Konya AÇIK 33°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
TORKU BİSKÜVİ

Dünya Bir Rüya, Ömür Bir Nefes

Dünya sonsuzluğa açılan kapılardan biri. İlk kapı ruhlarımızın yaratılışı idi. İkinci kapı baba sulbü, üçüncüsü ana rahmi. Sonra dünya sonra kabir. .. İnsanoğlunun yolculuğu ezelde başladı, ebediyete uzanacak. Başını ve sonunu, zamanını ve mekanını, onda yaşanmış ve yaşanacak olan trilyonlarca hadiseyi, olayı, vak’ayı bilemediğimiz bir hayatı, bir ömrü yaşamak, gücüne,kudretine,ilmine sınır olmayan Allah’ın yazdıgi senaryoda rol almak sadece şuur, irade ve akıl sahibi biz insanlara mahsustur. Sonsuzluk deyince ne anlamalıyız? Trilyon kere trilyon yıl bile sonsuzluğun yanında bir nefes kadar kısa. Öyleyse bu matematik hesabı bize ne haykırıyor? Hakikatin bu sadası bize diyor ki,
asıl mesele, bu kısacık ömür, bu geçici alem değil. Ya nedir ? Ebedî saadeti kazanmaktır. Çünkü bu dünya ile sonsuz alem arasındaki kiyaslamada asla ve kat’a zerre kadar bir muvazene yoktur. Neyle tartarsak tartalım, hangi ölçüyle ölçersek ölçelim herşey sonsuzluktan yana. Her zaman sonsuzluk kıyas kabul etmez bir ağırlığa sahip. O zaman ne yapmalıyız? Sonsuz alemi kazanmak için yapılacakları, herşeyin sahibi, maliki ve yaratıcısı olan Allah, bize gönderdiği son peygamberle ve son kitapla bildirmiş.
Nasıl mı?

En başta şeksiz şüphesiz bir İman.
Ardından hasbi, içten, duru, katıksız badetler. Ve Rabbimizin emrettiği Peygamberimizin ve sahabe efendilerimizin, sadıkların, salihlerin, ariflerin, şehitlerin, alimlerin, sahip olduğu ahlaka sahip olmak. İnsanlara ve tüm mahlukata bu ahlak çerçevesinde davranışta bulunmak.
Şükürle nimetlerin kıymetini bilmek…
Şükür deyince en basitinden başlayalım
Sahip olduğumuz tüm varlıkların, bizim yaşamamız için yaratılan tüm mahlukatın Allah tarafından bize emanet olarak verildiğini bilmek ; Gözlerimiz, ellerimiz, aklımız… Hepsi birer lütuf ve emanet. Tüm bunlara “Şükürler olsun!” demek, bu lütufları vereni hatırlamaktır.
Kendini bilen, Rabbini bilir. sözü boşuna değil. Kendini bilmek, yaratılış gayesini idrak etmektir.
Biz ve herşey yoktu; O, “Ol!” dedi; herşey var oldu. Ve biz insanların ezelde başlayan ve ebedde bitecek olan yolculuğu başladı.
Bizler Ruhlar âleminden, ana rahmine, oradan bu fâni misafirhaneye getirildik. Şimdi sekiz milyar insan, bu fenadan önce kabre, sonra mahşere, sırata…En nihayetinde ya cennete ya cehenneme gideceğiz.
Öyleyse soru şu: Biz son iki menzilden/ duraktan hangisine talibiz? Akıl taşıyan, irade sahibi olan tüm insanların kendisine sorması gereken en mühim, en büyük, en önemli soru galiba bu süal. Rabbim cümlemizi bu soruyu tam anlayan ve doğru cevaplayanlar arasına dahil etsin.

Çünkü ” dünya bir rüya, ömür bir nefes”

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Konya pedal çevirdi, Avrupa’nın zirvesine ulaştı…

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0