PANDEMİK REHAVET

Tatsız konulara değinmek hem yazanın hem okuyanın hoşuna gitmiyor bazen. Ancak hayati derecede önem arz eden konularda insanları uyarmak, onları ikaz etmek de milli bir görev.
Bir buçuk yıldır dünyada verilen bir mücadele var; korona ile yattık, pandemi ile uyandık, aşı ile de rehavete kapıldık. Dünyadaki bütün ülkeler korona ile mücadele verdiler. Kimi kıtalara aşı yağmuru yağarken Afrika gibi kıtalarda aşı bulana aşk olsun babında insanlar kaderlerine terk edildi. Dünya genelinde 4 milyondan fazla insan hayatını kaybetti ve kayıplar devam ediyor. Aşı problemini çözen ülkeler, biraz daha rahatlama evresine girdiler.
Hoşumuza gitmese de İsrail'den örnek verelim: İsrail'in 2021 nüfusu 9 milyon 221 bin kişi ve nüfusunun tamamını aşıladı. Yine kendi ölçülerine göre en değerli aşı, BioNTech aşısı ile aşılandılar. Ancak geçen hafta içerisinde İsrail'den yapılan açıklama çok manidardı. Avrupa Birliği'nin de onayını alan, mucidi iki Türk olan BioNTech aşısının koronanın Delta varyantına karşı koruma oranının yüzde 65'lerde kaldığını duyurdular.
O kadar çok bilgi kirliliği var ki. BioNTech mucitleri, güya aşılarının Delta varyantına karşı da etkili olduğunu söylediler. Sürekli olarak adaptasyon sürecinde olan virüs bakalım hangi isimdeki varyantlarla karşımıza çıkacak.
Daha önceleri Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan virüs İtalya, İngiltere, İspanya, Brezilya, Güney Afrika, Hindistan varyantları ile karşımıza çıkmıştı. Şimdilerde ise Delta varyantı olarak gündemde.
Önceleri bahsettiğimiz gibi turizm sezonunda Kovid-19 vakaları 5 binler seviyesine geldi. Memleket insanlarından ahirete göç edenlerin sayısı da 50'li rakamlarda seyrediyor. Şu aşamada bir rehavet, akabinde de bir tehlike söz konusu. 1 Temmuz tarihi itibariyle bir gevşeme ve eski normale dönüş trendi yaşamaktayız. Sosyal mesafe, maske, hijyen hak getire. Camilerde dahi daha önceleri maskeli, sosyal mesafeli ve seccadeli saf düzeni yok olma aşamasında. Seccadeyi kaldırdık, akabinde aralıklı saf düzenini...Yakında da maskeleri atacağız. Kaldırımlarda yürüyen insanlarda maske takma oranı gün geçtikçe düşüyor. Pandeminin başlangıcı öncesindeki konumumuz, örf ve adetlerimize geri döndük.
Yine 2021 yılı nüfusu 17 buçuk milyon civarında olan Hollanda'da günlük vaka sayıları 5 bin 500'lere yükseldi. Hollanda hükümeti bir önlem alma yoluna gidebilir. Cumartesi korona tablosunda günlük vaka sayısı 5 bin 530, vefat eden kişi sayısı 37 oldu. 1 Temmuz sonrası bu yumuşama, bu rehavet, bu tedbirlerin bir kenara itilmesi bizi tıbben sıkıntılı süreçlere sokabilir. Şehirlerarası seyahatlerin serbest olması ve insanların hürriyetleri de dikkate alındığında nefsimize hoş gelen tedbirsiz hayata hızlı adımlarla girdik. Yurdum insanı sahile akmış durumda. Eskiden oteller yerine müstakil ev ya da villaları tercih eden insanlar için şu anda fark eden bir şey yok. Ne olursa olsun, yeter ki tatil olsun.
Hafta sonu bir yakınımızın düğün merasimine katıldık. Aman Allah'ım, kapalı ve açık alanlardaki insanlarda mesafe kalmamış, maske zaten yok. Yüzlerce insanın yer aldığı kapalı mekanlarda maske takan insan sayısı “on”larla ifade ediliyor. Pandemiden önceki hayatımıza geçişin kayıpsız bir şekilde olması için tedbirlerin uygulanması ve bu geçişin münavebeli yapılması şart. Hastanelerin yoğun bakımlarının geçmişteki doluluk oranlarını unutmamamız gerekli. Kaldı ki korona ile mücadelenin daha henüz ilacı bulunmuş değil. Aşıda bile Sinovac, Rus, BioNTech ikilemi yaşarken Turkovac aşısını da özlemle hala beklemekteyiz. Aşı takviminde tek aşıdan bahsederken ikinci aşıyı konuştuk ve olduk. Şimdi üçüncü aşının hikmetini aramaktayız. AB, Çin aşısının koruyuculuğunu kabul etmezken BioNTech aşısının da Delta varyantına karşı yüzde yüz etkili olmadığı anlaşıldı.
Aşı tedarikinde sıkıntı yaşadığımız dönemlerde, ikinci aşı ile birinci aşı arasındaki farkı 28 günden 45 günlere kadar çıkardık. Geldiğimiz noktada ilk yıllara göre korona ile mücadelede bir hayli yol aldık. İlacı tam olarak bulunamayan virüs ile mücadele etmeye çalışıyoruz.
Maske, mesafe ve hijyenin bırakıldığı bu dönemde Allah esirgesin, aşıların işe yaramadığı, koruyuculuğunun kalmadığı bir başka varyant musallat olursa ne yapacağız? Bütün kazanımlar kaybedilecek.
Bu virüs ile aynı grip aşısı olur gibi mücadele etmek durumundayız. Maske, mesafe, hijyen de yaşantımızın her bölümünde uygulamak zorunda olduğumuz bir olgu.
Lütfen rehavete kapılmayalım.
Lütfen kul hakkına girmeyelim.