Konya AÇIK 33°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
TORKU BİSKÜVİ

YANGIN YERİ TÜRKİYE’DE SADECE ORMANLAR DEĞİL CÜZDANLAR DA YANIYOR!

Öyle bir dönemden geçiyoruz ki, memleketin dört bir yanı yangın yeri. Sadece ormanlarımız değil, yüreğimiz de yanıyor. Bir yandan cayır cayır yanan topraklarımız, bir yandan da enflasyonun ateşiyle kavrulan cüzdanlarımız. Çarşıda pazarda esnafın sesi kesilmiş, siftah yapmadan kepenk kapatan hatta toptan kapatan dükkanlar her geçen gün artıyor. “Kan ağlıyoruz” diyorlar, “bu yük artık taşınmaz oldu.” Ne yazık ki, bu feryatlar çoğu zaman sessizlikle karşılanıyor, hatta bazen duymazdan geliniyor..
Yangınlarda can veren işçilerimizin acısı yüreğimizi dağlarken, Filistin’de açlıktan ölen masumların feryadı vicdanlarımızı sızlatıyor. Bütün bunların üzerine, sanki görünmez bir el bizi boğmaya çalışırcasına, ahlaki bir çöküntü, bir yozlaşma salgını sarmış dört bir yanımızı. Değerler eriyor, empati tükeniyor, sanki gözlerimizde bir perde var da, etrafımızdaki acıları göremiyoruz.
Gelişmişliğin, refahın göstergesi olması gereken ekonomi, bizde adeta bir kara delik gibi.. Faizler öyle yüksek ki, yatırım yapmak, üretmek neredeyse imkansız. Bankadan kredi çekip iş kurmaya kalksan, ödeyeceğin faiz yükü altında nefes alamaz hale geliyorsun. Vatandaş desen, zaten vergi altında inim inim inliyor. Her aldığımız nefes, her attığımız adım vergiye bağlanmış sanki. Ev almak, araba almak… Eskiden “hayal” denmezdi bunlara. Şimdi ise gerçekten birer ulaşılmaz hayale dönüşmüş durumda. Gençler geleceğe umutla bakamıyor, aileler çocuklarına iyi bir gelecek kurma derdinde çırpınıyor. Bu adaletsizlik, bu eşitsizlik toplumu derinden sarsıyor. İnsanlar birbirine güvenmek yerine, birbirini rakip görmeye başlıyor. Bireysel çıkarlar, toplumsal faydanın önüne geçiyor. İşte bu, tam da ahlaki yozlaşmanın, toplumsal çürümenin en belirgin işaretlerinden biri..
Tüm bu tabloya bakınca umutsuzluğa kapılmak çok kolay. Ama tam da burada durup düşünmemiz gerekiyor: Biz neyi yanlış yapıyoruz? Sesimizi neden daha gür çıkaramıyoruz? Bu adaletsizliğe, bu vicdansızlığa karşı nasıl bir duruş sergileyeceğiz? Elbette, siyasi kararların ve ekonomik politikaların önemi büyük. Vatanın milletin hayrına çalışan bir sistem istiyor vatandaş..
Velhasıl, toplumsal dayanışmayı yeniden inşa etmeli, birbirimize kulak vermeli, ortak acılarımızda birleşmeliyiz. Sadece kendi küçük dünyamıza çekilerek değil, tüm toplumun dertleriyle dertlenerek, Filistin’deki acıya da, yanı başımızdaki esnafın feryadına da aynı hassasiyetle yaklaşarak bir şeyler değiştirebiliriz. Ahlaki erozyona karşı durmak, sadece bireysel çabalarla değil, topyekûn bir duruşla mümkün. Belki de bu yangınların, bu krizlerin bize öğretmek istediği tek şey budur: Birlik olmak, kenetlenmek, umudu yeşertmek. Yoksa daha büyük yangınlar kapımızı çalacak, o zaman ne esnafın ne de vatandaşın sesi çıkacak. Unutmayalım ki, bu ülke hepimizin ve ateşi birlikte söndüreceğiz ya da hep birlikte yanacağız..

Kaynak: Medine Ekmekci

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

KONYALI ONLAR: HATIRALARLA MEHMET SAVAŞ

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0