Daha önce de bu konunun altını çizdiğimi hatırlıyorum. Zaman zaman dost sohbetlerinde de anlatacağım konu ile ilgili “Devletin refleks mekanizmasını devreye sokması gerekiyor.” sözleriyle defaatle üstüne durulması gereken bir husus paylaşacağım sizlerle.
Mevcut iktidarın ve devlet içinde ki yaşlı ama tecrübeli bürokratların en büyük sorunu reformist insanları kadrolar içerisinde barındırmamaktır. Reformist insanlar bu kadrolarda yer almadığı sürece biz geçmiş 25 yılı, 100 yılı konuşmaya devam edeceğiz.
Mevcut iktidar göreve geldiğinde eğitim kalitesi sorunundan önce eğitime ulaşılabilirlik bir sorundu, çözüldü. Ticaretin kalitesi, kazanılan para sorunundan önce ticareti yapabileceğin ürünü taşıyacağın yol, köprü, liman sorundu, çözdü. Tarımda mevcut teknolojiyi kullanma sorunundan önce çiftçiye malını üreteceği tohum, satacağı hal, Pazar yeri lazımdı, yaptı. Sağlık sisteminin, doktorun, hemşirenin çalışma koşulları sorunu vardı ama ondan önce sağlık ocağı, hastane yapılması gerekiyordu, yaptı. 25 yıl önce bu ülkede okul, hastane, yol, köprü, bina, kısaca demirbaş yoktu, bunların hepsini yaptı 25 yılda ama içi boş kaldı. Ne bu binalarda fikir üreten insanlar var, ne o yollarda hak yemeden giden insanlar, ne idealist öğretmenler, ne köprüyü geçene kadar ayıya dayı demeyen insanlar kaldı. Geçmişin sorunlarına takılı kalan bir nesil kaldı devlette. Hızlı bir şekilde fikirsel reform değişimi gerçekleşmeli. Hangi konularda mı?
Sabit ve Geniş Bantlarda internet hızında dünyada 106. Ülkeyiz. Mobil internette dünyada 58. Sırada yer alıyoruz. Hep takdir gördüğümüz sağlık hizmetleri performansında 28. sırada yer alıyoruz. Matematikte 39, Okumada 36, Fen Bilimlerinde 34. sıradayız. OECD raporuna göre öğrenci yaşam memnuniyetinde 33 ülke içinde 32. sıradayız. En çok turist ağırlayan dünyada 4. ülkeyiz ama pasaport gücünde 113 ülke içinde 49. sıradayız. Genç işsizlik de 83. sıradayız. Elbette olumlu olan sıralamalarda da var; askeri, gayri safi yıllık hasılada, dünyanın en iyi ekonomisine sahip 17. Ülke olduğumuz gerçeğini kimse yadırgayamaz.
Vakit Yeni Türkiye Yüzyılı vaktiyse eğer, vakit 2053 hedeflerine doğru sağlam ve emin adımlarla gitmekse eğer, bizim; fiber altyapı hizmetlerine, çip üretimlerine, eğitimin kalitesine çaba sarf etmemiz lazım. Girişimciliğin önünün açılmasına gençlere tek çarenin devlete atanmak değil ticaret yapmanın da bir geçim yolu olduğunun anlatılması ve teşvik edilmesi gerekiyor. Girişimciliği tercih eden gence de yol göstermek, teşvik vermek işini kolaylaştırmak gerekiyor.
Yıllarca bu ülkenin çocukları bilgisayar oyunlarında Amerikan, İngiliz, Rus askerini oynadı. Madem ki Devlet her işe bütçe ayırıyorsa, yerli ve milli vurgusu yapıyorsa devlet, yerli ve mobil oyunlar teşvik edilsin. Ben bir Amerikan askerini değil, onun tarihini değil, onun kahramanlıklarını değil… Bir Osmanlı subayını oynayıp, kendi tarihimi öğrenip, kendi kahramanlık hikayelerimi öğrenmek isterim. Nasıl ki çocuklarımız TEKNOFEST’te bir gün bende İHA, SİHA yapmak istiyorum diyorsa, oynadığı oyunu yapmak isteyen gençlerimiz de olsun isterim.
Devlet bu sosyal medya platformlarını nasıl kısıtlayacağını nasıl engelleyebileceğini düşünüyor da, neden bu platformlara bizim de sahip olmamız lazım demiyor? Her şeye rağmen; anlaşılan o ki Sayın Selçuk Bayraktar yalnızca kendi alanında reformist değil teknoloji odaklı tüm alanlarda kendi vizyonunu taşıma gayretinde. Sayılarının artması ümidiyle.
“Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter.” Malcolm X. Selametle…