Bir Şehrin Yaralarını Saran İrade: Uğur İbrahim Altay…

Bazı liderler vardır; yalnızca yönettikleri şehirle değil, dokundukları her coğrafyayla anılırlar.
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, 6 Şubat depremlerinin ardından Hatay’da ortaya koyduğu irade, sabır ve vefa ile bu isimlerden biri oldu.
Asrın felaketi olarak hafızalara kazınan depremler, yalnızca binaları değil; hatıraları, sembolleri ve şehirlerin ruhunu da yerle bir etti.
Hatay’da bu ruhu temsil eden en önemli yapılardan biri ise hiç şüphesiz Anadolu’nun ilk camilerinden Habib-i Neccar Camii idi.
Yüzyıllardır ayakta duran bu mütevazı ama anlamı büyük yapı, depremlerde ağır hasar aldı.
İşte tam bu noktada Konya’nın ve Konya Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluk anlayışı devreye girdi.
Uğur İbrahim Altay, Hatay’ı yalnız bırakmayan bir belediye başkanı profili çizmekle kalmadı; “Türkiye Tek Yürek” sözünün sahadaki karşılığını da ortaya koydu. Habib-i Neccar Camii’nin restorasyonu, sıradan bir inşaat faaliyeti değil; tarihe, inanca ve ortak hafızaya sahip çıkma iradesiydi.
Aslına uygun şekilde, titizlikle yürütülen bu çalışma bugün ibadete hazır hale geldiyse, bu vizyonun sonucudur.
Altay’ın Hatay da Habibi Neccar Camiinde basın mensuplarına yaptığı açıklamalarda kullandığı dil de dikkat çekiciydi.
Ne bir başarı övünmesi ne de siyasi bir gösteri… Aksine; kaybedilen canlara duyulan derin saygı, milletin dayanışmasına duyulan minnet ve devlet-millet birlikteliğine yapılan güçlü vurgu ön plandaydı. Bu yaklaşım, liderliğin sadece yönetmek değil, hissetmek ve hissettirebilmek olduğunu bir kez daha gösterdi.
Deprem bölgesinde günde yüzlerce konutun inşa edildiği, yüz binlerce insanın yeniden yuvasına kavuştuğu bu büyük seferberlikte, yerel yönetimlerin rolü çoğu zaman göz ardı edilir. Oysa Hatay’da ayağa kaldırılan her taşta, Konya’dan uzanan bir elin izi var. Ve bu el, Uğur İbrahim Altay’ın sorumluluk bilinciyle yön verdiği bir anlayışın ürünü.
Bugün Habib-i Neccar Camii yeniden kapılarını açmaya hazırlanıyorsa, bu sadece bir ibadethanenin değil; umudun, sabrın ve kardeşliğin yeniden ayağa kalkmasıdır. Konya’dan Hatay’a uzanan bu gönül köprüsü, yerel yönetimlerin kriz zamanlarında nasıl tarih yazabileceğinin somut bir örneğidir.
Uğur İbrahim Altay, bu süreçte gösterdiği duruşla şunu net biçimde ortaya koymuştur:
Şehirler yalnızca betonla değil, vicdanla da inşa edilir.