İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yenileme seçimi, 23 Haziran 2019 Pazar günü yapıldı bitti. Sonuç malum, CHP adayı Ekrem İmamoğlu, büyük oy farkıyla seçimi kazanarak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oldu. Keza malum, ilk seçim iptal edilmişti.Verilen mazbata 18 gün sonra geri alınmıştı. Bu Ekrem İmamoğlu için büyük bir onur kırıcı durumdu. YSK kararları kesin olduğundan yeni seçimlere gidildi.
Bakın şu feleğin işine, kaybedilmiş bir seçim, iktidarın kendini uyanık , akıllı ve iş bitirici kabul eden elemanlarının, bavullar dolusu gerekçelerle ve oylar çalındı iddialarıyla YSK na itirazda bulunmalarıyla ve uzun incelemelerden sonra YSK tarafından 4 e karşı 7 oyla iptal ediliyor. Yeni seçim kararı alınıyor, tarih olarak da 23 Haziran 2019 bildiriliyor.
Kendini, münevver ve demokrat kabul eden Ak partili vatandaşım bu karar üzerine bakın ne diyordu:”Yavv tabii ki iptal doğru bir karar, bizim parti seçim kaybetmez kardeşim(!), işin içinde bir sakatlık var. Reis’in bir çare düşüneceğini biliyorduk. İşte geldi iptal kararı.Yeni seçimde biz onlara gösteririz.”
Sonunda seçim tarihi geliyor ve iktidar partisi, hurra alarma geçiyor. “İstanbul gibi, Türkiye’nin en önemli şehrinde biz nasıl kaybederiz, olmaz öyle şey.” Fikri sabitiyle harekete geçiliyor. İktidarın bütün milletvekilleri, Türkiye’nin her yerindeki belediye başkanları İstanbul’u mesken tutuyorlar. Parti “her eve her sokağa gireceksiniz, ikna edeceksiniz vatandaşı”, talimatını veriyor. Teşkilat olağanüstü bir çalışmaya girişiyor. Beri yanda da rakip,yani CHP adayı kendi hummalı çalışmalarını yapıyor.
Öte yanda, % 80 i iktidar yanlısı olan basın CHP adayı hakkında “yunan evladı” diyecek kadar kötüleme yayınları yapıyor. TV açık oturumlarında profesör seviyesinde ilim insanları basının bu kadar seviyesiz kötülemelerine bir şey söylemiyor. Partiler arasındaki dil son derece sert ve kırıcı iken, Sn. Cumhurbaşkanı devreye giriyor. O da İstanbul’u mesken tutuyor. Devlet Başkanı olarak, “yavaş olun, sertleşmeyin, kırıcı olmayın” diyerek ortalığı yatıştırması beklenirken öyle olmuyor, kendisi de çeşitli toplantılar yaparak, her zamanki sert üslubuyla, iktidar adayına destek istiyor. Bütün iktidar partisi insanlarının hiç birinin, Ekrem İmamoğlu adını teleffuz etmemesi(!), onun yerine CHP adayı denmesi talimatı veriliyor. Sn. Başkan kendisi, “bu adamdan belediye başkanı olmaz yavv” mealinde sözler söylüyor. “Ordu valisine küfür etmiş, mahkemeye verildi, ceza alırsa zaten başkan olamaz “ vs diyor ve ekliyor, “Belediye Meclisinde çoğunluk bizde, kazansa bile, icraat yapamaz, topal ördek olur.” Vs vs. Bütün bunların ötesinde, son gün Terörizm Başı Apo’dan bir mektup yayınlatılıyor ve orada Kürt vatandaşların CHP adayını desteklememeleri isteniyor. Özetle, Cumhurbaşkanı’nın aynı zamanda parti başkanı olması sıkıntısını çok çekeceğiz gibi geliyor bize.
Seçim sonucunda Ekrem İmamoğlu, Binali Yıldırım’a yaklaşık 800 bin oy fark atarak seçimi kazanıyor. 70 Yıldan beri yirmilerce seçim görmüş Türk seçmeni, yukarda özetlediğim olumsuzluklara rağmen öylesine bir sağduyu gösteriyor ki, buna başta iktidar ve bütün dünya şapka çıkarıyor. Ülkeme hayırlı olsun.Saygılarımla.