Uzun süredir sabrediyorum…
“Belki düzelir, belki toparlanır” diye sustum. Ama ne yazık ki her geçen hafta, Konyaspor biraz daha dibe çekiliyor.
Artık açık konuşmanın, hatta yüksek sesle konuşmanın zamanı geldi!
Beşiktaş maçını bir kenara bırakıyorum…
Alanya, Kocaeli ve son olarak Samsun mağlubiyetleri, her biri sabır taşını biraz daha çatlatan, bu şehirdeki umudu kemiren yenilgilerdi.
Artık “şanssızlık”, “adaptasyon süreci”, “zaman lazım” gibi bahaneler kimseyi tatmin etmiyor.
Konyaspor sahada yok!
Ne ruh var, ne mücadele, ne inanç… Futbolcuların yüzünde kazanma isteği değil, bitse de gitsek havası var.
Sanki formayı mecburen giyiyorlar. Böyle bir tabloyu kabullenmek mümkün değil!
Bu görüntü ister istemez şu soruyu akla getiriyor:
Futbolcularla Teknik Direktör Recep Uçar ve ekibi arasında bir problem mi var?
EDİNDİĞİM BİLGİLERE GÖRE EVET VAR…
Ciddi bir iletişim kopukluğu, güven eksikliği yaşanıyor. Futbolcu hocasına inanmıyor, hoca da oyuncusuna güvenemiyor.
Bu tablo bir takımı değil, bir sezonu bitirir!
Buradan yönetime açıkça sesleniyorum: Artık susmayın, beklemeyin!
Durumu “ufak bir sıkıntı” gibi görüp üzerini örtmeye kalkmayın. Bu kriz kendi kendine çözülmez.
Bugün masaya yumruğunuzu vurmazsanız, yarın o masa kalmaz!
Taraftar artık sabrının sonuna geldi. Bu şehir, bahaneleri değil, çözümleri duymak istiyor.
Recep Uçar ile devam edilecekse, bu iletişim krizi hemen giderilmeli.
Yok, eğer güven tazelenemiyorsa, o zaman veda edilip yeni bir sayfa açılmalı. Çünkü her gecikme, Konyaspor’a daha büyük zarar veriyor.
UNUTMAYIN…
Konyaspor, kişilerin egosuna, inatlaşmasına ya da koltuk sevdasına kurban edilemeyecek kadar büyük bir değerdir.
Bu takım sadece bir futbol kulübü değil, bir şehrin onurudur.
Ve bu şehir artık susmuyor, hesap soruyor.
Artık bahane değil, cesaret zamanı.
Ya bu takımı ayağa kaldıracaksınız, ya da tarih, susanları affetmeyecek!
Kaynak: Abdullah LEBLEBİCİ
Perde 3- Münferit dediğiniz her şey, bir nesli kaybettiriyor…