(Gazze’de, İran’da, Rusya’da, Ukrayna’da oluk oluk kan akarken böyle bir yazı yazmak biraz abes olabilir. Lakin o konularla ilgili çok yazım var ve yazmaya da devam ediyorum.)
Ölümler, savaşlar, katliamlar maalesef hayatın gerçeği ve ayrılmaz bir parçası. Bendeniz masum insanlara, mazlum milletlere, bağrı yanan gözü yaşlı annelere insanlara dua ve yardım etmeye, onlar için tasalanmaya devam ediyorum. Bu acılar bir gerçek lakin başka bir gerçek ise hayatın devam etmesi. Zaman durmuyor, devran dönüyor, hayat akıyor. Kim bilir böyle anlarda, böyle zor zamanlarda, bu tip yazıları yazmak, bu konuları gündeme taşımak; (sevgiden merhametten, iyilikten, güzellikten, gülden, bülbülden… Bahsetmek) savaşın acımasızlığı ve kötülüğü ile bunları yan yana getirmek; savaşın, zulmün, kötülüğünü, Çirkinliğini, vahşetini daha iyi görmemize vesile olur.
MEVLANA GÜL BAHÇESİ
Birkaç gündür Konya/Karatay Belediyesinin yeni açtığı “Mevlâna Gül Bahçesi” haberi öne çıkıyordu. Bu parkın resimleri çok dikkatimi çekiyordu. Geçenlerde Allah izin verdi ve bu güzel yeri görmek, rengarenk, çeşit çeşit Sarı, beyaz, kırmızı, pembe gülleri yeşil çimenler arasında seyretmek nasip oldu. Sağımız gül, solumuz gül, önümüz gül, ardımız gül hatta tepemiz bile gül idi. Çünkü bu gül bahçesinde belediye değişik bir metotla, değişik malzemeler kullanılarak çok büyük ve yüksek saksılar yapmış. Bunların üzerlerini de güllerle donatmış. Görüntü muhteşem, huzur mükemmel, sessizlik gani, çevre adeta cennetten bir köşe. Çünkü burada bu büyük gül bahçesinin etrafında ev yok, trafik yok, ses ve görüntü kirliliği yok. Üstelik bu bahçe tek başına değil; bu bölgede çok büyük bir lavanta bahçesi, büyük ve bakımlı bir piknik alanı ve yemyeşil ağaçlarla çimenlerle donatılmış bir hobi bahçesi de var.
GÖZÜMÜZ VE BURNUMUZ DOYDU
Masmavi bir göğün altında, bembeyaz bulutların gölgesinde, pırıl pırıl güneş ışıklarının etkisinde; büyük bir gül bahçesi, koskoca bir lavanta tarlası yeşilin değişik tonlarında elbiseler giymiş çeşit çeşit ağaçlar ve çimenler… Karatay’ın bu bölgesini dillere destan bir köşeye çevirmişler. Zaten Konya Belediyelerinin en başarılı olduğu alanlardan biri de büyük, temiz, sakin, parklar bahçeler. Konya’da bu hizmetin değerini artıran en önemli sebep ise şu: Konya adeta çöl ortasındaki bir vaha konumunda. O’nun yakasını susuzluk ve kuraklık bırakmıyor. Buna rağmen Konya belediyeleri, Konya’yı adeta büyük bir çölün ortasında büyük bir vaha gibi donatmışlar. Bu vahada böyle parklar kurabilmek, içindeki ağaçları çimenleri, çiçekleri, gülleri yaşatabilmek çok büyük bir gayreti ve pek büyük bir özveriyi gerektirir.
Karadeniz’de, Ege’de, Marmara’da iklim gereği, coğrafyanın verdiği imkanlar sebebi ile bunları yapmak çok daha kolay. Lakin başta Konya olmak üzere İç Anadolu şehirlerinde bunları yapmak ekstra bir gayreti ve özverili bir çalışmayı gerektirir. Bu sebepten dolayı bu güzel eseri Konya halkına kazandıran Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılcı’ya ve çalışanlarına şükranlarımı sunarım.
GÜL EDEBİYATIMIZDA PEYGAMBERİMİZİ REMZ EDER
Ümmet içinde biz Türkler kadar peygambere aşık başka bir millet yoktur. Nüfus olarak ümmetin az bir kısmı Türk’tür (yüzde 20 falan diyorlar) Buna karşılık Hz. Muhammed (sav) ile ilgili yazılan şiirlerin(naatların) yüzde 80’i Türkçedir. Bu şiirlerde Gül ile peygamberimiz(sav) arasında bir bağ kurulur. Edebiyatımızda gül O’nu (sav) anlatır:
Seyrimde bir şehre vardım
Gördüm sarayı güldür gül
Sultanımın tacı tahtı
Bağı duvarı güldür gül
Gül alırlar gül satarlar
Gülden terazi tutarlar
Gülü gül ile tartarlar
Çarşı pazarı güldür gül
Toprağı güldür taşı gül
Kurusu güldür yaşı gül
Has bahçesinin içinde
Serv-i çınarı güldür gül
Ümmi Sinan gel vasfeyle
Gül ile bülbül devrini
Meğer bu garip bülbülün
Âhû figânı güldür gül
ÜLKEMİZDE 30 YAŞ ÜSTÜ KADINLARIN HAYATLARININ GİZLİ TARAFI…