Köşk!

Bundan çok eski devirlerde, bir şehirde zengin ancak, herkese yardım elini uzatan bir adam yaşardı. Adam o devrin şartlarında en iyi cins kumaşlar, ipekliler ve benzeri malları satan şehrin en gösterişli dükkanına sahipti,

Bir gece hoş bir rüya gördü. Rüyasında cennete oldukça güzel bir köşkün yapıldığını ve üzerine de kendi adının yazılı olduğunu gördü.

Uyandığında şükürler etti. Sevincinden ağladı. İçi içine sığmıyor, çocuklar gibi seviniyordu.

Bir yandan da;

Şükürler olsun Yarabbi, şükürler olsun, bana cennette bir köşk nasip ettin diyordu.

Sabaha kadar uyuyamadı. Sabah namazından sonra, hemen dükkanını açtı, sildi süpürdü.

Yanında çalışanlar adamın bu sevincine bir türlü anlam veremediler. Adamın sevinçten adeta ayakları yere değmiyordu. Dükkanın içinde dolaşıyor, kendi kendine konuşuyordu.

Bir müddet sonra, dükkanın kapısında üstü-başı dökük bir kadın ve yine üzerleri perişan bir vaziyette iki çocuk göründü.

Kadın;

Beyim dedi, Kocam geçen ay vefat etti, bu gördüklerin evlatlarım. Allah rızası için bana ve evlatlarıma giyecek bir şeyler verebilir misiniz?

Adam, kadını ve çocukları şöyle bir süzdü. Küçümseyen nazarlarla onlara baktı ve;

Başka kapıya hanım dedi, hem sen kiminle konuştuğunu biliyor musun?

Kadın boynunu büktü;

Beyim dedi, bizim gibi insanlara yardım edeceğinizi söylediler, halimizi görüyorsunuz, başka nereye gidelim?

Adam gürledi;

Her önüne gelene yardım mı edeceğiz, şu haline bak, git çalış, çocuklarına bak!

Kadın, adama döndü ve şöyle seslendi;

Son sözün bu mu?

Adam;

Nasıl kabul edersen et dedi, çabuk çıkın dükkanımdan!

Adamın dükkanının hemen yanında ruhen pek anlaşamadıkları aynı işi yapan, ancak belli başlı çeşitlerin dışında fazla bir çeşidi olmayan mütevazi ölçülerde bir dükkan komşusu vardı. Dükkanlar dip dibe olduğundan, dükkan komşusu olan-biteni baştan sona kadar izlemişti.

Kadın ve çocukları zengin adamın dükkanından çıktılar.

Kadın, komşu dükkandan içeri girdi.

Kocam geçen ay vefat etti, halimiz perişan, bize giyecek bir şeyler verebilir misin dedi.

Zengin adamın komşusu kapı önünde bekleyen, içeri girmeyen çocukları işaret ederek, dedi ki;

Şu çocuklar evlatların mı?

Kadın;

Evet dedi, benim evlatlarım.

Onları da getir dedi. Ne istiyorsanız alabilirsiniz.

Kadın hem kendine, hem de evlatlarına bir şeyler aldı ve teşekkür ederek dükkanı terk etti.

O gece, hem zengin adam, hem de mütevazi dükkan komşusu aynı rüyayı gördüler.

Zengin adam rüyasında, bir gece evvel adının yazıldığı köşkün üzerinden adının silindiğini görürken, Mütevazi dükkan komşusu aynı köşke kendisinin adının yazıldığını gördü.

*****

Rabbimiz kullarını çeşitli vesilelerle dener, ihsan ettikleri karşısında kimin şımardığına, kimin şükrettiğine, kullarının da şahit olmasını ister.

Mal verir, mülk verir, mevki-makam verir, bu hikayemizde olduğu gibi cennette oturacağı köşkleri gösterir.

Bu dünya imtihan dünyasıdır denmiştir de, insanoğlu, imtihanı unutup, dünyaya dalıp gitmiş, üç günlük saltanata, üç günlük zenginliğe aldanıp, tepelerden bakmaktan vazgeçmemiştir.

Rüyasında adının yazılı olduğu cennet köşkünü gördüğü halde, gurura ve kibire kapılanların bu ihsan edileni anlayamayanların ne hale düştüğüne de, ibrettir bu türden hikayeler.

Kıssadan hisse denilmiştir, denilmiştir de, anlayana, akıl sahiplerine, şükredenlere, hamdedenlere kulak verilmesi tavsiye edilmiştir.