Bilim ve teknoloji bir taraftan insan hayatını kolaylaştırırken, diğer taraftan da yeni problemler ortaya çıkarıyor. Devletler araştırma ve geliştirme (ARGE) çalışmalarına yüksek miktarda harcama yaparken teknolojik gelişmeler de atom bombasını, laboratuvar hastalıklarını, onlarca yapay marazı ortaya çıkarıyor.
Bugünkü konumuz, belki de kimsenin istemeyip, uygun bulmadığı, yazmaktan da haz etmediği tatsız bir konu bağımlılık. Niçin hep teknoloji vurgulamaktayız! Kanserli ve başka müzmin hastalıkların tedavisine yardımcı olan kıymetli ağrı kesicileri hep ARGE ve teknoloji sayesinde buluyoruz. Kırmızı reçete ile satılan bu ilaçları hastalıkların tedavisinde kullanırsanız hastanın duasını alırsınız, tedavisini kolaylaştırırsınız. Ancak menfi yönde kullanırsanız da gencecik bedenleri hayattan koparırsınız, ah alırsınız!
Eskiden, bağımlılık madde ve araçları olarak sigara ve içkiyi bilirdik. Hatta genel bir kanaat ile “İçki kötülüklerin anası” idi. Meğer teknolojik bağımlılık yapan maddelerin yanında, sigara ve içki ne kadar masummuş! Sigara içen genç kardeşlerimizi görünce bir içim burkulur. Tazecik kıpkırmızı akciğerlerin sigaranın zifiri rengini alması için kendilerini zehirliyorlar. Yazık üzülüyorsunuz. İçki de masummuş. Kullanıcılar vücudun diğer organlarını özellikle de karaciğeri perişan ediyorlar. Hâlbuki vücudumuz Cenab-ı Hak’kın bize bir emaneti değil mi? İçki kullananların zararı çoğunlukla kendine.
Gelelim asrın vebasına. İnsanoğlu mezarlık gibi uyuşturucu konusuna da pek konuşmaz, sevmez. Ta eskilerden uyuşturucu tek idi. Farklı kahvehanelerden temin edilen bitkiden çekilen madde sigara ile sarılır ve armut ağacının gölgesinde içilirmiş. Niçin armut ağacı gölgesi demişler, vallahi bilmem!
Sosyal medyadan önümüze geliyor. Sigara kullanım yaşı, içki tüketim yaşı sürekli aşağıya düşüyor. Eskiden ilkokulu bitirenler sigaraya başlayabilirmiş. Şimdilerde yaş sınırı falan yok. Her yaş da, her zaman ve zeminde kullanıyorlar.
Yine ekonomiye gelirsek! Özellikle uyuşturucu kullanımının sigara ve içki gibi değil bir ekonomik boyutu var. Paranız olacak zaten zehir tacirleri evlatlarımızı bu illete alıştırana kadar ali cenap davranıyor. İşin ekonomik boyutuna bakmıyor. Alıştırdıktan sonrası kolay. Kullanıcılar, bağımlılar legal ve illegal yollardan o parayı buluyorlar. Yerine göre anne ve babalarının, ebeveynlerinin gırtlağına bıçağı dayayıp, ya istedikleri parayı alıyorlar ya da katliam yapıyorlar.
Sosyal medyaya da düşüyor. Çok ünlü oyuncular, aktörler, aktristiler bu bağımlı maddelerin esiri olmuşlar. Yasalarımızın da maşallahı var zaten. İçiciyim diyen kurtuluyor. İyi de sayın yetkililer içiciyim diyen zevat bizlerle birlikte parkta, trafikte, çarşıda, pazarda nasıl olacak.
Peki nasıl olacak. Neslimizi bu beladan nasıl uzak tutacağız. Nasıl kontrol altında tutacağız. Ekonomik gerekçelerle anne ve baba zaten çalışıyor. Nine, dede ve ebeveynleri de evimizde istemiyoruz. Haydi ilkokul bitene kadar çocuğa birileri bakıyor ve kontrol altında. İlkokul bitti ve orta dereceli ortaokul ve liselere gencimizi gönderdik. Eğitim sistemimizde imkânlarının kısıtlı olduğundan yarım zamanlı eğitim.
Gencimiz okuldan çıktı. Evde kimse yok. anne ve baba rızkının peşinde. Bu genç, derslerle falan arası da şekerli ise yarım zamanı boş. Ayrıca gençlerin takıldığı kafe ve diğer ortamlar uyuşturucu baronlarının cirit attığı yerler. Bu gence nine, dede, anne, baba mı daha kolay ulaşır yolsa bağımlılık işi yapan illegal insanlar mı daha kolay ulaşır?
Her şeyi devletten bekleriz ya. Devlet önlem almalıymış. Doğru da evlat senin, can senin sen de ilgilensene!
Arkadaşlar durum vahim. Yerleşim birimlerinin en uç noktası olan köylerde dahi bu bağımlılık yapan maddeleri evin hanımı içiyorsa evin beyi de hapını kullanıyorsa çok kötü.
Eskiden içki müptelalarını hiç bir içki kesmezken saf alkol konumundaki ispirto içerek vefat ederlerdi. Dilimiz varmıyor gençlerimiz, yavrularımız, geleceğimizin teminatları, son olarak şırınga ile altın vuruş yaparak vefat ediyorlar.
Otopsideki şu cümleyi de okumak duymak istemiyoruz, hak etmiyoruz. “Kanında yabancı maddeye rastlandı.”
Kaynak: Mehmet Hançerli
Esmer Hz. İsa Nasıl Beyaz Oldu?
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.