TÜRBAN (BAŞÖRTÜSÜ)

Yaşı müsait olanlar bilirler, 12 Eylül darbesi öncesi ve 28 Şubat’ta antidemokratik dönemde türban takan kardeşlerimizin ifadeleri alınırdı. İfade verirken de “İnancım gereği takıyorum.” demek de sanki laiklik karşıtı eylem gibi görünürdü. Kılıçdaroğlu’nun ifadesiyle, (haşa) “Bir metrelik bez parçası” olan başörtüsü rejime göre en büyük tehlike edildi. Onun için ifadeye giden bacılarımıza türban ifadesini kullanmamaları, başörtüsü olarak zikretmeleri öğütlenirdi.

CHP Genel Başkanı, geçen haftaki parti grup toplantısında başörtüsü ile ilgili bir öneri sundu. “Başörtüsü üzerine bir kanun teklifi vereceklerini, bu hakkı yasal güvenceye alacaklarını” duyurdu. Hak ve özgürlüklerin öneminden bahsederken konuşmanın bir bölümünde çok önemli bir nokta vardı. “Geçmişte bizim de yanlışlarımız ama değişmeyi, öğrenmeyi bildik. Bir sonraki aşamaya geçme zamanı.”

Şimdi adama sormazlar mı, “Bugüne kadar niçin beklediniz?” diye. İktidar ve MHP’nin geçmişte türbanla ilgili söylemlerini biliriz. CHP’nin de türban karşıtı emellerini, eylemlerini biliriz. Türk milletinin aklıyla bu kadar alay etmemeli. Bu millet sizin sandığınız kadar balık hafızalı değil. Benim gibi türbanlı kızı olanların orta dereceli okullarda zaten yasaktı da üniversitelerde verdikleri mücadeleyi unutmak mümkün değil. Merkez İmam Hatip Lisesi önündeki ailelerin türban eylemlerini sizler bilmeyebilirsiniz, ya da işinize gelmez. Ancak vatandaş unutmaz.

Mavi gömlekli, geçmiş genel başkanınızın Meclis’te, Meclis’i idare eden başkana, “Sayın Başkan, lütfen bu kadına haddini bildiriniz.” çıkışını unutmadı bu millet. Türkiye’nin ilk türbanlı Milletvekili Merve Kavakçı’ya yapılan zulmü unutmadık. Allah aşkına ne zaman türbanla ilgili bir serbestîye, kanun teklifi ya da yönetmelik gündem gelse, ilk işiniz Anayasa Mahkemesine gitmek olmadı mı?

Aslında sizler başörtüsüne özgürlükten yana falan değilsiniz. Bu serbestlikten sonra irticanın hortlamadığı görüldü. Türban hususunda geri dönüşün de mümkün olmadığı görüldü. O zaman bu meseleyi siyasi malzeme olarak kullanıp mütedeyyin insanların desteğini almak adına atılmış bir adım.

Kılıçdaroğlu’nun kanun teklifine destek öncelikle HDP, akabinde Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Demokrat Parti’den geldi. En manidarı da, geçmişte türban yasağından en çok çeken seçmenin partilerinden, Temel Karamollaoğlu’ndan geldi. Kendileri, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun, kazanımları yasal güvence altına alacak çağrısını kıymetli buluyor ve destekliyorum.” dedi.

2019’daki İBB seçimlerindeki kayıtsız şartsız desteği hala devam ediyor. Türbanlı seçmenin desteği kaybediliyor ancak farkında değiller. Sayın Davutoğlu da, başörtüsü yasağının kanunla kaldırılması olayında Kılıçdaroğlu’nu değerli bulanlar arasında.

Altılı masanın diğer iki ortağının görüşlerini kamuoyu merak ediyor. İYİ Parti ve Deva Partisi bakalım ne görüş belirtecekler. Burada CHP Genel Başkanı’nın geçmişte yapılan hataları zikretmesi önemli bir gelişme. Zaten bu bariz ve halka yapılan bariz hatalardan dolayı CHP hep, hep yerinde sayıyor. 15 Temmuz kalkışmasından medet umdular, onun da altından iktidar çıkmadı.

Aslında CHP’nin yapacağı, samimi bir şekilde dünkü farklı söylemlerini de hafızalardan çağırarak din ve özgürlüklerle ilgili yeni güzel şeyler söylemek. Helalleşme programlarının başına türbanzedeleri koysan, onlardan özür dilesen, “Sizlerle de helalleşeceğiz.” desen daha bir samimi ve etkili olmaz mıydı? Bu kanun teklifi fikrinin bir parti genel başkanından çıktığı söyleniyor. Ne derece doğrudur, yakında belli olur.

Sayın Cumhurbaşkanı Millet Bahçesi’nde “Gençlik ve Yerel Yönetimler” temalı toplantıda şöyle bir söylemde bulundu: “Eğer samimiysen, eğer dürüstsen yasa değişikliğine zaten ihtiyaç yok. Buyur gel, Anayasa değişikliği yapalım.” Yılın golü denilebilecek bir söylem. CHP’nin içerisinde Kılıçdaroğlu’nun kanun teklifine dahi karşı olup, “Şeriatı da getirin bari.” diyenler de var. Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu haklı çıkışına altılı masanın sakinlerinin tavrı ne olacak bakalım, göreceğiz.

HDP’nin tavrı belli, onlar anayasa değişikliğine “Şu maddeleri de eklerseniz, biz varız” yaklaşımında bulunabilirler. Hep söylüyoruz, iki partinin işi çok zor. Biri CHP, biri de İYİ Parti. Altılı masanın en büyük ortağı bir taraftan HDP’yi küstürmeyip İYİ Parti’yi de masada tutacak. Ayrıca altılı masanın 5 benzemez adayını orada tutacak. Diğer işi zor parti, İYİ Parti. CHP yanında yer alan ve yörüngesinde bulunan(şimdilik) bir ülkücü parti.

Türbanla ilgili olayda bir anayasa değişikliği kaçınılmazdır. Böyle bir teklife İYİ Parti’nin tavrı, durumu belirleyecek. Cumhur İttifakı’nın partileri anayasa değişikliğine desteklerini açıkladılar.

Diğer yandan Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri siyasetçiler tarafından eleştirilirken, bir eleştiri de Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt’tan geldi.
Kılıçdaroğlu’nun başörtüsünü yasal güvence altına alma çıkışını eleştiren eski CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt,  “Cumhuriyet dünyada eşi benzeri olan bir devlet değildir. Aman bize oy verecekler, aman efendim bize oy vermezler. Anayasanın 24. maddesi orada durduğu sürece sen türbana özgürlük için yasa çıkaramazsın, çıkar da görelim.” dedi.

Önümüzdeki günlerde kimin türbana özgürlük istediğini, kimin de siyasi malzeme yapmaya çalıştığını göreceğiz. Ancak ayağa sıkılan bir kurşunun varlığından bahsedebiliriz.