2025 yılı aile yılı olarak ilan edildi, hatta gelecek on yıl da aile yılı ilan edildi. Bunun anlamı hükümet kararlarında ilk olarak aileyi ve aile ile ilgili nüfus, sosyal politika konularını dikkate alacak, demektir.
Bu yıl hakkında SETA Vakfı yayınladığı kitabın tanıtımını yaptı. Kitap tanıtımına Cumhurbaşkanı yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz katıldı. Kendisi eski Devlet Planlama Teşkilatı’ndan olan Yılmaz, nüfusun sosyo-ekonomik yapısı ile ilgili önemli bilgiler verdi. Bu kapsamda Türkiye’de nüfus politikaları; Cumhuriyetin ilk yıllarındaki politikaların 1960 ve 1980 askeri müdahaleleriyle tam tersi istikamete evrildiğini belirtti. Uluslararası fonların nüfus azaltmadaki etkileri, mevcut hükümetin bu konudaki attığı olumlu adımları örnekleriyle anlattı. Ülkelerin nüfuslarıyla iktisadi gelişmeleri arasındaki ilişkiyi şöyle kategorize etti: Bir ülke yoksul ancak gençse umutlu demektir. Bir ülke nüfusu yaşlı ancak zengin ise durumu idare eder. Ancak bir ülke hem nüfusu azalıyor hem de fakir ise ciddi sıkıntıya düşmüş ve düşecek demektir. Yine konuşmasında Sayın Yılmaz, zenginleşme yanında anne olma yaşının ilerlemesinin nüfusu azaltıcı etkilerini, düzenli göçün önemini, beyin göçünün önemini ve nüfus politikalarındaki gelişmeleri dikkate sunmuştur.
Daha sonra Nüfus ve Aile kitabının bazı yazarları sunumlarını yapmıştır. https://www.setav.org/sosyal-panorama-nufus-ve-aile
Birlik Vakfı Genel Merkezi 22 Kasım Cumartesi günü Aile ve Evlilik adıyla bir panel düzenledi. Panel moderatörü Recep Öncel aile ve evliliğin öneminden, Saffet Köse konuşmasında babalığın ve anneliğin aile ve neslin korunmasındaki yerinden bahsetti.
Biz de panelde Türkiye’de nüfus politikaları konusunda kısa tarihi bilgi verdik. Osmanlının savaşlar ve göçler sebebiyle ciddi olarak nüfusunun azalmasına karşı Cumhuriyet yönetimi nüfusu artırma yönünde politikalar uygulamaya koymuştur. Türkiye’nin modern ebelik konusundaki uzmanı, kadın hastalıkları doktoru Ömer Besim (Akalın) Paşanın sıhhatleri yerinde olup doğum yapmayan kadınlar için “sefih veya sefil” tabirleri önem taşır. 1960 ve 1980 askeri müdahaleleri Cumhuriyetin nüfus politikasında geriye gidişler olmuştur.
Aile ve nüfusu tehdit eden birçok iç ve dış faktör sayılabilir. Bunlara karşı tedbirlerde önce “olumsuzlukların, tehditlerle” mücadele esas alınır. Çünkü Def-i mefasid celb-i menafiiden evladır, yani kötülüklerin önlenmesi, teşviklerden önce gelir. Yani önce zarar veren unsurlarla mücadele edilip, bunlar kaldırılır veya etkileri en aza indirilir. Bu açıdan aile ve neslin önünde duran bazı mefsedet unsurları şunlardır: Fuhuşla mücadelenin kanunlarda yer almaması çok önemli bir eksikliktir. Fuhuşla mücadele konusu tüzükle düzenlenmiştir. Bu tüzük Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğinden Danıştay da kanuni düzenleme olmadığından ahlak zabıtasının yaptığı işlemler iptal edilmekte, böylece fuhuşla mücadele sonuçsuz kalmaktadır. Bu sebeple TBMM fuhuşla mücadele konusunda yasa çıkarmalıdır. https://www.sonkarar.com/kararlar/danistay-idare-dava-daireleri-kurulu-2022-970-esas-2022-2366-karari-b9049837-f68c-529c-8e7d-504969b6eb23
Eğitim ve sağlık harcamaları aile bütçelerinde ciddi yer tutmaktadır. Bu sebeple kreş, anaokulu, ilkokul ve liselerin merkezi hükümet yanında yerel yönetimler, hatta hayırseverlerin katkılarıyla “en iyi okul en yakın okuldur” düsturuyla her mahalle ve siteye yayılarak maliyetlerin düşürülmesi ve kalitenin artırılması gerekir.
Evlilik ve anne olma yaşının geciktiren bir husus Türkiye’deki eğitimin zorunluluk yaşıdır. Lise sonrasında gençlerin beklentileri evlenme yaşını, dolayısıyla anne olma yaşını geciktirmektedir. Aynı zamanda sanayide çalışmayı yani çıraklığı azaltmaktadır. Peki, herkesin diplomalı olması nereye götürüyor? Diplomalı işsizliğe…
Medeni kanunda toplumsal bünyeye ve hayatın gerçeklerine uymayan nafaka gibi düzenlemeler hem sorunları artırmakta hem de sosyal yapıyı bozmaktadır. Maalesef bazıları için bu alanlar ideolojik çatışma alanları olmuştur. Aşırı akımlar bu alanlar üzerinden eylem yapmaktadır.
Kumar ve bankaların verdiği kredi kartlarının yüksekliğinden dolayı ödenmemesi de aileler için büyük tehdit oluşturmaktadır. Bunun için yapılan düzenlemelerden ailenin nasıl etkileneceğini önceden hesaplamak buna göre kararlar almak, gelecek on aile yılının kriteri olmalıdır.
Temel düsturu hatırlayalım: def-i mefasit celb-i menafiiden evladır, yani önce aileye zarar veren unsurlar üzerinde durulmalıdır, bunu teşvikler takip etmelidir.
Kaynak: Adem Esen
AİLE YILI İLE İLGİLİ İKİ FAALİYET
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.