Çevre ve kuraklık için çözüm kendimizde...

Hayatımızın son 2-3 yılına bakacak olursak yaşantımızda hem ekolojik hem de sosyolojik olarak çok farklı süreçler geçiriyoruz.
Pandemi ile değişen yaşantımızın ardından yaz ayının gelmesi ile kuraklık tehlikesi ile karşı karşıya kalmamız ve çevremizdeki güzelliklerin bir bir yok olması ile adeta imtihan oluyoruz.
Hem kuraklık hem çevremizdeki değerlerin yok olmaya başlaması bizlere israf ve çevre bilinci anlamında uyarı niteliğinde alametler sanki.
Kuraklık ve ardından gelecek yokluk, hepimizin isteyeceği en son şeydir, hiç şüphesiz. Bu nedenle Allah bizleri kuraklıkla, yoklukla imtihan etmesin . Ancak bunun için bizler ne yapıyoruz ve ne yapmalıyız? Asıl sorunumuz yaptıklarımızın yanında yapacaklarımızdır.
Geçtiğimiz hafta içinde Karatay'da çiftçiler, tarlalarının su ihtiyacının giderilmesinde yaşanan sorunlar nedeniyle Konya- Adana kara yolunu trafiğe kapatarak eylem yaptı.
Hakeza kuraklığa bağlı olarak birçok bölgede farklı çalışmalar, farklı serzenişler gerçekleşti. Sorunların çözümü için eldeki mevcut kaynakların değerlendirilmesi ve mantıklı kullanılması adına değişik çalışmalar gerçekleştirildi. Ancak bunlar nereye kadar çözüm olur bilinmez. Bilinen bir şey varsa o da eldeki imkanların bilinçli kullanılması olacaktır. Devlet kuraklıktan etkilenen çiftçilere belirli bir ölçüde destekte bulunacak ve bunu da açıkladı ama bu kalıcı bir çözüm olmadığı gibi çözümün devletten olmadığını da bilmek gerek. Asıl çözüm topyekûn, hepimizin birlikte yapması gerekenlerdir.
‘İsraf’ insanlığın varlığından günümüze kadar var olan ancak mücadelesinde anlam ve uygulamasının hayatımızın hiçbir alanında yer bulmadığı bir söz, hatta yakın zamana kadar israfın önüne geçmek için neler yapılması gerektiği konusunda bilgi eksikliği de mevcuttu. Ama bugün baktığımızda israfın olmazsa olmazımız olduğu gerçeği ile yüzleşmiş olduk. Hiçbir kaynağın baki ve sonsuz olmadığını bugünlerde daha iyi anlamış olduk. Gelecekte ne olur, ne olmaz Allah bilir ancak biz kullar olarak mevcut kaynaklarımızda ‘har vurup harman savurmamak’ için yaşantımızda ciddi yaptırımlar gerçekleştirmeliyiz.
Başta su olmak üzere her ne tüketiyorsak tüketelim, israf etmemeye büyük özen gösterelim.
****
Kuraklık kadar önemli bir diğer konu da çevremize olan sorumluluğumuzdur.
Bu sorumluluğumuz elbette kapsamlı çalışmalarla sonuca ulaşacaktır ve bu nedenle de Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde Beyşehir Gölü temizleme çalışmaları kapsamında basın mensuplarına yönelik Beyşehir’e inceleme programı düzenledi. Beyşehir Gölü’nün temizlenmesi konusunda hayalet ağların gölden çıkarılması ve göl çevresindeki yerleşim yerlerine atık su arıtma tesisleri kurulması çalışmalarını yürüttüklerini ifade eden Uğur Başkan, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızla birlikte yaptığımız bu çalışmalar Konya için çok önemli çevre projeleridir. Beyşehir Gölü Konya'mızın incisi” diyerek çevreye verilen öneme dikkat çekmiş oldu. Beyşehir Gölü’nün temizlenmesi konusunda iki önemli konuyu hayata geçirdiklerini söyleyen Başkan Altay’ın “Gölde 680 dalış yapılarak 471 hayalet ağ çıkarıldı. Bu ağların toplam uzunluğu 35 kilometre, ağırlığı da yaklaşık 10 ton. Çevreye kirlilik oluşturan yosunlaşmayı ortaya çıkaran ağların birinci etap toplanmasıyla ilgili süreç tamamlanmış oldu. İnşallah bu yıl itibariyle de bin 400 ağın gölden çıkarılması ile ilgili yeni bir çalışma başlatıyoruz. Böylece tespit ettiğimiz ağların yüzde 90’ı gölden uzaklaştırılmış, bertaraf edilmiş olacak” açıklaması durumun vahametini gözler önüne sermeye yetiyor. 680 dalış yapılıyor ve 471 hayalet ağ çıkarılıyor. Bu ağlar kendiliğinden oluşmadı değil mi, bunu da göle bırakanlar var elbet. Ve yapılan bu bilinçsizlik bugün nelere mal oluyor hep birlikte görüyoruz. Balıkçı, balıkçılığını yaparken dikkat edecek; gölün nimetlerinden nankörce değil, şükür edasıyla faydalanacak. Çünkü Beyşehir Gölü sadece güzelliğiyle, balıkçılığı ile değil, aynı zamanda tarımsal sulama ve tarımsal üretimimizin de kaynağı olarak stratejik bir öneme sahip.
Tabi Büyükşehir Belediyesinin sadece Beyşehir Gölü'nü değil Tuz Gölü’nü kurtarmak içinde önemli projeleri hayata geçirdiğini biliyorum. Cihanbeyli ve Kulu’da dört atık su arıtma tesisinin temelini atarak bu anlamda önemli bir çalışma yapılmış oldu. Tüm bu yatırımlarda Çevre ve Şehircilik Bakanımız Murat Kurum’un katkısının tartışılmaz derecede olduğunun bilinmesini isterim.
Temiz çevre bilinçli öz kaynak kullanımı ile hayırlı ve güzel geleceğe ulaşma temennisiyle kalın sağlıcakla...