ATA-TÜRK, ATATÜRK DEMEK SEVMEK DEMEK, HEP SEVMEK…

Ağustos – Eylül ayları kahraman- destan- şehit ve  gazi aylardır. Bu aylarda zaferin çok notalı  sesleri Göklere yükseldi, Yurt Coğrafyasında yankılandı,  dış dünyanın da ezberlerini bozdu. Ağustos-Eylül aylarında Gazi Mustafa Kemal Paşanın, Atatürk’ün, Çanakkale’den Anafarta’dan, Arıburun’dan, Conk Bayırından Kocatepe’den, Samsundan, Amasya’dan  Misak-ı Milli sınırlarından, Anıt Kabir’e dek uzanan uzun ve ince yolda, oya oya işlenmiş ayak izleri, mavi gözleri ve sarı saçları var. O olmasaydı, biz, siz, onlar olur muydu, tartışılır. Bu bağlamda Atatürk düşüncesine karşı çıkanlar, milliyetçiliğe, laikliğe, hukuk devletine, demokrasiye  de karşı çıkıyorlar anlamına gelmektedir. Atatürk fani olarak ölmüş ancak fikirleri sonsuza değin sür-git devam edip  gidecektir. 10 Kasın 1938’den bu yana fikir, düşünce, algı ve kavram olarak Atatürk vardır, onun cennet ülkemize silah ve siyaset arkadaşlarıyla birlikte  gerçekleştirdikleri kazanımlar vardır; bunların  önsözünde de Cumhuriyet vardır.

***

Atatürk, artık düşünce,  fikir görüş, kavram ve algı olmakla birlikte yol göstericidir.  Ne zaman Türk sözü telaffuz edilse Atatürk’ü ve onun özgün sözlerini anımsarım. Örneğin “Atatürk” birleşik sözcükten “Ata”yı kaldırırsak kalan Türk, Türk’ü kaldırırsak kalan sözcük Ata’dır. Kimi art niyetliler “Atatürk” sözcüğünü kaldırmak istese de

bu vefasız ve aymazlığa  dilbilgisi de (gramer) karşı çıkıyor ve gerçeği dile getiriyor. Mustafa Kemal ile “Ata” ve “Türk” sözcükleri birbirine kaynaş ve özdeşleşmişlerdir ki nereden baksanız karşınıza yine Atatürk çıkıyor.

…
İstanbul Üniversitesinde ders okutan Alman Profesör Atatürk’ün öldüğü gün derste öğrencilerin üzgün halini görünce yüreği parça parça olmuş. Rektörü arayıp sormuş;
– Bugün ders vermeyeceğim ne yapayım?

Rektör yanıt vermiş;

– Sizin memleketinizde büyük bir adam ölünce ne yapılıyorsa onu yapın!
Yabancı profesörün yanıtı tam bir kıssadır;     -Bizim ülkemizde hiç bu kadar büyük bir adam ölmedi…

…

Cumhuriyet’imizin kurucusu, Vatanımızı yabancı istilasından kurtaran Orduların Başkomutanı Mustafa Kemal Atatürk’ün Türklüğe ilişkin  kimi sözleri;

■ Türkiye Türklerindir

■ Ne mutlu Türk’üm diyene!
■ Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur.
■ Kanını taşıyandan başkasına inanma!
■ Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça büyük işler yapmak için kendinde güç bulacaktır.
■Taş kırılır, Tunç erir, ama Türklük ebedidir”
■ Tanrı nasip eder, ömrüm vefa ederse; Musul, Kerkük ve Adaları geri alacağım. Selanik de dahil Batı Trakya’yı Türkiye hudutları içine katacağım!
■ Beni olağanüstü bir kişi olarak yorumlamayınız. Olağanüstülük Türk olarak dünyaya gelmemdir.
■ Türk budur: Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.
■ Ülkeniz sizindir, Türklerindir. Bu ülke, tarihte Türk’tü bugün de Türk’tür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktır.”
■ Milli benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avı olacaklardır.”
■ Türk’lerin yaşadıkları her yer misak-ı milli hudutları içindedir.”
■ Etimin ve kemiğimin babası Ali Rıza Efendi ise, fikrimin babası Ziya Gökalp’tir.
■ İstanbul’da çıkan bir gazeteyi Kaşgar’da ki Türk de anlayacaktır.
■ Şu anda, büyük Türk Milletinin bir ferdi olarak, bu kutlu güne kavuşmanın, en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.
■ Türk, Türk olduğu için asildir. çoğumuz, Babamızın babasını hatırlamayız. Bütün soy gururumuzu, Türk olmanın içinde buluruz.
■Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin övünç dayanağımdır.
■ Mensup olduğum Türk milletinin şan ve şerefi varsa, benim de bir ferdi olmak sıfatıyla şanım ve şerefim vardır.
■ Türk çetin işler için yaratılmıştır!
■ Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
■ Bir Türk, cihana bedeldir!”
■Yurttaşlarım! Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir.”
■Türk Milletinin karakteri yüksektir, Milleti çalışkandır, Türk Milleti zekidir.
■ Dünyada Türk’ten daha büyük, ondan daha eski, daha temiz bir millet yoktur ve bütün insanlık tarihinde görülmemiştir.
■ Ressamlar bir günTürk’ün simasını kaybederlerse, yıldırımı alsın yapıversinler.
■ Bundaki muvaffakiyeti Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimkârane yürümesine borçluyuz.
■ Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, sonraki inkişafı ile âtinin yüksek medeniyet ufkunda güneş gibi doğacaktır.
■ Bana, insanlar üstünde doğuş yüklemeye kalkışmayınız. Tek olağanüstülük, Türk olarak dünyaya gelmemdir.
■ Ulusal varlığımıza düşman olanlarla dost olmayalım. Böylelerine karş “Türk’üm ve düşmanım sana, kalsam da bir kişi!’ diyelim.
■ Önce, millete tarihini, asil  millete mensup bulunduğunu, bütün medeniyetlerin anası  ileri milletin çocukları olduğunu göstermeliyiz.
■Türkiye maymun değildir ve hiç bir milleti taklit etmeyecek, ne Amerikanlaşacak, ne de Batılılaşacaktır; o sadece özleşecektir.

…

■ Türk Milleti yüzyıllardan beri hür ve müstakil yaşamış ve istiklâli yaşamak için şart saymıştır. Milletimiz istiklalsiz yaşamamış, yaşayamaz ve yaşamayacaktır.
■ Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği yüksek sahne oldu. Bu sahne yedi bin senelik, en aşağı bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgârlarıyla sallandı. Beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı, şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela, korkar gibi oldu; sonra alıştı; babası tanıdı onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır. Kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.
■ Hayattaki yegane üstünlüğüm, Türk doğmaktır! Muhterem milletime tavsiye ederim ki; sinesinde yetiştirerek başının üstüne çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki cevher-i asli’yi çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin.
■ Doğrudan doğruya milletseveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Fertleri ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa, o topluluğa dayanan cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.
■Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en önce Türkiye’nin istikbaline, benliğine, geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir.
■ Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir.
■ Bütün dünya bilmeli ki; karşımızda böyle bir düşman oldukça onu affetmek elimizden gelmez ve gelmeyecektir. Düşmana merhamet, aciz ve zaaftır; bu insaniyet göstermek değil, insanlık hassasının yok olduğunu ilan eylemektir.
■ Türk aydınlarının kendi kendisini bilmemesinden ve başka milletlerde şu veya bu sebeple üstünlük olduğunu sanarak, kendini onlardan aşağı görmesinden doğmaktadır. Bu yanlış görüşe son vermek için Türklüğümüzü bütün asaleti ve tarihi ile tanımak ve tanıtmak şarttır.
■ Milliyetin çok belirgin niteliklerinden biri de dildir. Türk milletindenim diyen insan, her şeyden önce ve kesinlikle Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, topluğuna bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz.
■ Büyük devletler kuran ecdadımız, büyük ve şümullü medeniyetlere de sahip olmuştur. Bunu aramak, tetkik etmek, Türklüğe ve cihana bildirmek bizler için bir borçtur.”
■ Şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş medeni özelliği ve medeni kabiliyeti sonraki gelişmesi ile geleceğin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.
■Yeni Türk yazısı, yaradılıştan gelen zeka ve kabiliyetini geliştirebileceğinden yazımızı tarlalarında çalışan çiftçilerimize, sürüleri başında dolasan çobanlarımıza kadar en az bir zamanda yaymaya çalışmak hepimizin vicdan ve milli haysiyet borcudur.
■ Millet sevgisi kadar büyük sevgi yoktur. Kurtuluş Savaşı’nda ettiğim hizmetler olmuştur. Bunları, kendime maletmedim. Hepsi milletin eseridir dedim. Aranacak olursa doğrusu da budur. Mazide sayısız medeniyet kurmuş bir ırkın ve milletin çocukları olduğumuzu ispat etmek için, yapmamız lazım gelen şeylerin hepsini yaptığımızı ileri süremeyiz. (Atatürk)