Konya AÇIK 27°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
KOMEK
TORKU BİSKÜVİ

YABANCI DİL ÖĞRETİMİ ÜZERİNE

YABANCI DİL ÖĞRETİMİ ÜZERİNE- Adem ESEN- Yeni Meram Gazetesi

Eğitim ve öğretimin ana dilde olması esastır. Ancak bir alanda asli kaynakların farklı bir dilde olması, ülkeler arasındaki gelişmişlik farklarını giderme veya başka sebeplerle diğer dillerde (yabancı dillerde) eğitim ve öğretim tercih edilir. Mesela, Arapça dini ilimlerde temel dildir, bir zamanlar Fransızca, şimdilerde İngilizce hem bizde hem de dünyada pek çok alanda en fazla kullanılan dildir.
Geçtiğimiz yüzyıllarda sömürge ülkeleri, kendi iktidarlarını pekiştirmek için dillerinin öğretimine önem vermişlerdir. Bu sebeple pek çok ülkede resmi dili olarak kendi dilleri yerine hala sömürgeci ülkelerin dillerini kullanılmaktadır. Böyle olmakla beraber bağımsızlıklarını kazanan ülkeler, geri kalmışlıktan kurtulamamıştır. Dolayısıyla teknolojiyi geliştirici politikalar için önemli bir araç olan yabancı dil, bu amaç istikametinde kullanılmadığında verimli sonuçlar vermemektedir. Ayrıca şahsi gözlemim, yabancı dil seviyeleri bizden yüksek olan Pakistan ve Ürdün gibi ülkelerde pek çok alanda problem çözme süreçleri ve teknolojik gelişim bizim epeyce gerimizde kaldığıdır. Bazı ülkeler, yabancı ülkelerdeki teknik ve kültürel gelişmeleri tercüme bürolarıyla çözmüşler, geniş kitleleri böylece kendi dillerinde haberdar etmişlerdir. Bundan da epeyce kazançlı çıkmışlardır.
Yabancı dil öğretiminden önce ana dil öğretiminin sağlam esaslarda olması gerekir. Çocuklara düzgün Türkçe eğitimi verilmesi eğitim sisteminin temel hedefi olmalıdır.
Yabancı dille kültür, hayat anlayışı ve değerler transfer edilmektedir. Mesela Arapça öğretiminde öğrenci ezan okununca camiye gider, Batı dilleri öğreniminde ise öğrenci kız arkadaşıyla kulübe gider. Bu sebeple ülkeler kendi medeniyetlerin anlatmak için dil öğretim merkezleri kurmaktadır. Ayrıca tüm dünyada İngilizce, bazı yerlerde İspanyolca veya Rusça öğretimi önemli bir ticari sektördür. Bu dillerdeki kitapların fiyatları, öğretmenleri ve kurulan dil merkezleri göz önüne alınınca burada ciddi bir mali tablonun oluştuğu görülür.
Yabancı dil anlama, konuşma, okuma ve yazma kabiliyetlerini gerektirir. Bunlar insanlarda farklılık gösterir. Bazı insanlar yabancı dil konuşmada beceriklidir, ama okuma ve yazma işin içine girince zorlanabilir. Bazıları da hepsinde çok becerilere sahiptir. Birden fazla yabancı dil bilen insanlar sayıları az da olsa vardır.
Yabancı dil öğretimine erken yaşlarda başlanması uzmanlar ve yabancı dil bilenler tarafından tavsiye edilmektedir. Ancak burada öğrencilerinin becerilerini ölçmeden herkesin yabancı dil öğrenmesine zorlamak fayda vermiyor. Bu sebeple, okullarda rehber öğretmenlerin yabancı dil öğrenebilecek öğrencileri tespit ederek bunlara yabancı dil öğretilmesi sağlanması yerinde olur. Halbuki ülkemizde olduğu gibi, insanların farklı özelliklere sahip oldukları gerçeğini görmeden yabancı dil öğretimi için İngilizce dersini zorunlu olarak almaları zaman ve maddi kayıptan başka bir sonuç vermemektedir.
Hepimiz ortaokuldan itibaren lisede ve üniversitede İngilizce, az bir kesim Almanca, önceleri Fransızca, İmam-Hatip okullarında ilave olarak Arapça okuduk. Bu kadar emeğe ve masrafa rağmen, bunları ciddi olarak öğrenebildik mi, öğretebildik mi? Yıllarca Arapça öğretmenliği yapmış bir arkadaşımın ifadesiyle, “bolca kurallar öğretildi, öğrenci ezberlemeye çalıştı ve hiç kullanılamayacağı için de unutuldu”. Çünkü öğrencinin özellikleri dikkate alınmadan herkes aynı kalıba konulmuştu.
Çoğu üniversitelerde yabancı dil (ağırlıklı olarak İngilizce) hazırlık sınıfları var, ama öğrencinin büyük bir kısmı için bu bir yılı kayıp olarak anlamak gerekiyor. Tabii yoğun bir yabancı dil eğitimi okutan ve bu konuda diğerlerine göre başarılı olan eğitim ve öğretim kurumları ayrı tutulmalıdır. Zira yabancı dil hazırlık sınıflarında öğrencinin devamı, dersliklerdeki öğrenci sayısı ve performanslarını değerlendirmek gerekir. Türk öğretim üyesinin, 100 hatta 200’ü aşan sayıdaki dersliklerde, Türk öğrencilerine yabancı dilde ders anlatması nasıl yorumlanabilir?
Yabancı dil yetenekleri olanların yurtdışında veya yoğun yabancı dil öğretimiyle, pek çok kişinin de kendi gayretleriyle yabancı dil öğrendiklerini otobiyografileri veya biyograflardan öğreniyoruz. Bunun için de her gün kelime ezberleme, tekrarların sıkça yapılması, şiir vb ezberler yapılması tavsiye edilmektedir. Bunun en uygun çağının da ortaokul yaşı olduğu belirtilmektedir. Bu yaşta temel metinleri ezberleyenler daha avantajlı hale gelmektedir. Bu sebeple Kur’an-ı Kerimi hıfz yaşı genellikle ortaokul çağıdır. Ancak ileri yaşlarında yabancı dil öğrenenler de vardır. Bunlar ikinci veya daha sonraki yabancı dilleri öğrenenlerdir.
Ülkemizde birden fazla yabancı dil bilen bir tarihçi bildiği Batı dilleri ve Doğu dillerini anlatırken, Arapçanın zorluğundan bahseder. Demek ki, herkesin her dili öğrenmesinde yetenekleri farklıdır. Ayrıca burada insanların doğuştan yetenekleri kadar yetiştikleri çevrenin ve aldığı eğitimin etkisi vardır. İstanbul Çarşıkapı’da birçok esnaf birkaç dilde turistlerle rahatça anlaşabiliyor. Aslında bunların bir kısmı kısa süre bir yabancı dil kursuna gitmiştir. Ayrıca konuşmalarda beden dili yanında, cesaret de önemlidir. Zira öğrendiği kelimeleri kullanabilme imkanı bulamayanlar ve cesareti olmayanlar bu konuda geri kalmaktadır. Ama dil öğrenmenin yolu sürekli çalışma ve her gün bir süre bu dille uğraşmaktan geçmektedir. Daha fazla dil bilenler genellikle tarih, edebiyat ve turizmle uğraşanlardır. Tabii ki bilimsel alanlarda çalışma yapmak daha fazla özellik gerektirir.
Yıllar önce mühendisler için Konya’da düzenlediğimiz bir programa konusunun dünyada tanınmış bir Japon uzmanı çağırmıştık. Konusunda çok iyi olan bu uzman yapı teknolojileri ile ilgili İngilizce sunum yaptı, ama konusu dışına çıkınca yabancı dilde pek yeterli olmadığı anlaşıldı. Ancak bu eksikliği onun dünya çapında uzman olmasına engel sayılamaz. Teknik bilimlerde veya matematikte formülleri izahta kolay oluyor, buna karşılık ifade edeceğiniz konular soyutlaştıkça iş zorlaşıyor. Aslında bu bir konuya işaret ediyor: Yabancı dili öğrenmekten amacınız nedir? Tercüman mı olmak istiyorsunuz? Alanınızla ilgili gelişmeleri mi takip etmek istiyorsunuz? Yoksa ticari veya turistik amaçlarla mı öğrenmek istiyorsunuz? Klasik metinlere bağlı olan bir alanla uğraşıyorsanız veya bir alanda yeni çalışmaya başladıysanız en iyi metot, takrir yani bir metnin kelime kelime takibidir. Turizmde ise beden dilini de kullanarak anlatımdır. Günümüzde internet yabancı dil öğreniminde büyük kolaylık sağlamıştır. Görsel ve işitsel pek çok imkan vardır. Televizyonlar, gazeteler yanında sosyal medyadan da yabancı dil öğrenmek için faydalanmak mümkündür.
Bir de usulün klasik mi modern mi olacağı tartışmaları var. Ama bu tartışmalar daha çok, yabancı dil öğreniminde ciddi bir mesafe alamamış, içinde bir özlem olarak kalanlarda görülmektedir.
Dil, canlıdır; sürekli değişir ve gelişir. Bu sebeple galat-ı meşhur, lügatı fushadan evladır, denilir. Yani, kurallara aykırı olarak günlük dilde kullanıma öncelik verilir.
Bir dil bilen bir insan, iki dil bilen iki, üç dil bilen üç vs. sözü fazla dil bilmenin ne derece önemli olduğunu anlatır. Ancak buradaki başarı insanın doğuştan taşıdığı özellikler ve yabancı dil öğrenme becerisi ve çevresiyle yakından ilgilidir.

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Amelde istikamet

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0