ORTALIK YANIYOR MU?

Neticede bir yıldır. Uğurlu uğursuz gelmesi ya da gitmesi veya yaşanması doğaldır. Ancak 2025’i değerlendirdiğimizde bazı önemli olumsuzlukları içeren bir yıl olacak sanki. 2024 yılı içerisinde susuzluk ortamını bu derece yaşamadık sanki. Meyvelerde don olayı da hiç gündemimizde yoktu. Mübarek 2025 yılı içerisinde ülke olarak yağışsız bir sezon yine ülke genelinde bir zirai don olayı gündemimize girdi.
Malatya’da kayısılar etkilenirken Antalya’da limonlar etkilendi. Daha şimdiden limonun kilosunun 100 TL olmasına ramak kaldı. Konya’da dahi amatör manada kendi yiyeceğiniz veya dalından koparacağı tek meyve dut gibi görünüyor. Diğer meyveler hak getire. Diyeceksiniz ki yeni nesil zaten meyve yemiyor ki. Doğrudur, gençliğimiz yaş pastanın üzerinde ikiye dilimlenmiş bir çileği görse yiyebilir. Kayısı, ayva, vişne çilek, incir vb. reçeller git gide tarih oluyor. Sağlıklı olan bu gıdaların yerini GDO’lu ve yapay ne idüğü belirsiz gıdaları tüketiyorlar.
Büyükşehir Belediyemiz radyolara ve TV’lere belediye spotu veriyor suyu idareli kullanalım diye. Araçları kova ve hortumla yıkama sırasında 200 litre su israf oluyor diye. İnsanımız değişti. Parasını ben ödüyorum, istediğim gibi kullanırım diyor. Tam kapitalist bir yaklaşım. Peki su biterse paran da olsa kullanamayacaksın. Onu bilen ve düşünen yok. Büyükşehir ve KOSKİ şu anda Mavi Tünel’den gelen su da kafi gelmediğinden yer altı su kuyularına yönelmekte. Açıyoruz kuyuyu, çekiyoruz suyu. Nereye kadar peki, bitene kadar!
Dünya nüfusu artıyor. Arttıkça da gıda ve su tüketimi de zirveye koşuyor. Tarımın önemi dünyada bir daha ortaya çıkarken küresel ısınma ve susuzluk tarımsal üretimi etkiliyor. Meslek odaları bas bas bağırmakta. Rekolte düşüyor diye. Ülkemizde hep konuşulur. Kızılırmak, Fırat ve Murat’ın suyunu Konya Ovası’na aktarmak projesini. Her tarafta su kaynaklarında bir çekilme söz konusu.
Ziraat odaları bu seneki rekoltenin geçmiş yıllara göre düşük olacağını söylemekteler. 22 milyon ton civarındaki hububat rekoltesinin 18 milyon ton civarında olması bekleniyor. Göller, göletler, nehirler hulasa tüm su kaynakları çekiliyor. Allah esirgesin hepsi birer birer Akşehir Gölü, Hotamış Gölü, Çavuşcu Gölü olmasaydı. Zaten Tuz Gölü’nün eli kulağında, gidiyor.
Ortalık yangın yeri derken dünyanın tahıl ambarlarından Ukrayna’da sıcak savaş var. Bize göre karpuzu ve meyvesi daha çabuk eren İran’da da tetiğe bastılar. Yani paranız olsa dahi gıda temin edemeyeceğimiz günlere gidiyoruz.
Daha hafta başında meteorolojik veriler sıcaklıkların bu hafta mevsim normallerinin 6 ila 9 derece üzerinde seyredeceğini vurgulamakta. Tarımsal sıcaklıkla mücadele ve su tasarrufu yapılabildiği kadar tamam ancak şu savaş fitilinin, tetiğinin çekilmesinin bedeli nasıl ödenecek? O zaman da ifade etmeye çalıştık ancak kendimizi anlatamadık. Gazze’de ilk roketatarları İsrail cephesine kim attı veya hangi akıl attırdı? Atılan, tesiri de olmayan roketatarların bedeli ağır olmadı mı? 45 bin 28 şehit 106 bin 962 kişi yaralı. 7 Ekim’den bu yana sıcak çatışmalar devam ediyor.
İsrail’in niyetini önce içeride Filistinlilerin soykırıma uğratmak. Onu başardılar şimdi İsrail dışına yöneliyorlar. Son İran- İsrail savaşında (Amerika’yı da dahil etmek lazım) Suriye hava sahasını İsrail uçaklarına açmadı mı? Devlet başkanları Şara bir hafta içinde Suriye’yi nasıl ele geçirdi anlamak mümkün değil. Rusya ve İran tıpış tıpış çıkıverdiler. Yahudi gözüyle irdeleyelim. İçerisi tamam, Suriye, Kuzey Irak tamam. Kendileri için en büyük tehlike İran gözüküyordu. Ona da bir girizgah yaptılar. Eski defterleri bir açalım. Saddam’ı kışkırtıp Kuveyt’e sokup işgal ettirenler daha sonra Irak’ta kimyasal silah var deyip Saddam’ı asmadılar mı? Kendilerinin dişine dokunan iki İslami lider Kaddafi ve Saddam’ı katlettiler. Güya kendilerini süper güç sananların başına kullanıcılar tarafından ya bir demans ya da paranoyak bir başkan getiriyorlar kullanmak adına. Hatırlayın lütfen büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyan ülke ve lideri kimdi?
Bu çatışma ve 3. Dünya Savaşı ihtimaline karşı Rusya, Çin, Pakistan, Kuzey Kore ve diğer konveksiyonel nükleer başlıklı füzeleri olan ülkeler ne der, işin içine ne kadar girerler göreceğiz.
Dertleri Mezopotamya ve güçlü İslami bir devlet ve devlet başkanı istemiyorlar. Sınırdaki yangın ve yangınların bizim mahalleye ve sokağa sıçramaması için uğraş vermeliyiz. Karşımızda lanetli bir kavim ve o kavmin tetikçiliğini yapan süper ve etkin devlet var.
İnşallah ortamın yangını söner.