Konya AÇIK 33°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
TORKU BİSKÜVİ

GÜZ GÜNLERİ

Sonbaharı yaşamaktayız. Eski tabiriyle güz mevsimindeyiz. Dallarda tutunamayan, suyu çekilmiş, sararmış yaprakların toprakta buluştuğu bir mevsim. Bu buluşma şimdiye kadar çoktan başlamış olacaktı. Ağustos ayının 15’i yaz 15’i kış derdi büyüklerimiz. Mevsimlerin kaymasını da hesaba katarsak sanki eylül ayının 15’i yaz 15’i kış gibi olacak.

Güz mevsiminin hüzünlü bir tarafı var. Sararan yaprakların toprakla buluştuğu gibi bu aylarda insanoğlu da emaneti Yaradan’a biraz daha fazla teslim ediyor. Bahar aylarındaki devinim, depreşme, hareketlilik ve canlanma güz aylarında daha bir durağan, daha bir relax, daha bir teslimiyetçi hale bürünüyor sanki.

Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Bahar aylarındaki topraktaki filizlenme ve hareket sonraları sebze, meyveye dönüşüyor. Güz aylarındaki bağ bozumuna kadar gidiyor. Konuya toplumsal olaylar nazarından bakarsak da aynı değil mi? Köylü, çiftçi, esnaf, üretici ve diğerleri baharla birlikte bir heves ile canla başla üretim için çalışıyor. Sonrası malum meyve, sebze, hububat vb. mahsulün son demleri bu güz aylarında toplanıyor.

DEM derken siyasi bir çağrışım yaptı galiba. Siyasi atmosfer dahi güz aylarında daha bir farklı, daha bir eni konuyla geçiyor. Gündemin şu andaki iktidar partisi ile ilgili konusu istifa eden İl Başkanları. 3 gün içerisinde 8 İl Başkanı görevlerinden istifa ettiler. Yanlış bir ifade kullanmış olmayalım. Aflarını istirham ettiler. Hepsi de ayrılırken sayın genel başkana bağlılıklarını dile getirerek mesai arkadaşlarından helallik istediler. Spekülasyonlar artınca Parti Genel Merkezi bir açıklama yaparak sanki afları istenmiş gibi oldu.

Dünya sınavlarla örülmüş durumda. Öğrencisin, öğretmensin, sınav iş yerinde sınav hayatın her alanında olduğu gibi siyasi arenada da sınav. Kardeşim bu il başkanları yeni atandı, neyin istifası diyenler olabilir.

Şey Edabali’nin damadı Osman Bey’e bir söylemi var. “oğul diyor; Yükseklerde yer tutanlar, Aşağıdakiler kadar emniyette değildirler.” Bir Fars atasözü de ”Riyasete yakın olmak ateşe yakın olmak demektir. Her an yakabilir” der. Yeni atanan ya da eskiden devam eden il başkanları devamlı bir takip altında. Çalışmalar nasıl. Ekip ruhu var mı? Seçmene inebiliyor mu? Ego seviyesi tavanda mı? Dahası onlarca, yüzlerce ölçü ve dayanıklılık testi.

Sınavda başarılı olamayan veya partinin koyduğu baremi geçemeyenler de konuşularak affı isteniyor.

Burada bizim çıkartacağımız hisse nedir acaba. Daha önce de ifade ettik galiba. AK Parti sahaya indi. Durmadan toplantı üstüne toplantı yapıyor. Yerel yönetimler, mahalle başkanları, bölgesel toplantılar, STK ziyaretleri ve halkla birebir temaslar. Bunun bir karşılığı olmalı. Ufuk da erken bir genel ve yerel seçim birlikteliği dahi olabilir mi acaba diyoruz.

Yapılabilecek bir erken seçime doğru kadroyla, güçlü kadroyla girmek adına mı bazı partilerin affı istendi, isteniyor ve istenecek!

Ana muhalefet partisi CHP şu anda en iyi bildiği işi yapmanın peşinde. Kurultay toplamak. On yıllardır iktidar yüzü görmemiş bir ana muhalefet şu anda Kurultay mı konuşmalı yoksa yeni yeni projeler üreterek iktidar yürüyüşüne mi geçmeli. Akıl tutulması mı var bilemiyoruz ki!

CHP’de yeni ve eski iki genel başkan birbirlerinden randevu alamıyorlar. Telefonla görüşseler kepi göğe atacaklar. Unutulmaya yüz tutmaya başlamış Cumhurbaşkanı adayları yargıyı hesap verme noktasında. Koskoca İstanbul’un CHP İl Başkanını yargı görevden almış ve Gürsel Tekin kayyum olarak atanmış. Genel merkez kongresinin iptali için açılan dava ileriye atılmış. Hukuki boşluk oluşturma adına dava görülünceye kadar Büyük Kurultayı yapalım diyorlar.

Peki güzün durağanlığını, ataletini atarak biraz bir devinim sağlanırsa; AK Parti, MHP, BBP ve Dem ile ittifaka girilerek öncelikle yasal değişikliğe gidilebilir.

Biz bilemeyiz ancak Cumhurbaşkanlığı seçimi ile alakalı 3.dönem adaylık en fazla oy alan adayın cumhurbaşkanı seçilmesi ve genel ve yerel seçimin birlikte ve erken yapılması ile ilgili bazı düzenlemeler olabilir.

Belki de anayasal değişikliklerdeki bu gecikme DEM partilerin iknası ile de alakalı olabilir bilemeyiz.

Piyasalardaki, siyasetteki, ekonomideki bu “güz günleri” durağanlığı yerini çok çok hızlı bir gündeme bırakabilir. Hazırlıklı olan parti ya da partiler kazanır.
Bakalım, göreceğiz

Kaynak: Mehmet Hançerli

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

GÜNÜMÜZÜN KAZMALARINA!…

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0