DEPREM

Ne yazıktır ki toplumumuz içerisinde yaptığım görüşmelerde hep din ile bilimin insanların zihninde çarpıştığını, aralarında ihtilaf edildiğini, çoğunun bu ihtilafı ortadan kaldırmak için hadisleri tahrif ettiğini görüyorum. İnsanımızın çoğu ise yine ne yazık ki din ile bilim arasında sıkıştığında, bilimi seçiyor. Aslında bilimi seçmiyorlar. Zahiri olanı, yakın olanı seçiyorlar. İmam Gazali Kimyayı Saadet isimli kitabında şöyle der: "İnsanoğlu peşine meyyaldir. Dünya peşin ahiret vadeli olduğu için de genellikle peşin olanı yani dünyayı seçer." Bu yüzden insanlara yaygın kanaate, zannettiğine, gördüğüne, kendisine insanların çoğunun dediğine uymak daha kolay geliyor. Burada ne yazık ki imani bir tehlike vardır. Çünkü tercihlerimizdeki sonuca göre son nefesimizi iman veya küfür üzere vereceğiz. Hayatımız boyunca ne isek ölürken de o olacağız. Bugünkü konumuz da yine bilim ile dini çakışıyormuş gibi gösteren bir konu: Deprem. Aslında şöyle bir durum var: Bilim ile din sonuçta çakışmayacak amma ve lakin bilim dediğimiz deneysel, gözlemsel süreç, henüz dinin geldiği noktaya gelememiştir. Çünkü bilim insan eliyle gelişmektedir ve din ise Rabbimiz tarafından gönderilerek tamamlanmıştır. Bilimin herhangi bir konuda bugün bulunduğu nokta, dinde işaret edilene yetişememişse, insanlar bilim ile dini çakışıyor görmektedir ne yazık ki. Deprem konusunda tüm insanlığın ortak bilimsel bilgi birikimi şunu söylemektedir: Yer altında fay hatları vardır. Bu fay hatlarında biriken stres ortaya çıktığında, boşaldığında deprem olmaktadır. Din ise bunu inkâr etmemekle birlikte şunları söylemektedir: “Zina yayılınca depremler çoğalır.” (Deylemi) Hadiste açıkça deprem dediğimiz olay zina ile ilişkilendirilmektedir ve fay hatlarından bahsedilmemektedir bile. "Günahlar açıktan işlenmeye başlanınca, iyi kötü herkes genel bir azaba maruz kalır." (Taberani) "Zina ve faiz yaygınlaşan toplum, Allah'ın azabını hak etmiş olur." (Hakim) Bu iki hadiste ise direkt depremden bahsedilmemekte ancak alimlerin neredeyse tamamı bu hadisleri deprem olayı anılırken zikretmektedir ki hadislerde bahsedilen genel azabın deprem olmayacağını düşünmek için elimizde bir delil, gerekçe yoktur. Sonuçta hadis ve alimlerimize baktığımızda -ki onlara bakmayacağız da nereye bakacağız- zina, açıktan işlenen günahlar ve faizin depremin sebebi olan unsurlar olduğunu söyleyebiliriz. Velev ki söz konusu olan deprem olmasın, sonuçta herkesi kapsayacak genel bir beladan felaketten bahsedilmektedir. Bu durumda Hz. Ömer’den gelen “Yerin zelzelesi iki şeyden olur: Zinanın yaygınlaşmasından ve Zulmün artmasından.” hadisini de göz önünde bulundurursak, yaşadığımız belde neresi olursa olsun, deprem haritasındaki rengi ne olursa olsun, oturduğumuz yapı ne kadar depreme dayanıklı yapılırsa yapılsın kendimizi zina, faiz, zulüm ve açıktan günah işlenen bir beldede ikamet ediyorsak depremden güvende saymamalıyız. Allah ve Peygamber doğruyu söylemiştir. Bu kaynaklardan gelen bilgilerde zina deprem için sebep gösterilmişse aynen öyledir. Nokta. Konu deprem ve genel azap olunca şu hadislere de değinmekte yarar var: "Eski milletlerden bir kısmına deprem ile azap yapıldı. İyiler de helak oldu. Çünkü günah işlenirken susmuşlar, önlememişlerdi." (Taberani) "Allah bir meleğe, bir beldeyi yıkmasını emreder. Melek, o beldede hiç günah işlemeyen bir kişinin de olduğunu bildirince, Allah: "Belde halkı ile onu da alt üst et! Çünkü o zat, günah işleyenlere yüzünü ekşitmemiştir" buyurdu." (Beyheki)   Dünyada kötülük yapmaktan daha kötüsü, kötülüğe sesiz kalınmasıdır. Ses çıkarın, itiraz edin; din için, Allah için, Peygamber için, ahlak için... Uğruna günahlara sessiz kaldığınız malınız ve canınız Allah’ın elindedir. Sizin yaşadığınız beldede fay hattı yok mu, zayıf mı, deprem olmaz mı? Nuh peygamberin mucizelerinden biri bulutsuz havada yağmur yağdırmaktı. Allah için zor yoktur, fay hattı olmayan yerde deprem de meydana getirir, fay hattı olmayan beldeye fay hattı da verir. Ve şunu sakın unutmayın: Yaptığınız her bir zina ile, kazıkladığınız her bir insan ile, süte kattığınız her bir damla su ile, sessiz kaldığınız her bir günah ile… siz çiziyorsunuz toprağın altına yeni fay hatlarını. Tıpkı coronayı başınıza ördüğünüz gibi. Dilerseniz tövbe eder, günahlarınızdan vazgeçersiniz; dilerseniz deprem çantası hazırlarsınız. Seçim sizin.