Konya
°C
Yeni Meram

24 KASIM 'ÖĞRETMENLER GÜNÜ' ANISINA ve O ÖZEL ŞADIRVAN!

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ ANISINA ve O ÖZEL ŞADIRVAN!- Yaşar BARIŞIK- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
29.11.2022 01:47
28.11.2022 15:51
0
1677
ABONE OL

Değerli okurlarıma önce saygı ve sevgilerimle yazıma başlarken kutladığımız ÖĞRETMENLER GÜNÜ dolayısı ile şahsıma gösterilen ilgi alaka ve değerli yorumları için gönülden teşekkür ederken saygı ve sevgilerimi de sunuyorum. Bizzat ofisime gelerek, telefon ile arayarak ya da sosyal medya aracılığı ile günümüzü kutlayan herkese tüm arkadaşlarım adına da şükranlarımı arz ederim.
Sevgili okurlarım evet ben öğretmen idim. Şu an ismim her ne kadar emekli ise de bu sadece kağıt üzerinde resmi bir ayrılıktan ibarettir. Çünkü bir öğretmen emekli olsa da hala öğretmeye devam etmektedir. Bilgi birikimlerini tecrübelerini gelecek nesillere aktarmaya, onlara örnek olmaya çalışmaktadır. İşte bende bu kişilerden birisi olmak için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Uzun yıllar çalıştığım çok sevdiğim mesleğim öğretmenlik yıllarında yetiştirdiğim ve yetiştirmeye çalıştığım değerli öğrencilerimin bu günde anıyor olması, hal hatır sorması anlatılmaz yaşanır bir duygudur. Her hangi bir meslek sahibi kişi ya da kişiler sabah evden çıktıklarında “nereye gidiyorsunuz? “ diye sorulduğunda “İŞE” gidiyorum der. Ama biz öğretmenler kesinlikle bu cümleyi kullanmayız. Bu soru bize sorulduğu vakit; “OKULA GİDİYORUM“ deriz. Çünkü bizim işimiz EĞİTİMDİR, öğretim sonra. Onlara öğretilen birkaç kelime fizik kimya, matematik, günlük hayatta lazım olabilir, şayet bu derslerde eğitimine devam etmemişse. Bir mülki amir olur, doktor olu ,idareci olur. Bunlar sevinç kaynağımızdır bizlerin. Önemli olan İNSAN yetiştirmektir. Saygı sevgiyi bilen örnek olan insan işte. Bu vesile ile ebediyete intikal etmiş tüm öğretmenlerimizin, görevi başında şehit olmuş öğretmenlerimizin, emekli olmuş ve halan çalışan değerli arkadaşlarımızın gününü tekrar en samimi duygularla kutlarım.

İYİ Kİ ÖĞRETMEN olmuşum diyorum bende kendim için!
Evet değerli okurlarım gelelim şimdi O ÖZEL ŞADIRVAN olayına. Şu an kağıt üzerinde resmi emekli olmuş, ancak hala öğretme ve bir şeyler verebilmek için var gücümle çalışmaya devam eden bir kişi olarak Almanca öğretmeni olmama rağmen yaptığım araştırma ve sosyal medyada doğru olduklarına inandığım bilgileri ile ESKİ KONYA fotoğraflarımı gelecek nesillere aktarmak, unutulan değerleri tecrübe sahibi ( yaş olarak tabi) kişilere hatırlatmak, Belde-i Muhayyere olarak ( övülmüş belde) bilinen KONYA’MIZIN tüm tarihi yerlerini manevi kişilerini tanıtmak anlatmak görevini yapmaya çalışmaktan, bunu yaparken hala ÖĞRETMEYE devam ediyor olmak mutlulukların en güzelidir benim için. Zaten bir öğretmen yaşadığı sürece öğretmelidir! Konu başlığında yazdığım O özel ŞADIRVAN olayı ise şöyle idi. 19 Kasım Cumartesi günü çarşıya yürüyerek gittim. Uzun zamandır fırsat bulup gidemediğim, ancak görmeyi arzu ettiğim Alaaddin Camisi ve etrafında yapılan o çalışmaları inceleme fırsatı olacaktı. Tam o su akan merdivenlerden çıktım cami giriş kapısının önüne geldiğim de üniversiteli oldukları belli olan yaklaşık 35-40 kişilik bir grubun başlarında rehberlik yapan hocalarını can kulağı ile dinlediklerine şahit oldum. Bu rehber arkadaş Alaaddin Tepesi Camisi ve buranın diğer özellikleri hakkında anlatıyor öğrenciler dinliyorlardı. Onlara “Arkadaşlar size yarım saat serbest zaman veriyorum” dedi ve ekledi; Buradan az ileride Mevlana türbesine giderken yolun sağında bulunan İPLİKÇİ adı verilen camiye gideceğiz, burada camiden çok orada bulunan ŞADIRVANIN SIRRINI göstereceğim, buranın özelliğini çok KONYALILAR bile bilmezler değince, bir KONYALI bir KONYA sevdalısı olarak söze karışmak zorunda kaldım. Önce şehrimize hoş geldiniz dileklerimi güzel bir dil ile ilettim ,hangi ilden ve üniversiten geldiniz dedim. Balıkesir dediler. Kendimi takdim ederek, sayın hocam dedim; Bu öğrencilerinize az önce söylediğiniz ŞADIRVANIN özelliğini çok KONYALI bilir, bu konuda şahsen benim eski KONYA tarihi çalışmalarımı binlerce kişinin takip ettiğini, benim gibi Konya’da bu tür çalışma
yapan çok arkadaşımızın olduğunu, sizin bu “KONYALILAR BİLE BİLMEZ” sözünüzü asla kabul etmiyorum dedim. Çünkü dedim biz bu ŞADIRVAN olayını yıllar önce tüm Konyalılara yerinde uygulama yaparak anlattık. Yaptığımız sosyal medya paylaşımı ile yurt geneline taşıdık. Hatta Ulasal Tv. Kanallarında ve belgesel çekimi yapan kuruluşlar da buraya gelip bunu kayıt altına aldılar dedim. Bana sayın hocam bizim hemen gitmemiz lazım diyerek oradan ayrıldılar. Sonra düşündüm ki bu rehber arkadaşın az da olsa haklılık payı var mı yok mu diye! Evet maalesef çoğumuzun bilmediği öyle çok şey var ki KONYAMIZA ait. Burayı merak eden bilmeyen KONYALI olan, Konyalı olmayıp Konya’da yaşayan kişiler için anlatmaya çalışıyım; Bu Şadırvan Sultan II. Kılıçaslan döneminde devrin vezirlerinden Şemseddin Altun Aba tarafından 1202 yılında yaptırılan tarihi İplikçi camisi avlusundaki şadırvanın önemli bir özelliği vardır. Üzerinde kubbesi ve 8 sütunu bulunan şadırvanın birbirine karşı aynı hizadaki sütunlar arası konuşmada oluşan akustik nedeni ile çok hafif bile çıkartılan SES sanki yukarıdan aşağıya doğru çok yakın hoparlörden geliyormuş gibi bir his uyandır! Tarihi mimarideki bu sistemi bugün ki teknoloji çözememiştir. Bende bu Şadırvanda çok kişiler ile bunun denemesini yaparak insanlara anlattım. Bir sütuna ben sırtımı dayayarak karşımdaki bir kişiye sırtını yüz yüze sütuna dayamasını istedim. Elim ile ağzımı kapatarak kısık bir sesle karşımdaki kişiye mesela “merhaba” dediğimde bu sesimi kişi sanki hoparlörden gelir gibi olduğunu söyledi..Bilmeyen kişilere tavsiyem burayı sizde deneyiniz.! Gerçekten çok ilginç bir akustik vardır. Diyeceğim şu ki Konya’mızdaki değerleri bilmeyen maalesef çok insanımız var. Şu an muhtarlık görevi yaptığım için Konya belediyelerimiz zaman zaman şehir içi tarihi yerlerimizi tanıtmak için geziler yapmaktadırlar. Bir gün bana şehir içi tur yapılacağını bunun için 40 kişilik bayan listesi yapmamı istediler. Bende genelde görebilme imkanları az olan genç ihtiyar sakinlerimi yazdım. Sabah 10.00 başlayıp, öğle sonu 16.00 da biten gezi sonunda mahalle sakinlerim bayanlar mutlu şekilde geri döndüler. Beni burada en çok mutlu eden bir olay ise o yıl 80 yaşında bir sakinimizin sevinci ve bana duası idi. Neden mi? O bayan inanın 3 gün ofisimin önüne gelerek bana şu cümleleri söyledi: “Sayın MIKTARIM (muhtarım yani) senden Allah razı olsun, Konyalım evet Konyalım ama yemin ederim senin sayende Hz. Mevlana Türbesini bu yaşta ilk kez ziyaret ettim” dedi. Ben hem hayret ettim , hem de teyze neden böyle dediğimde bana kocalarımız bizi bir yere çıkartmazdı, ondan habersiz de bir yere gidemezdik. Zaten gitsek bile yerini bile bilmezdim dedi. Sayın yetkililerimizden bu tür etkinliklerinin devamlı özellikle maddi imkanı olmayan kişilerimize yapılmasını, şehrin tanıtılmasını arzu ederim. Bakıyorsunuz dünyanın bir ucundan turistler gelip şehrimizin tüm güzelliklerini görüp bilgi alıyorlar, bizler ise elimizin altındaki bu değerleri bilmiyoruz, gitmiyoruz! Bu konuda KONYA’MIZIN tanıtılması görevi şehrin yöneticilerine düşüyor mu dersiniz? Yine de son zamanlarda yapılan çalışmalar var ama yetersiz kalıyor. Geçtiğimiz yıl özellikle fotoğrafını çekerek sosyal medyada ve gazetede yayınladığım bir durumdan bahsedeyim. Mevlana Türbesi civarında bulunan yıkılan ve yerine yenisi yapılan Konya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü arkasında bulunan Hz.Pir zamanında yaşadığı onun yolundan giden “DELİ VELİ PİNTİ” hazretlerinin mezarını ve içler acısı durumunu görmüştüm. Geçen günlerde bana ulaşarak bu konuyu soran Konya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge kurulunda uzman bir bayan arkadaş bu kişi hakkında detaylı bilgiye sahip olup olmadığımı, bunu sosyal medyada ve gazetede yazdığımı ilgililerin bu bayan arkadaşı görevlendirerek çalışma yapacaklarını, hatta bu kişinin bir türbesini de olup olmadığını sordu. Bende daha detaylı bilgi alabileceği arkadaşlara yönlendirdim. İnşaallah yakında burası da gerekli olan hizmete kavuşacaktır. Yazımın başında belirttiğim gibi kağıt üzerinde emekli olsam da bu tür çalışmaları şevkle yaparak ÖĞRETMENLİK görevimin bitmeyeceğini, bildiklerimi sağlığım sıhhatim el verdiği sürece hizmet amaçlı insanlarımıza öğretip anlatacağımı söyler, saygılar sunarım..

HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.