Saygı değer dostum Dr. Vefa Tanır için yazmıştım; “ Ülke, bölge ve Konya’ya hizmetleriniz asla unutulmayacak…”
Dr. Tanır, adına koşut zarif bir yanıt verdi, “ NEÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Karataş ziyaretime gelmişti. Sohbet sırasında söz sizden açılınca dedim ki “ Rıdvan Bülbül’ün toplumunuza yaptığı kültürel katkılar hiç bir zaman unutulmayacak…”
Sayın Bakanımın şahsıma sergilediği bu yaklaşıma çok duygulandım. “Layık mıyım, diye hala muhasebesini yapıyorum…”
Dr. Tanır, dostum Yavuz Donat ile birlikte beni de Ilgın’a davet etmiş, ağırlamıştı. Bizim için verimli bir ziyaret olmuş, sevgili Yavuz Donat Sabah gazetesindeki köşesinde izlenimlerini aktarırken benim için de
“ Konya’nın muhtarı” diye yazmıştı.
…
Başka bir Ilgınlıdan değerli bilim insanı Prof. Dr. Karataş’a satırbaşı açacağım;
Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesinde kalıcı hizmetler veren Karataş’ın adı Rektör adaylığı için geçmişti. Yöntem değişince Konya’ya gelmeyi NEÜ’de öğretim üyesi olarak görevini sürdürmeyi tercih etti.
—
Selçuk Üniversitesinden sonra, kısa adı NEÜ olan Necmeddin Erbakan Üniversitesi Konya’nın onurudur, gözbebeğimizdir. Vefa hamuruyla yoğrulmuş Üniversite gibi bir Üniversitedir. Sağlık sorunlarımız için de ya Meram Tıp Fakültesine ya da Başkent Üniversitesi Konya Araştırma ve uygulama hastanesine gideriz. Başkentte saygıdeğer Rektörüm Prof. Dr. Abdurrahman Kutlu, NEÜ’ de ise Prof. Muzaffer Şeker gibi her yönüyle şeker olan bir Rektörümüz var..
Muzaffer Hoca çalışma arkadaşlarıyla birlikte gecesini gündüze, gündüzünü de gecesine katarak çalışıyor, Üniversiteye yeni kazanımlar ekliyorlar. Vefa, Kutlu’nunda Şeker’in de fıtratında (yaradılış) var;
■ Fânîst cihân der o vefâ nîst
Bâkî heme Ost cümle fânîst
Dünyâdaki her şey geçicidir ve hiçbir şeyinde vefâ yoktur. Bâkî olan yalnızca O’dur, gerisi fânîdir. (Baki)
…
Sağlığında sürekli dost- arkadaş ilişkiler içinde bulunduğum Devlet adamı merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca, adının verildiği Üniversitenin bölgenin en başarılı, her yönüyle en iyi, Üniversitesi konumuna gelmesinden dolayı ruhu şad olmaktadır.
Allah rahmet eylesin…
…
Siyaset dünyamızın güçlü isimlerinden
Dr. Vefa Tanır da gün geçtikçe sayg m artarak süren değerli bir dostumdur. Onu, Ilgında oturmasına karşı n CHP Konya İl Yönetim Kuruluna seçildiği süreçte tanıdım, başka anlatımla, etkin siyaset merdiveninin ilk basamağında. Başarıları birbirini izledi,
Vefa Tanır profiline hızla koştu. Konya’ya hizmet edenler listesinde başlarda yer aldı.
…
Dr. Vefa Tanır, Ilgın’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdi. Ruh ve Sinir Hastalıkları uzmanlığı, Başbakanlık Yüksek Müşavirliği, Güven Partisi ve Doğru Yol Partisi Kurucu Üyeliği, 1.(XII), 2.(XIII), 3.(XIV), 4.(XV), 5. (XVIII, X-1X) Dönem Konya Milletvekilliği, TBMM Başkanlık Divanı Kâtip Üyeliği, Sağlık, Bayındırlık, Orman Bakanlığı, II. Ve III. Çiller Hükümetlerinde Savunma Bakanlığı görevlerini bşrıyl yürüttü. Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı (1996-2000) olarak da önemli hizmetler de bulundu.
…
Dr. Tanır, Konya siyasetinde Sarayönü, Kadınhanı, Ilgın, Doğanhisar, Akşehir ve Yunak çizgisinde her dönem güçlü siyasal aktördü. sevecen ve sıcak yaklaşımlarıyla, iş bilici ve bitirici kimliğiyle bölge insanının sorunlarını çözmede büyük çaba gösterdi ve sonuçlandırdı. Çok sayıda hemşerisine iş ve aş imkanı sağladı. Siyasal tarihimizde 25 yıl aynı ilden üst üste Milletvekili seçilen başka kişi var mıdır, bilmiyorum.
Sayın Bakanıma daha nice sağlıklı, huzurlu ve üretken yıllar diliyorum…
…
Vefasızlık toplumsal onulmaz yaramız ve tedavi edilmeyen hastalığımızdır. Sinoplu düşünür Diyojen’in gündüz elinde fener pazarlarda, sokaklarda, her yerde “adam gibi adam aradığı” gibi, biz de “vefa” arıyoruz; her yerde, her dilde arıyoruz. Türkçe olduğu gibi, sanat dili eski Latince ile de arıyoruz;
Pacta Sund Servanda!
Ünlü düşünür Publius Cyrus diyor ki;
■ Kapanmayan tek yara vefasızlıktır.
…
Gecenin çoktan gerilerde kaldığı sabahın bir saatinde telefonum çaldı. Bu saatlerde çalan telefonlardan aydınlık haberler alırım. Nitekim öyle oldu. Karamanoğlu Mehmet bey Üniversitesi Rektör yardımcısı saygın bilim adamı Prof. Dr. Mehmet Karataş arıyordu. Güne müjdeli haberle başlamak yaşama sevincinin sanki önsözü gibiydi;
“ Dr. Vefa Tanır ile ilgili bir anı-kitap yayınladık, göndermek istiyoruz, adres…”
Dr. Vefa Tanır, yöremizin simgeleşmiş büyüklerinden; Konya’ya kalıcı hizmetler yapmış devlet adamı politikacıdır.Konya’nın adını Başkentte ve siyaset dünyasında zirvelere taşıyan sayın Dr. Vefa Tanır’a karşı, gösterilen her türlü vefaya şapkamı çıkarırım. Ne var ki, Sağlık Bakanlığı’nın rutin kararla gelmiş geçmiş tüm bakanlarına uygulaması olarak adının “Ilgın Devlet Hastanesine” verilmesi yerinde olmakla birlikte eksiktir. Vefa bağlamında başka şeyler de sergilenmelidir. Daha açık ifade ile Vefa Tanıra karşı gösterilecek vefa’nın sınırı daha genişletilmeli, rutinin dışına çıkılmalı.
…
Bunların muhasebesi yapıp hayıflanırken kapımızı bir kargo görevlisi çaldı. Prof. Dr. Mehmet Karataş editörlüğünde hazırlanan Vefa Tanır Kitabı artık elimizin altındaydı.
Prof. Dr. Karataş, Ilgın İlçesi’nin Haremi Köyü’nden çıkmış değerli bilim adamıdır.
…
Dr. Tanır’ın adı verilen kitaba aktarılan anılarında 1955 yılından bu yana siyasal tarihimiz için önemli bilgi ve belgeler yer alıyor. Kuşkusuz bunlar araştırmacı ve siyaset bilimciler için tarihsel hazinedir.
Ne vakit “Vefa”dan söz etsem, aklıma
Dr. Tanır, gelir. Konya’yı hep baş üstünde tutan Vefa Tanırlar kolay yetişmiyor!
…
■ Dime kim yârda yok cevr ü cefâdan gayrı
Ne dilersen bulunur mihr ü vefâdan gayrı.
(Fuzuli)
■ Kalb-i münkesîrim yoktur bana devâ yârdan gayrı,
Görmedim mihr-ü vefâ âlemde ahû-zârdan gayrı. (Necati)
…
Vefa konusunda, toplumsal ve bireysel anlamda duyarlı olduğumuz söylenemez. Kötülük iz bırakır gider, iyilik tez unutulur.
Hz. Mevlana’nın Mesnevi’sinde kuyumcu titizliğiyle işlediği vefaya ilişkin özdeyiş nitelikli söylemleri aktarmak isterim;
■ Allah’a verdiğin söze vefa edersen, Allah da kereminden senin ahdini korur.
■ “Ahdime vefa edin” sözüne kulak ver de sevgiliden “Ahdinize vefa edeyim” vaadi gelsin.
■ Ahidlere vefa etmek, akılla olur.
■ Şeytan gibi hasetçi değilsen dâva kapısını bırak da vefa kapısına gel!
■ Ahdi bozmak, ahmaklıktandır. Yeminine vefa etmek ve yemininde durmaksa, temiz kişinin işidir.
■ Sadece şükür ehliyle vefa sahiplerinin elde ettikleri kaybolmaz. Çünkü talih, onların peşinden gelir.
…
Vefa’nın karşıtı nankörlüktür;
“Tırnağın var ise başını kaşı
Kimseden kimseye vefa yoğ imiş”
(Karacaoğlan)
Toplum vefasız!
Birey vefasız!
Oysa vefa, bireylerin ve toplumun en soylu niteliklerinden biridir.
Vefasızlık iliklerimize dek işlemiş ki, Ziya Paşa da yakınmaktadır;
“vefasızın elinden bade içilmez.”
(Ziya Paşa)
…
Sözlükler vefa için diyor ki;
“Sözünü tutma, borcuna sadık olma!”
Açılımı; bir şeyin karşılığı olarak verilen/ödenen anlamındadır. Verilen bir sözdür ve bu sözü yerine getirmek ‘vefa’dır. Aynı kökten türeyen diğer sözcüklere gelince…Örneğin, fiyat. “Bir şeyin karşılığında ödenen” demektir, anlamı da aynıdır. Diğeri ‘ifa’dır. Verilmiş bir sözü, dillendirilmiş bir vaadi yerine getirmektir. Sonuncusu “vefat” sözcüğüdür. Verilmiş sözü yerine getirmek. Bir şeyin ödenen bedeli ki, yaşamın fiyatı da doğa yasa gereği ‘vefat’tır. Kuşkusuz “Allah’a bir can borcum var” deyişi bu anlamdan kaynaklanmaktadır.
“Vefa”nın karşıtı “nankör”dür. Farsçada “nan” ekmek demek, “kör” de görmeyen. Nankör yediği ekmeği görmeyen, unutan, inkâr eden anlamına da gelebilir.
…
Toplumsal ve bireysel anlamda vefaya karşı “susuzluk” ve açlık içinde yaşarız. Dört mevsim böyle geçer. Ünlü Divan şairimiz 1417’de Halep’te derisi yüzülerek öldürülen Nedim, yine ünlü divan şairimiz Fuzuli ile “vefa ve vefasızlığı “ en içten biçimde şiirleştirmişlerdir;
■ Gerçek hadîs imiş bu ki hûbun vefası yoh! (Nedim).
Burada geçen “hadîs” sözcüğünün anlamı “doğru, gerçek” demektir. Hûb ise Arapçada imkânsız aşk anlamındadır. Nedimin şiirinde “gerçek aşka” vurgu yapılmaktadır; gerçek aşk’ın vefası yokmuş.
Vefa’nın olmadığı yerde hep cefa, ayrılık ve özlem olur.
Bu birliktelik bozulmasın