İrfani bakış, yaşantımız olmalı…

Ekonomik anlamda oldukça çalkantılı ve zor dönemlerden geçtiğimiz şu günlerde bir nevi de olsa, uhrevi atmosfer yaşamak iyi gelecektir diye düşünüyorum.
Bu atmosferi içinde bulunduran haftada, yani Şebi Arus’ta yaşayıp idrak etmekten bahsediyorum.
Şehrimizde bulunan ve öğretileri ile tüm dünyada ilgi uyandıran düşünce adamı, mutasavvıf Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin, vefatının 748. yılı nedeniyle düzenlenen törenler, cuma günü gerçekleşecek Şebi Arus programı ile tamamlanacak. Bu süreye kadar her gün farklı mekânlarda farklı programlar ile Mevlevi ve tasavvuf felsefesi anlatılarak ve icra edilerek uhrevi hava solunmuş oluyor.
Her yıl farklı bir temanın işlendiği vuslat yıl dönümünün bu yılki 748. yıla özel konusu ‘irfan’ kavramı oldu. “Bütün ilimlerin aslı-ruhu, insanın kendisini bilmesidir” sözüyle özetlenen 'irfan’ o kadar geniş manaları içinde barındıran bir kavram ki, hayatımızın her bölümünde, farkında olmadan yaşadığımız olaylarda görmemiz mümkün oluyor.
Mevlâna ve diğer mutasavvıfların dilinde sıklıkla yer alan “kendini bilmek” idrakinin bir sonucu olan irfan kavramını Mevlana gözüyle gördüğümüzde, “ İrfan, bütün bilginin özüdür. İrfan, kendini bilmektir. İrfan, kendisi için istediğini öteki için de istemek, kendisi için istemediğini ötekine de yaraşır görmemektir. İrfan, bütün insanları bir bedenin uzuvları gibi görmektir. İrfan, varlığı bir bütün olarak görmek ve her varlığa oluşuna göre hizmet etmektir. İrfan, nezaket ve zarafet içinde olmaktır. İrfan, bağışlayacak ayıp görmemek, gördüğü ayıbı da kendinden bilmektir. İrfan, halden anlamaktır. İrfan, ayrıcalıklarla kibirlenmemektir. İrfan, insana saygı ve sevgi duymaktır ve İrfan, adaleti kendisi ve öteki ayırmadan istemek ve uygulamaktır” gibi birçok özetleyici anlamları görebiliriz.
Şimdi bunları gördükten sonra hayatımıza bakalım. Bu değerlerin hepsinin insan olarak yaşantımızda tatbik etmemiz gereken maddeler olduğunu tefekkür ettiğimizde "irfan"ın "biz" olduğunu görmemiz aşikardır.
Zaten asıl mesele kendimizi bilmek değil midir? Nezaketi, zarafeti ile halden anlamak, olmamız gereken hasletler değil midir? Kibirlenmeden insana sevgi saygı duymak ve en önemlisi adaleti kendisi ve öteki ayırmadan istemek ve uygulamak hepimizin ortak isteği değil midir?.
İrfandan yola çıkarak özlediğimiz, arzuladığımız bu önemli hasletleri hayatımıza nakşetmemiz ve bunu sürdürmemiz, hem kendimize hem çevremize yapacağımız en güzel iyilik olacaktır.
Gerek ayetlerde gerek hadislerde bu kavramı çağrıştıran birçok bölüm zaten mevcut, ancak genel ifadeyle okumadığımız için bunlardan bihaber yaşadığımızın muhasebesini de yapmamız gerekiyor.
Her ne kadar Şeb-i Arus Haftası'nda ana konu olan "irfan"ı, "Hz. Mevlâna’nın toplumsal yaşama dair irfâni bakışı" olarak işlesek de bunu sözlerden, yazılardan ileriye taşımak düsturumuz olmalıdır.
Tabii ki konunun uzmanları irfanı nasıl anlamak ve nasıl yaşamak gerektiğini en güzel şekilde anlatıyorlar ancak bunun için o programlara katılmak gerekiyor. Özellikle Mevlana Meydanı'nda bulunan Karatay Türbe Önü Buluşmaları, İrfan Vakti Sohbetleri kaçırılmaması gereken programlar diye düşünüyorum. Bunun yanı sıra Mevlana Kültür Merkezi'nde gerçekleşen programlarda da gönül deryasında yolculuğa çıkmak farklı bir huzur verecektir.
Bu güzel haftada kendimizi bilmek adına, almamız gereken mesajları alıp uygulama temennisiyle 748. Vuslat Yıl Dönümünde Hazret-i Mevlâna’yı rahmetle yad ediyor, öğretilerin bütün insanlık için hayırlı olmasını niyaz ediyorum.
Kalın sağlıcakla…