Konya AÇIK 28°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
TORKU BİSKÜVİ

Asrı saadetten adalet örneği

Adaletin en parlak örneklerinden biri, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) hayatında yaşanmıştır. Asr-ı Saadet’te, Mahzumoğulları kabilesinden soylu bir kadın hırsızlık yapar ve suçu sabit görülerek elinin kesilmesine hükmedilir. Kadının kabilesi, bu cezayı engellemek için Peygamberimize (s.a.v.) doğrudan gitmeye cesaret edemez, araya onun çok sevdiği, evlât gibi gördüğü Üsâme b. Zeyd’i koyarlar. Üsâme durumu Resûlullah’a ilettiğinde Efendimiz’in cevabı çok net ve sarsıcıdır:
“Sen kötülükleri önlemek üzere Allah’ın koymuş olduğu cezalardan bir cezanın affı hakkında mı benimle konuşuyorsun?
Sizden önceki insanları helak eden, ancak, onların içlerinden şerefli ve soylu birisi hırsızlık ettiği zaman onu cezasız bırakmaları, içlerinden fakir ve zayıf biri hırsızlık edince de onun hakkında ceza uygulamaları idi.
Vallahi, hırsızlığı sabit olan Mahzum kabilesinden Fatıma değil, kızım Fatıma bile olsa, ayrım yapmaz ve cezasını verirdim.” (Buhârî, Had, 17; Müslim, Hudûd, 8)
Resûlullah’ın bu kararlı tutumu, adaletin kişilere, kabilelere, yakınlığa veya sosyal statüye göre değiştirilemeyeceğini göstermektedir. Müslüman daima adaletin tarafında olmalı, duygularına, çıkarlarına, akrabalık bağlarına ya da siyasal tercihlere göre hüküm vermekten kaçınmalıdır.
Toplumsal Huzur İçin Adalet ve Emanet
Kur’an-ı Kerim’in ve Peygamber Efendimiz’in uygulamalarının açıkça gösterdiği gibi, adalet ve emanet ilkeleri her zaman rehberimiz olmalıdır. Toplumda huzur ve barışın sağlanması için emanetlerin ehil olanlara verilmesi, adalet mekanizmasının hakkaniyetle işletilmesi zorunludur. Ne yazık ki, günümüzde İslam coğrafyasının birçok yerinde yaşanan sıkıntıların temelinde; liyakatsiz yöneticilerin iş başına getirilmesi, adaletin keyfî uygulamalara kurban edilmesi gibi nedenler yatmaktadır.
Kur’an’ın ilkelerini hayatımıza rehber edindiğimiz takdirde; gerek bireysel gerekse toplumsal hayatta huzur, birlik, beraberlik ve kardeşlik iklimi oluşacak, bu sayede tüm insanlığa örnek bir model sunulmuş olacaktır.
Unutulmamalıdır ki, adalet herkes için, her zaman gereklidir. “Benden olan-benden olmayan” ayrımıyla hareket edip, kararlarımızı siyasi yahut kişisel tercihlere göre verirsek toplumsal barışı zedeleriz. İbadetlerine düşkün olduğunu söyleyen bir Müslüman, eğer adaletten sapıyorsa, Rabbimizin açık emirlerine ters düşmüş, büyük bir vebalin altına girmiş olur.

Kaynak: yenimeram.com.tr

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

ORTALIK YANIYOR MU?

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.