Konya HAFİF YAĞMUR
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
TORKU BİSKÜVİ

Çanakkale Savaş Anıları

Çanakkale Savaş Anıları - Rıdvan Bülbül - Yeni Meram Gazetesi

 

■ Kahramanca ölmekten çok, kahramanca yaşamak zordur. ( Cenap Şehabeddin )

***

Geçtiğimiz yıl 18 Mart’ın yıldönümünde  kaleme aldığım yazının heyecanı, hep devam  gidecek. Ne zaman takvimler 18 Mart’ları  gösterse, aynı heyecan dalgası ayağa kalkacak  yurt coğrafyasında dolaşarak selama duracak.   Bu bağlamda aynı heyecanın çoşkusu içinde  ufak dokunuşlarla aynı duyguları yineliyorum.

■ Kahramanlığın özü özgüvendir.(Emerson)

18 Mart şanlı tarihimizin onur sayfalarından biridir. Elverişsiz koşullara karşın, iman gücüyle şaha kalkan Mehmetçik Çanakkale’nin geçilmez olduğunu yedi düvele bir kez daha kanıtlamış destanlarına bir yenisini eklemiştir. Dünya Savaş tarihine “Zaferin zaferi” olarak yazılan bu destan savaştan kimi anılar;
Kınalı kuzular: Yüzbaşı Sırrı Bey, ikindi vakti yeni gelen eratı denetlerken, içlerinde bir tanesinin saçının sağ tarafının kınalanmış olduğunu görür ve takılır;
“Hiç erkek kınalanır mı?”
Mehmetçik, yanıt verir;
“Buraya gelmeden önce anam kınalamıştı Komutanım!”
Komutanın isteği üzerine anasına haber salar ve nedenini sorar;
Ana, bir mektup yazarak yanıtlar;
“Ey gözümün nuru Hasan’ım! Köyümüzde rahat rahat oturalım mı? Vatan sevgisi içimizde alev gibi yanıyor. Sen ecdadından, babandan aşağı kalamazsın. Ben, senin anan isem, beni ve seni Allah yarattı, vatan büyüttü. Allah, bu vatan için seni besledi. Bu vatanın ekmeği iliklerinde duruyor. Sen bu ailenin seçilmiş kurbanısın. Hasan’ım, söyle zabit efendiye. Bizim köyde kurbanlık ayrılan koyunlar kınalanır. Ben de seni evlatlarımın arasından vatana kurban adadım. Onun için saçını kınalamıştım. El-hükmü billah. Allah, seni İsmail Peygamber’in yolundan ayırmasın.Seni melekler şimdiden rahmetle anacaktır.. Gözlerinden öperim. Anan – Hatice”


■ Felaketler karşısında dayanıklı durmak ve kader diyerek eğilmemek, kahramanlıkların en büyüğüdür.(Fenelon)

Gazi Mehmet Aşkın’ın anlattıkları:
■ “İngiliz donanması Sarozdan top atışları ile bize son derece ağır kayıplar verdiriyordu.Böyle bir atıştan sonra, aynı, birlikte silah arkadaşım Recep Eniştemin iki ayağı kopmuş çalıların üzerinde gördüm, henüz sağdı. Yanına kadar gidebildim. Ağlamaya başladım. Henüz ruhunu teslim etmeyen Recep Eniştem, sanki yaralı değilmiş gibi onurla konuştu;
“Kardeşim niçin böyle ah edip ağlarsın; ciğerimi dağlarsın! Allah’ın
verdiğine merhaba! Takbir- i Rabbani böyle imiş! Onun kazası geri çevrilmez ve hükmüne mani yoktur. Elimizden ne gelir. Arzuladığım savaş yolunda oldu. O saadet bana yeter! Sen sağ kalırsan, anamın elini benim için de öp! Emzirdiği sütleri helal etsin!”
Bu konuşmasından sonra “Başımı kıbleye doğru çevir!” diye bildi. Ruhu çoktan uçmuştu…

■ Halil, bölükte süngü hücumuna kalkmıştı, ağır bir yara alarak yanıma yıkıldı.Bir süre sessiz kaldı ve sonra: şöyle konuştu;
“Ahiretlik ölümüm yaklaştı, öldükten sonra cesedimi geriye götürtme, buraya ellerinle göm! Üzerimde harp ediniz! Ta ki Gazilerin ayak seslerini Allah! Allah! Nidalarını rahatlıkla duyayım!”
Sonra da gülerek ruhunu teslim etmişti
“Kara Yürek deresi’ne doğru iniyorduk. Bir akşam beni keşif kolu çıkardılar. Derenin yatağında geziniyordum. Çok susamıştım. Dere şırıldıyordu, mataramı doldurdum. Birkaç yudum içtiğimde, içtiğim suyun tadı çok başka idi avucuma mataradan su aldığımda, matarama doldurduğum suyun kan olduğunu anladım.”

■ Kahramanlık, ruhun bedene karşı kazandığı zaferdir. (H.F. Amiel ) 


■ “Edincikli Mehmet Er’in top mermisinin parçaladığı kolundan kanlar içerisinde bir et parçası sarkıyordu. Komutanına Yalvarıyordu;
“Komutanım ne olur şu kolumu kes!”
Sağ eliyle yakaladığı ve tuttuğu sarkık kola bakan Teğmen donup kalmıştı. Edincikli Mehmet Er, gür sesiyle yineledi;
“Allah Aşkına, Allah Rızası için kes şu kolumu!”
Bu ilahi cümleleri emir gibi işiten Teğmen Saip, bıçağı Er’in koluna vurur. Gık demez Edincikli Mehmet. Bir sağ elindeki kola, bir ileride Allah! Allah! nidaları arasında çarpışan erlere bakar ve kolu fırlatır;
“Bu kol vatana feda olsun!”
Yerdeki et parçalarından başını kaldıran Teğmen’in karşısında kimse yoktur. Çünkü, Edincikli, Hakla alış verişe başlayınca her şeyi, acıyı, özlemleri unutur kolunun öcünü almak, vatan ve Allah için hücum saflarına katılmıştı. Onu durdurmak olanaklı değil, yine harikalar gösterir, bire bir bire on, bire yüz dövüşür. Kaderden kaçılmaz ki! Kolunun kopmasıyla kaybettiği kandan halsiz düşürmüş, şehitlik mertebesine ulaşmıştı.

     ANTEPLİ ŞAHİN

Ben Antepliyim, Şahin’im ağam. 
Mavzer omzuma yük.
Ben yumruklarımla dövüşeceğim.
Yumruklarım memleket kadar büyük.

Hey, hey!
Yine de hey hey!
Kaytan bıyıklarım, delişmen çağım
Düşman kurşunlarına inat köprübaşında
Memleket türküleri çağıracağım.

Bu dağlarda biz yaşarız,bu dağlar bizim dağımız.
Namusumuz temiz, bayrağımız hür 
Analarımız, karımız, kızımız, kısrağımız
Burada erkekçe dövüşür

Bir bayrak dalgalanır Antep kalesi üstünde 
Alı kanımdaki al, akı alnımdaki ak
Bayraklar içinde en güzel bayrak 
Düşüncem senden yanadır

Hep senden yanadır çektiğim kahır
Bu senin ülkende, senin gölgende
Düşmesin kara kalpaklar, kirlenmesin duvaklar
Korkum yok ölümden kâfirden yana 
Alacaksa alsın beni şafaklar.

Hey, hey!
Yine de ey hey!
Al bayraklar altında kara bir kartal gibi 
Yaşamak ne güzel şey.

Bir sır var bu mavzerde, attığım gitmez boşa
Çıkmış bir eski savaştan
Türk ün bir karış toprak parçası için
Destanlar yazacağız yeni baştan.

Yıktım toprağın üstüne bir sarı kurşunla birini
Çıktı karşıma biri, 
Çıktıkça çektim tetiği Bismillâhlar la beraber
Vurdum alnından kâfiri.

Bu kaçıncı kurşundur, bu kaçıncı bismillâh
Bu kaçıncı ölüdür?
Bir türkü söylenir siperlerde her sabah
Vurun Antepliler namus günüdür!

Ben Antepliyim Şahin’im ağam
Mavzer omzuma yük 
Ben yumruklarımla dövüşeceğim
Yumruklarım memleket kadar büyük

(Yavuz Bülent Bakiler)

 

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Atatürk’ü Yok Etmeye Kalkarsan Bu Topraklarda, İşte O Zaman Türk Milleti Diye Bir Kavram Kalmaz!

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0