DARBENİN 43. YIL DÖNÜMÜ

Çoğumuzun belki de toplumun yarısından fazlasının yaşı yetmiyor ancak 43 yıl önce kanlı bir darbe gerçekleştirildi. Tabi darbe öncesi olgunlaştırma ve darbeye zemin hazırlama egzersizleri yapıldı. Bilerek ve isteyerek anarşiye tavan yaptırıldı. Olmayan irtica, kaç kez hortlatıldı. 1980 darbesi öncesi Türkiye'sini bir düşünün, bazen günde 20-25 vatandaşımızı kaybediyorduk. Vatandaş anarşiden bıkmış, can güvenliği yok. Seçimle ülke idaresine gelinemiyor. Sağ iktidardan bir şekilde kurtulmak lazım. Darbe ile mümkün ise, darbe yapılacak.
Senaryoyu muhteşem oynadılar. Yaşı müsait olanlar bilirler. 6 Eylül Konya mitingi. İrticanın en iyi hortlatılacağı yer Konya'dır. Konya mitinginde mahşeri bir kalabalık. Miting öncesinde İstiklal Marşı okutuluyor. Marş okutulurken 250-300 kişilik bir görevli grup, ayağa kalkmıyor. İnsanlar makul düşünseler adamlar İstiklal Marşı'na karşılarsa, niçin İstiklal Marşı okuma isteği doğuyor?
Bu ve bunun gibi yüzlerce olay yaptırılıyor. Taksim'i kana bulamalar, gazeteci cinayetleri ve peş peşe sıralanan diğer cinayetler. Neticede insanların can güvenliği kalmamış. Toplumun her kesimi ordu yönetime bir el koysaydı diye endişelenip duruyor. Son nokta irticanın hortlatılması, onu da Konya'da yapıyorlar. Boynunda ip, tahta taneli tespihlerle yüzlerce insanı şehir merkezindeki sokaklarda hem de Valiliğin önündeki Tevfikiye Caddesi'nde yürütüyorlar.
Zemin hazırlanıyor. Zaman ayarını ise Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları yapıyor. Askeri müdahaleler ne hikmetse genelde cuma günleri yapılıyor. Bazı muhtıralar da cuma günü veriliyor.
Cennet vatanımız Türkiye'mizde 11 Eylül'de kan gövdeyi götürürken 12 Eylül'de bütün nahoş olaylar, cinayetler ve anarşi bıçak gibi kesiliyor. Cuma günü sabaha yakın ordu yönetime el koyuyor. Anayasa askıya alınıyor. Kabine feshediliyor ve bilindik uygulamalar...
hafızamızın almadığı, alamadığı bir şey var. Bütün darbeler insanların en derin uykuda bulunduğu sabaha yakın gerçekleştirilir. Ancak 15 Temmuz 2016'daki kanlı FETÖ darbesinde kalkışma ya da darbe niçin saat 20.30 gibi gerçekleştirilmeye çalışıldı? Yoksa Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarını tam olarak ikna edemedikleri için darbe duyuldu, şansımızı deneyelim mi denildi?
Darbe sonrası partiler kapatıldı, başkanları da sürgüne gönderildi, TBMM lağvedildi. Türk Hava Kurumu, Çocuk Esirgeme Kurumu ve Kızılay hariç bütün dernek ve vakıflar kapatıldı.
Zira Milli Güvenlik Konseyi Yönetime el koymuştu. Bu darbeyi birebir yaşayan biri olarak hafızamdan çıkmayan bir görüntü var. Konya sokaklarında vatandaşa gözdağı verilmesi için yürüyüş düzenlenmiş, askerimiz Konya sokaklarında slogan atıyor. Yürüyüş takımı oluşturulmuş. Ortalarda devletin polisi, ön ve yanlarda askerler eşliğinde yürütülüyor.
12 Eylül öncesi Polder ve Polbir olarak ikiye ayrılan polis teşkilatına gözdağı vermek. Nasıl bir ülkeyiz yahu? 15 Temmuz darbesinde de hafızamıza kazınan görüntü ise sadece iç çamaşırlarıyla kalmış darbeci asker komutanları teslim alan ve yürüten devletin özel harekat polisleri değil miydi?
Ayrıntıya girmeden paylaşalım. 65 bin gözaltı, 10 bin dava, 230 bin yargılama. 515 kişi hakkında ise idam kararı verildi. 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı. En vahim olanı idam kararından 50'si uygulandı. Daha da vahim olanı ise 17 yaşındaki Erdal Eren'in yaşı büyütülerek idam edilmesiydi. Bundan daha vahimi nedir biliyor musunuz? Kenan Paşa, rahmetli Eren için, “Asmayalım da besleyelim mi?” ifadesini kullandı.
AK Parti darbeciler için anayasa değişikliği ve yasalarda gerekli düzenlemeleri yaparak yargılama sürecini başlattı. Ancak ömürleri kafi gelmedi, darbeci generaller bu dünyada ceza almaktan amiyane tabirle yırttılar. Ancak Rabbimin adaleti idam edilenler, mağdur edilenler, işinden aşından edilenler haklarını mutlaka gani gani alacaklar. Allah insanların günahlarını bağışlıyor, hazinesi geniş. Kul hakkı müstesna.
Darbeci generallerin cenaze merasimlerini gördük. Dahasını Rabbim bilir, en iyisin bilir.