MİLLİ VE YERLİ İNSAN YETİŞTİRMEK

2. Mahmut Osmanlı tahtına bir ihtilal sonucu çıkan ve askeri, idari, hukuki, kılık kıyafet ve eğitim alanlarında çok ciddi yenililikler yapmış bir padişahtır. Ancak ilk defa batası Batı’nın değerlerini ülkemize getiren de odur. Ölümüne yakın zamanlarda özellikle bürokrasi ve eğitim masonların ve ismi bize benzeyen aslı Yahudi olan Sebatay kişilerin eline geçmiştir. 1839 yılında ölümü ile yerine Abdülmecit padişah olmuştur. Abdülmecit zamanında da bu mason hakimiyeti devam etmiştir. 1839 yılında Tanzimat fermanı ilan edilmiş, bu fermanla birtakım sosyal değişiklikler yapılmış, Müslümanlar ile gayrı Müslimler toplumda eşit sayılmış, Müslüman ayrıcalıkları kaldırılmıştır. Bu Müslüman toplumda büyük bir travma ve 2010 yılına kadar aşağılık kompleksi yaratmıştır. Bu fermanın ilanına öncü olan İngiliz locasına mensup 33 dereceli Mason Sadrazam Mustafa Reşit Paşadır. Başta bu kişi olmak üzere masonlar genç padişahı etkiledikleri gibi yönlendirmişlerdir. Özellikle devlet eğitim alanında milli ve yerli adam yetiştirmemeye bu dönemde başlamıştır. Öldüğünde yerine kardeşi Abdülaziz tahta çıkmıştır. Her ne kadar Masonlara direndi ise de başarılı olamamış, en sonunda yine Mason olan paşalar tarafından ihtilalle tahtan indirilmiş ve bilekleri kesilerek öldürülmüştür. Yerine hanedanda tek Mason olan 5. Murat geçmiş 3 ay gibi bir süreden sonra o da deli olduğu ileri sürülerek tahtan indirilmiş ve 1876’da 2.Abdülhamit Abdülaziz’i öldüren kişilerin Meşrutiyet ilanı talebini kabul ederek tahta çıkmıştır. 1881’e kadar masonların isteklerine uymuş, yönetimi tam ele geçirince amcasını öldürenleri yargılatıp sürgün etmiştir. 33 sene iktidarda kaldı ama eğitimdeki ve bürokrasideki Mason hakimiyetini önleyememiştir. Örümcek ağı gibi devleti sarmışlardı. Bu döngüyü kırmak için yurt dışına öğrenci gönderdi. Giden öğrenciler de maalesef Avrupa’da Siyonist Yahudilerin eline geçince ülkesine düşman olarak geri dönmüşlerdi. Devletteki bu yerli ve milli olmayan insanların elinde devlet giderek Batılaşmaya devam ediyordu. Nihayet 1908 yılında geneli masonlardan dönmelerden oluşan İttihat ve Terakki Cemiyetinin düzenlediği Hareket Ordusu İstanbul’u bastı. Bu cemiyet tamamen Siyonist Yahudilerin kontrolünde idi. Onlar finanse ediyordu. Onlar da Meşrutiyet istiyorlardı. Padişah 2.Meşrutiyeti ilan etti. Ancak onlar için bu yeterli değildi. Padişahı indirmek istiyorlardı. Sonuçta 1909’da onu da tahtan indirdiler. Meşruti meclisin indirme karanı tebliğ heyetinde hiç Türk yoktu. Heyetin başında da Emanuel Karoso isimli azılı bir 2.Abdülhamit ve İslam düşmanı Yahudi vardı. Artık devlet tamamen Mason ve Yahudi dönmesi tam dönememiş dönmelerin elinde idi. 9 yılda hem milleti hem de devleti bitirdiler. 1918 yılında partinin tepe yöneticisi olan güya Türk ve Müslüman Talat, Cemal ve Enver Paşalar yurttan kaçtı. Eğitimden tutunda devletin her tarafı perperişan oldu. Milli mücadele başladı. Millet mücadeleyi kazandı. Cumhuriyet kuruldu. Cumhuriyette de Mason ve Yahudi dönmelerinin hakimiyeti devam etti. M.Kemal’in ölümünden sonra kültürümüze yapılan Batı emperyalizmi iyice arttı. İnönü 1945 yılında eğitim sistemimizi ABD Fulbright komisyonuna teslim etti. Bu komisyonun danışmanlığında eğitimiz iyice yozlaştırıldı. Hala da komisyonun etkisi devam ediyor. Zira azalsa da bürokrasimize yine dönmeler hakim… Bugün belki okul, derslik, yurt, araç gereç, öğretmen gibi konularda başarılı olsak da eğitimdeki kalite sorunumuz ve yozlaşma devam ediyor. Kültürümüzdeki yozlaşmaya dur diyemedik. Bizim çocuklarımızı bizden çaldılar. Eğitim fabrikamız boşa dönen değirmen gibi... Çıkan ürün bozuk… Bize yabancı… Bu sistem böyle gidemez, gitmemeli. Ak Parti iktidara devam ederse bu konuya mutlaka bir çözüm getirmeli. Batası Batı yüz yıllardır savaşla yapamadığını kültürümüzü yok ederek başaracak. Allah, Peygamber, din, namus, vatan, millet sevgisi olmayan bir kişiyi hangi değerleri için cepheye göndereceğiz. Kendimize gelelim.