Konya
°C
Yeni Meram

Değerli Yeni Meram gazetemiz okurlarıma…

Değerli Yeni Meram gazetemiz okurlarıma… Yaşar BARIŞIK- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
24.05.2022 01:30
23.05.2022 13:52
1
1857
ABONE OL

Eski ama eskimeyen, hafızalarımızda izleri bulunan, çoğumuzun hala evimizin en özel yerinde özenle sakladığımız MEKTUPLARDAN anlatmaya çalışacağım.Teknolojinin ve iletişim araçlarının neredeyse hiç olmadığı yıllarda uzakta olan akraba eş dost ve özellikle askerlerinin yazdığı o güzelim satırlara sığan, sevgi saygı ve özlem içeren kelimelerin olduğu , zaman zamanda türkülere konu olmuş sevdiği kişiye gönderilen ucu yanmış mektuplardan dilim döndüğünce bahsedeceğim.. Türküdeki sözleri de yazmak istiyorum. “Yine yakmış yar mektubun ucunu, askerlikte sevda çekmek zor diyor; Yükleyip postanın bana suçunu, hatırımı teller ile sor diyor. Askerlikte sevda çekmek zor diyor.” İşte özlem dolu bu sözler ancak mektup kağıtlarına dökülürdü yazı olarak. 1990 yıllarına kadar sadece çok az kişilerin evlerinde ya da iş yerlerinde normal telefon vardı. Telefon hattı almak içinde müracaat edilip en az 5-6 yıl beklenirdi hat bağlantısı için. Bununla da il dışını aramak istersen önce postaneyi arayıp telefon edeceğin ili ve telefon numarasını yazdırıp saatlerce bağlanmasını beklerdik. Şimdi gençlerin buna gülümsediğini, öyle şey mi olurmuş dediklerini duyar gibiyim. Evet bunlar gerçekti ve yaşadık bunları. Cep telefonu da herkeste yoktu tabi 1998 yıllarına kadar. Mesaj çekiyim, telefon açıyım falan diye.


İşte bu yüzden en önemli iletişim aracı o yıllarda MEKTUPLAR idi..Ama gerçekten çok güzel idi o satırlara yazılanları okumak.. Hatta özel bir kişiden geldiyse o mektup çevirip çevirip tekrar okunur, özenle saklanırdı. Değerli okurlarım; şimdi sizlere o eski günlerden birkaç örnek yazacağım.
Burdur’dan Konya’ya 1959 yılında yazılan bir asker mektubunu aktarmaya çalışacağım; “Benim deruni dilden ve cani gönülden pek sevgili kardeşim İdiris, evvela uzat elini bir hasret tokası yapalım. Evvela üzerime farz olan Allah’ın sonsuz selamlarımı sunar ve iki kara gözlerinden öperim. Hal ve hatırını sorup sual ederim. Bakalım nasılsın, eyi misin, eyi ve neşeli günler geçirmeni bizleri yaratan ulu Allah’tan niyaz ederim. Kardeşim sana birçok mektup yazdım. Dağılacağız ( dağıtım) diye adres yazmadım idi. Şimdi ise dağıldık. Gine burada kaldım. Orda ne gibi havadis var, bana bildir. Aldığım toklular duruyor mu? Kar kış çok mu? Kardeşim köyden kısır koyunları yanına getir. Sen de ben kardeşinden havadis sorarsan ben çok eyiyim. Seninde bu minval üzere olmanı yüce Allah’tan dilerim. Burda kar kış yok, ama bazı sovuk oluyor. Başka diyeceğim yoktur. Beni tanıyan herkese selamlarımı söyleyiver. Atres şudur. 58. Top alayı Burdur.”


Bu şekilde yazılmış öyle çok mektuplar var ki sayfalara sığmaz. Askerdeki kişi çekindiği fotoğrafların arkasına yazdığı dörtlüklerde olurdu.
Sevgili gardaşım bay Yusuf …
“Göndermiş olduğum resmimi, alarak sevindirdin beni
Armağan olsun cismim sana, tahattur eyle gördükçe bana…
Bir başka dörtlük ise; Bu dünya bir değirmen durmadan döner.
İsmi insandır , akibet bir gün söner, felek ah ederse ismimi
Sana hatıra olarak gönderiyorum resmimi….

Bazen de asker mektuplarının başında şiirlerde yer alırdı. Bunlar şairi belli olmayan anonim şiirlerdi. Böyle yazım şekline “ Mektubun içinde destan yazmak” denirdi..
“Yine yazdım yazıdı, Galemim kirazıdı, daha yazacaktım anneciğim. mürekkebim azıdı.”
“Sıladan çıktım ağrıdı başım,sıladan kesildi ekmeğim aşım,
Çok uzaklarda kaldı eşim yoldaşım, al şu mektubu da şen ol gardaşım.”
Bu asker şiirleri evlerine sevdiklerine gönderilen mektuplarda mutlaka yazılırdı.
“İsmim uzakta cismim yakın, resmime bakınca düşünme sakın.”
“Hayat bir gemidir, yoktur yelkeni, Cansız hayalimi görünce yine hatırlarsın beni.. “
Bu ve bunun gibi birçok mektup ve tekerleme şeklindeki yazıları sayfalarca yazmak mümkündür. Hatta askere giden kişinin küçük yeni doğmuş çocuğu varsa , yada yeğeni ,mektup kağıdına o çocukların ellerinin resmi çizilir öyle gönderilirdi. O günkü şartlar bugüne göre zor ama çok anısı olan gerçek arkadaşlık dostlukların olduğu günlerdi. Şimdi ülkenin en uzak noktasındaki bir kişi bile elindeki son model telefonu ile çok uzaklarda olan oğlu kızı torunu akrabası ile görüntülü görüşse de, o eski günlerin güzelliğini yaşayamıyor. SAYGILARIMLA..

HABER YORUMLARI
  1. Ahmet Şener
    2022-05-26 19:34:44
    Yazınızdan dolayı sizi tebrik ederim. Mektubu dikkatli okuyunca yarı Osmanlı Türkçesi ve Konya şivesi belli oluyor. Mesela İdris ismi konyada idiris diye söylenir. Kirazıdı ve azıdı kelimeleride aynı biçimde seslendirilir halen. Saygılar