Konya
°C
Yeni Meram

UZUN TATİL MESELESİ

UZUN TATİL MESELESİ- Erol SUNAT- Yenimeram Gazetesi

A+
A-
26.07.2019 05:18
25.07.2019 11:21
0
4801
ABONE OL
Uzun tatil bizde alışkanlık yaptı. Dini bayramlar nasıl dokuz güne çıkarılır, milli bayramlar 3-4 güne nasıl çıkabilir diye az hesap yapılmadı. Tatildir dendi, ekonomi dendi, oteller boş kalmasın dendi, tatil mekanları indirimler yaptı, bankalar ucuz ve makul tatil kredileri verdi. Sonunda herkes muradına erdi! Tatil hiç bitmesin diyen turizmciler, Tatil uzadıkça bizim tatil yapmaya hakkımız yok mu diyen insanlar, Uzun tatilin cılkını mı çıkardılar? Yoksa, hakkını mı verdiler? Yoksa, güzel ve tatlı gelirlerinin tadına mı doyamadılar bilemiyoruz! İhracatçılar ise, bugünlerde ardı ardına, uzun tatile karşıyız, uzun tatil, ihracata olumsuz etki yapıyor, ihracat oranlarımız düşüyor babından açıklamalar yapıyorlar. Bu açıklama, biz çalışıyoruz, üretiyoruz, çırpınıyoruz, işimizin başındayız, her şeye rağmen dimdik ayaktayız demek için mi? Bu ısrar, arka planda var olan ve her geçen gün ürkütücü boyutlara ulaşma yolunda koşar adımlarla ilerleyen işsizlik oranlarını kamufleye yönelik mi? Bu uzun tatile isyan bayrağını açma hikayesi, Suriyeli ucuz iş gücünün, kendi işçimize, çalışanımıza, ustamıza, kalfamıza, çırağımıza tercih edildikten sonra, kamuoyunun algısını değiştirmek için mi? İşsiz insanların, çaresiz insanların feryatlarını bastırmak için mi? Üretime yönelik çalışmalar başlattınız, istihdam alanları olabildiğince çoğaldı, Suriyeli işçiler açıkları kapatamadı, çalıştıracak insan bulunamadı da, hiçbirimizin haberi mi olmadı? Şehrimiz tarım ve sanayi şehri, artı inşaat sektörünün kalbinin attığı şehirlerin başında geliyor. Yada dün öyleydi, bugün geliyordu diye başlayan cümleler kurmamız gerekiyor demek daha mı doğru? Genel olarak, sektörlerde çarkların oldukça ağır döndüğü, işçi çıkarmaların fazlalaştığı, üretimin düştüğünün şehrin cadde ve sokaklarında tur attığı günümüzde, zaten şehir olarak tatile çıkmadık mı? Uzunca bir süredir hep beraber tatilde olduğumuzu bilmiyor olamazsınız! Tatil uzun olmasın, kısa tutulsun talebi, birkaç sektör için kabul edilebilir. Hatta hoş bile görülebilir. Tatilden sıkılan, bunalan, iş arayan, iş bulamayan, iş yerlerinin çok daha ucuz iş ve işçi gücünü tercih etmesi nedeniyle hayata küsen insanımızı görmüyor musunuz sevgili işverenler? Uzun tatil meselesi, sizden daha çok, çalışamayan, iş arayan, işten çıkarılan insanların canını sıkmaya başladı. Sizlerin ihracat endişesi diye öne sürdüğünüz uzun tatil, binlerce insanın hem gurur meselesi, hem de evine ekmek nasıl götürebilirim meselesi haline geldi. Olaya birde bu pencereden bakın isterseniz! TARİHE YOLCULUK DEMİŞKEN! Yolculuklar mahiyeti olarak, anlam zenginliği olarak, coşku ve heyecan veren başlangıçlara vesile oluyorsa bir başkadır. Hele birde anlamı, değeri, insanı sarıp sarmalayan, bam telinden vuran, duygularına hitap eden konuları içeriyorsa… Tarihi sevmek başka, Tarihi bilmek başka, Tarihin izlerinden yürümek başka, Tarihe yolculuk diye yollara düşmek yine bir başka… Kendi tarihine yolculuk yapmak, meraklanmak, araştırmak ise çok daha başka… Bizim eksik olan tarafımız ise kendi tarihimize yolculuk yapamamak! “Selçuklu Torunları Osmanlının izinde” cümlesi laf olarak çok güzel! Ancak tarih, Osmanlı’nın Selçukludan sonra hüküm sürdüğünü yazıyor! İşte bu nedenledir ki, bu izin peşinden giden Selçuklu torunlarının, öncelikle Selçukluya yolculuk yapmaları çok daha güzel ve anlamlı olurdu. Olması gereken de bu olmalıydı! Alaeddin Tepesinde kaç Selçuklu Sultanının yattığını, adlarının neler olduğunu, isimlerini sayın dense kaç tanesinin isminin sayılabileceğini merak eden oldu mu? Konya’yı fetheden Kutalmışoğlu Süleymanşah’ı, Konya’yı Başkent yapan, Haçlı seferlerini karşılayan, Anadolu’yu Haçlılara mezar eden, Kudüs’e kalkan yapan Kılıçaslanları, Sultan Mesud’u merak eden araştıran oldu mu? Konya’daki Selçuklu eserlerini gezen, dolaşan, kim yapmış, kim yaptırmış, o ecdad yadigarı eserler kaç yıldan beri ayaktalar biliyor muyuz? Selçuklu türbelerinde kimler yatıyor söyleyebilecek misiniz? Kendi tarihine yolculuk yapamamak garip bir eksiklik, garip bir yaklaşım, garip ve anlaşılmaz bir Selçuklu torunluğu! “Konya’nın fetih günü” diye bir günümüz var mı? Ya Başkent oluşumuzun bir tarihi? Selçukluyu anlamadan, araştırmadan, öncelikle Selçukluya yolculuk yapmadan nasıl anlayacaksınız Osmanlı’yı? Osmanlının devlet olma yolunda sağlam adımlar atmasında, kurumlarının oluşmasında Selçuklu devlet adamlarının katkılarını görmezden ve bilmezden gelmek tarihi tersinden okumakla eşdeğerdir. Bilecik ve Söğüt’e gitmek elbette güzel… Selçuklu yıkılırken, dağılırken, devletinin sona ermesine son noktayı koyarken, yeni bir devletin kuruluşuna, dirilişine tahminlerin çok ötesinde destek vermişti. İşte onun içindir ki, öncelikle Selçukluya yolculuk yapmalısınız! Selçukluya yolculuk yapmadan, Osmanlıyı nasıl anlayacaksınız sorusuna cevap veremezsiniz? Sevgili Başkanlar, gelin şu yolculuğa Selçukludan çıkın… Selçuklu torunu olmak, ben Selçuklu torunuyum demekle olmuyor. Ben bu topraklarda doğdum, doğuştan Selçuklu torunuyum demek ifade olarak doğrudur doğru olmasına amma, Selçukluyu bilmemek artık mazeret sayılamayacak durumda! Sevgili Başkanlarımız! Gelin şu konuyu tekrar bir gözden geçirin, Bilecik ve Söğüt, Uç beyliğini aldığı Konya’yı merak edip buraya gelsin, Süleymanşah oğlu Ertuğrul Beyin ve Osman Gazi’nin beylik izlerini, gelip Konya’da sürsün, araştırsın! Tarihi tersine çevirmek, tarihi tersinden okumak mümkün olmadığına göre, gelin şu yolculukları önce Selçukluya yolculuğa çevirin, o yolculuğun nihayetinde, Osmanlıyı kuruluş yıllarında ihya etmiş, Osmanlının önünü ve ufkunu açmış Selçuklunun torunları olarak, Selçuklunun izlerini bulmak adına gönül rahatlığıyla gidin Bilecik ve Söğüt’e…
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.