Tek vatan, tek komutan!
TEK VATAN TÜRKİYE, TEK KOMUTAN DA ATATÜRK’TÜR.
Tek vatan, tek komutan eksik bir tanımlama oldu.
Tek vatan, tek millet (Türk milleti), tek dil (Türkçe), tek bayrak (Türk bayrağı).
Bunu eksik söylemek APO denen katile Mehmetçiğim’in katiline ve PKK denilen katiller ordusuna açık çek yazmaktır.
TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR.
Eğer TSK; Şırnak, Diyarbakır, Cizre, Yüksekova, Nusaybin, Mardin, Hakkari, Lice, Silvan’da HDP’li vekillerin halkı kışkırtmak için söylediği eziyeti yapıyor ve evleri yıkıyorsa neden oturuyorlar? Suriyeliler gibi onlarda kaçarak, Barzani’nin kollarında mutluluğa erebilirler. Kimse onları tutmaz!
Demek ki Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türk Silahlı Kuvvetlerine güveniyorlar ve terk edip gitmiyorlar.
Çocukların tecavüze uğradığı ülkemde tek komutan, tek lider, tek kahraman olan Atatürk’e 10 Kasım 2008 Pazartesi günü bir öğrencinin yazdığı, bir çocuğun kaleme aldığı ‘Atatürk’e bir sesleniş’ adlı mektubu sizlere sunacağım.
Büyüklere örnek olması dileğiyle.
Bu ülkede yaşayan her insanın bağımsızlığını ve demokrasisini borçlu olduğu insan, Atatürk…
Gençliğinde kot pantolon giyememiş…
Sevgilisinin elinden tutup hasılat rekorları kıran bir sinema filmine gidememiş…
Padişah ona Trablusgarp Cephesi’nde görev verdiğinde, lüks uçak şirketinin, first class koltuğunda viskisini yudumlayarak görev yerine gidememiş…
Halkına bağımsızlık fikirlerini anlatabilmek için, kortej eşliğinde Mersedesler’de gezememiş Anadolu’yu…
Kurtuluş hareketini başlatmak için 19 Mayıs’ta Samsun’a ayak basarken ayağında spor ayakkabıları ya da kovboy çizmeleri yokmuş…
Kazandığı her savaştan sonra savaş sahasına fırlayıp moral veren mini etekli pon pon kızlar da yokmuş…
Tarih kitaplarına bakılırsa, Yunanlıları İzmir’de denize döktükten sonra timsah yürüyüşü de yapmamışlar…
Ülkesinde yapacağı devrimleri unutmamak için not alabileceği bir cep bilgisayarı olmadığı gibi kendisine yapılacak suikastı haber alabileceği bir cep telefonu bile yokmuş…
Atatürk için üzülüyorum doğrusu. Dağ gibi adam, bir radyo programına faks çekemeden, İsmet Paşa için Safiye Ayla’dan bir istek parçası isteyemeden gitti…
Lozan Zaferi’nden sonra ya da Cumhuriyet’in ilanından sonra arabaya atlayıp sabahlara kadar korna çalıp, elinde bayraklarla sokaklarda tur atamadı…
Evinin balkonuna çıkıp bir şarjör mermiyi havaya sıkamadı…
Çılgın diskolara gitmek, sabahlara kadar içip rock yapmak, babasının Mersedesi’ni alıp şöyle bir Emirgan turu yapmak yerine…
BUNLARI YAPMADI ATATÜRK…
Keyif çatmadı…
Tüm hayatını ülkesinin kurtuluşuna adadı…
İşte onun için büyük adamdı Atatürk…
Ülkesi tehlikedeyken ‘beni ne ilgilendirir yaa…! ülkenin başındakiler düşünsün. Ben rahatıma bakarım. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” da diyebilirdi…
Ama o böyle demedi. Ülkesi ve insanı için ne gerekiyorsa yaptı ve çok da başarılı oldu.
ONA MİNNETTARIZ.
Peki siz ne diyorsunuz?
Not: İzmirli iş adamı ve yazar Hanrı Benazus’a özenerek yazdığı ‘BİR EFSANE LİDER ATATÜRK’ adlı kitabı için teşekkür ederim.
Bu kitabı her Türk vatandaşının okuması gerekir. Tarihe bakmak ve yakın tarihi öğrenmek isteyenler için iyi bir yol gösterici.
Hafta Sonu Esintileri
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.