumuz bugün 520 kilometreye dayanmıştır 6 kilometre olan duble yollarımız 35.000 kilometreye dayanmıştır. Tünellerimiz ve duble yollarımızın ulaşıma yaptığı katkı sayesinde petrol ithalatımız %26 oranında düşmüştür, bir başka ifade ile ciddi anlamda tasarruf sağlanmıştır. Ayrıca transfer kolaylığı sonucunda ekonomimize de ciddi katkı sağlamıştır. Dünyanın en modern sayılabilecek 4 adet petrol arama ve sismik araştırma gemilerimiz sahada çalışmalarına devam etmektedir. Ayrıca okyanuslarda milli gemi sanayimizin ürettiği enerji gemilerimiz, Afrika ülkelerine enerji üreterek mazlum ülkelerin güneşi gibi ışık saçmaktadır. Milli savunma sanayimiz hamle üstüne hamleler yapmakta, dostlara gurur düşmana korku salmaktadır. Hali hazırda onlarca çeşit füzelerimiz, sihlarımız, hava unsurlarımız, su altı silahlı deniz robotlarımız, silahlı insansız deniz araçlarımız denizlerimizde güvenliğimizi sağlamak adına mehmetçiklerimizin emrindedir. Bugün kendi mühendislerimizin yüzde 80 i yerli üretim ve yazılımla hazırladığımız 6 adet uydumuz uzayda yerini almıştır. Artık milli istihbarat haberlerimiz ve bilgilerimiz kendi kaynaklarımızdan elde edilmektedir. Bunun neticesi olarak terör örgütleri nokta operasyonlarla birebir imha edilmektedir. Ayrıca kurduğumuz uzay ajansıyla uzayda yerimizi almak üzere belirlediğimiz yörüngelere uzay istasyonları kurma çalışmaları hızla devam etmektedir.
Bunun yanında savunma sanayimiz Kara unsurları olarak ürettiği ve üretmekte olduğu konvansiyonel silah ve savaş araçları ile dünyanın ilk sıralarında yerini almıştır. Mehmetçiğimizin eli rahatlamış bu anlamda daha konforlu güvenli hale gelmiştir. Milli muharebe uçağımızın prototip motoru üretilmiş. test çalışması başarıyla sonuçlanmıştır. 2027'de ordumuzun envanterine girmek üzere Türk silahlı kuvvetlerine teslimatı yapılacaktır. Milli savunma sanayimizin ürettiği hava ve kara unsurları dünyada kendini ispatlamış ve ihracat kapasitesini artırmıştır. Artık ihracattan elde ettiği kaynakla kendi döner sermayesini oluşturmuş, devlete yük olmaksızın yoluna devam etmektedir. Yapılan duble yollar köprüler ve tünellerin geçiş garanti kullanım kapasiteleri birkaç kat artarak kâra geçmiştir. Aynı şekilde sağlık alanında yapılan yatırımlarla sağlık turizminden 18 milyar dolar civarında gelir elde edilmiştir. Türk hava yollarımız ortaya koyduğu başarılarla adeta dünyada destan yazmaktadır. Ortaya koyduğumuz onurlu dış politika sayesinde dünyanın beşten büyük olduğu gerçeğini vurgulayarak dik durmayı ve omurgalı duruşu dünyaya gösterdik. Artık dünyanın gündeminde Türkiye vardır. Hepimizin şahit olduğu gibi ukrayna'dan tahıl girişi ile ilgili başarı ülkemize aittir. Milyonlarca yoksun, mazlum ülkelerin ekmeğe kavuşmasına vesile olduk.
Daha sayamayacağımız kadar yüzlerce binlerce eser ülkemize kazandırılmıştır. Elbette eksikler, yanlışlar, hatalar da vardır. Ancak ülkemizin geldiği noktayı göz ardı etmek, tükenmişlik sendromları enjekte ederek toplumu karamsarlığa ve ümitsizliğe sevk etmek muhalefet körlüğünden başka bir şey değildir. Demokrasinin temel dinamiklerden biri de muhalefettir. Ancak tüm siyasi oluşumların ortak çarpanı Milli'lik kavramıdır. Millilik; "kavramı vatanın söz konusu olduğu yerlerde her şey teferruattır" gerçeğidir. Hiçbir zaman dış güçlere karşı vatanını şikayet masasına taşıyarak, düşmana sır verircesine şikayette bulunmak, millilik kavramıyla asla örtüşmez. Bu nitelikteki siyasilerin önce kendilerini sorgulamaları ve milletimizin de bunları imtihana tabi tutması hakkıdır. Yukarıda sunduğumuz gerçekler hepimizin kolayca ulaşabildiğimiz ve görerek yaşadığımız hakikatlerdir. Hiç değilse muhalefetimizin bu gerçeklerin, doğruların ve güzelliklerin yanında olmaları yanlışların karşısında da dimdik durmaları gerekir. İktidarın da "marifet iltifata tabidir" atasözünü beklemesi hakkıdır. Bu anlamda sadece olumsuzlukların karşısında dik durmak değil, aynı zamanda onların nasıl bertaraf edileceğine dair müşahhas, inandırıcı gerçek projelerini ortaya koymaları gerekir. Sadece cek-cak edebiyatıyla siyaset yapmak hakikatleri gölgelemekten başka bir işe yaramaz. Hiç de inandırıcı olmaz. Muhalefet körlüğünün en büyük nedeni, sosyal siyasi kataraktın gözün merceğini kaplamasından ibarettir. Bunun tedavisi gerçekçi olmak ve doğrulara destek yanlışlara firen olmakla mümkündür.
Bütün bunların yanında ülkemizde ciddi bir ekonomik sıkıntının olduğu gerçektir. Özellikle alt gelir grubundaki insanlarımız çok ciddi sıkıntılarla baş başadır. Devletimizin dünyanın da içinde bulunduğu bu sıkıntılı ekonomik tablodan insanımızı korumak adına yeni projeler geliştirmesini bekliyoruz. Öncelikle kamu düzeyinde akıl almaz israfların olduğu hepimizce bilinen bir gerçektir. Bu alanda ciddi tasarruf tedbirlerine başvurmak bile önemli ölçüde katkı sağlayacaktır. Ayrıca toplum sağlığı ile ilgili eğitim sistemimizde köklü değişikliler yapılmalıdır. Yeni nesilleri gençlerimizi ve toplumumuzu sağlıklı yaşam konusunda bilinçlendirmeye çok ihtiyacımız vardır. Bu anlamda devletimizin yukarıda bahsettiğimiz gurur verici çalışmalarının yanında, alt gelir grubu insanımızı rahatlatmaya ve insanca yaşam koşullarına erişmeye yönelik ciddi çalışmalar yapmasını bekliyoruz.
Ahbap çavuş ilişkilerine son verilmeli, liyakat merkezli istihdam ve atama sistemleri kurulmalıdır. Refahın tabana yayılmadığı toplumlarda huzur ve güven ortamı sağlanamaz, toplum barışı yara alır.
VATANIMIZ VAR OLSUN MİLLETİMİZ SAĞ OLSUN.