Futbolda adeta fırtınalı bir haftayı geride bıraktık. Neler olmadı ki? Fenerbahçe–Trabzon maçı hâlâ konuşulurken, Galatasaray’ın Avrupa’da ağır yenilgisi gündeme oturdu.
Ardından Beşiktaş’ın yenilmesi, Trabzonspor’un evinde berabere kalması, beraberinde hakem tartışmaları, Fenerbahçe’deki başkanlık seçimi ve daha sonuçlar netleşmeden gelen Kasımpaşa beraberliği… Hepsi üst üste geldi, inanılmaz bir tempo yaşandı.
İşin özü inanılmaz bir kaosun içindeyiz. Hakemlerden, federasyondan… Sadece kaybeden değil, kazanan da şikâyetçi. Bu tablo, futbolumuzun artık yönetilemez hale geldiğinin en açık göstergesi. Bu arada, bereket versin ki kadın voleybol ve erkek basketbol milli takımlarımız başarılarıyla bizlere umut veriyor.
A Milli Erkek Voleybol Takımımız ise Filipinler’in başkenti Manila’da düzenlenen FIVB Dünya Şampiyonası’nda tarih yazmaya devam ediyor. Millilerimiz, son 16 turunda Hollanda’yı 3-1 mağlup ederek tarihinde ilk kez çeyrek finale yükseldi.
En azından bu başarılar bizlere gurur veriyor ve yüzümüzü güldürüyor. İşte bu yoğun gündemin tam ortasında geldik Galatasaray maçına…
“En iyi bildiğin nedir?” diye sorulsa, verilecek en güzel cevap “Haddimi bilmektir” olmalı.
Elbette Galatasaray bizim gerçek rakibimiz değil; bizim rakiplerimiz Anadolu takımları. İşte bu yüzden Alanya karşısında yaşadığımız yenilginin pişmanlığını uzun süre hissedeceğiz.
Bunu hatırlattıktan sonra gelelim maça…
Ligimizde ön alan baskısını en iyi uygulayan takım kuşkusuz Galatasaray. Daha maçın başında bu gerçeği net bir şekilde gördük.
İlk yarım saatlik baskıyı kırarsak daha özgüvenli oynarız diye düşünürken, 23. dakikada Yunus’un ayağından yediğimiz golle 1-0 geriye düştük.
Yoğun baskı altında ayağa paslarla pozisyon üretme şansımız kalmayınca, geriye tek alternatif olarak duran toplar kaldı.
Kazandığımız duran topları da verimli kullanamadık. 45 artı bir de İcardi skoru 2-0 yaptı.
İkinci yarıya yine baskılı başlayan taraf Galatasaray’dı.
İlk yarıda zaman zaman direnç göstersek de, ikinci yarıda tamamen oyundan düştük.
Orta saha çöktü, savunma dağıldı, sonuç olarak Galatasaray dalga dalga üzerimize geldi ve karşılığını 64. Dakika da Torreira’ nın uzaktan attığı gol ile aldı. 3-0
Skor 3-0’a gelince, kaybedecek bir şeyi kalmadığını anlayan Konyaspor, rakip sahada daha etkili olmaya başladı ve 80. dakikada Umut Nayir’in golüyle farkı ikiye indirdi. Maç bu skorla sona erdi.
Son 15 dakikadaki için sormadan edemiyorum. Etkili oynamak için üç farklı geriye düşmek mi gerekiyordu?
Bir kez daha hatırlatayım, bizim gerçek rakibimiz Galatasaray değil, Anadolu takımları.
Alanya karşılaşmasının sonuçlarını uzun süre hissedeceğiz.
Bu maç, ‘Krizlerle Boğulan Futbolun Ortasında bize Gerçeği Söyleyen” bir karşılaşma olarak kayıtlara geçti.
Kaynak: Abdullah Leblebici
GÜZ GÜNLERİ
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.