TÜRKİYE DEĞİŞİMDEN GEÇİYOR

Hiçbir ülkenin egemenliğine girmemiş, tarih boyu her dönemde farklı isimler altında hep devlet kurmuş ve yaşamış bir millet. Genlerinde yönetilmek hiç olmamış, kendi iradesini kurmuş ve tebaasını yönetmiş bir millet. Bulunduğu coğrafyalar itibariyle de hep düşmanı olmuş ve onlarla mücadele ile günü geçmiş ve geçmekte…

Orta Asya’da kurduğu devletler, Çin ve Çinlilerin hile ve desiseleriyle uğraşmış zamanında. Şimdi de aynı Çin ile Doğu Türkistan zulmü nedeniyle uğraşmıyor mu? Kaza için, cihat için gittiği Avrupa’da zamanın Kazıklı Voyvodalarıyla, küffarın Haçlı Seferleri ile uğraşmış, bugün de uğraşıyor.

Avrupa’nın riyakar, sözünde durmaz, antidemokratik tavırlarıyla mücadele etmiyor mu? Bu mücadele devam edecek de…

Başta da söyledik, genlerinde devlet kurma ve yönetme, adaleti hakim kılma iradesi olan bu ülkede bir değişim yaşanmakta. Belki de ilk değişim rahmetli Adnan Menderes döneminde yaşandı. Daha sonrasında yine rahmetli Turgut Özal döneminde gerçekleşti. Gençlerimize hatırlatmakta fayda var, bir zamanların Türkiye’sinde cebinizde döviz yakalansa kodesi boylardınız. Türkiye rahmetli Özal ile ticareti; daha doğrusu uluslararası ticareti, küresel ticareti öğrendi. Dövizin serbest olması ve Sayın Özal’ın dış seyahatlerde binlerce iş insanını yurt dışına götürmesi Türkiye’de köklü bir dönüşümün başlangıcı oldu. Bir bakıma da eski Sümerbank basma ve pazenlerinin de sonu oldu.
Devlet bu tür üretimleri milletinin değerli fertlerine, müteşebbislere devretti. Bu değişimi destekleyen partiler vatandaş tarafından itibar gördü ve desteklendi. “İnadım da inadım” diyen ve eski saflarından çıkamayan siyasi partiler de hep hezimete uğradı, muhalefetteki sarsılmaz ve değişmez yerini aldı.

Ancak belki de yönetim bazında en önemli değişim “Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi”ne geçişte yaşandı. Aşırı yetkilerle mücezzeh kılınmış bir cumhurbaşkanı ve onun tensip buyurduğu kabinesi. Hükümet güvenoyu yol, gensoru yok, işleyişi tıkayıcı ve engelleyici hiçbir faaliyet itibar görmüyor. Şimdilik bir problem görünmüyor. Ancak sistemin tıkanan alanlarını ve problemlerini ilerleyen zamanlarda birlikte göreceğiz. Bu sistem iyi uygulanırsa problem olmayacak gibi duruyor. Lakin seçim öncelerinde yapılan ittifakların heva ve isteklerinde ne tür problemler çıkacak, göreceğiz.

Hep söyledik, Parlamenter Sistem’de önce seçim sonra koalisyon diye. Kurulamayan hükümetler, pazarlıklar, Güneş Motel gerçekleri…Yeni sistemde ise, yüzde 50+1 garabetinden dolayı seçim öncesi koalisyon hesapları. Paylaşılacak bakanlıklar ve farklı yetki paylaşım senaryoları…

Cumhur İttifakı’nın ortaklarından Sayın Bahçeli, Cumhuriyet’in 100. yılında 100 maddelik bir Anayasa değişikliği taslağı oluşturduklarını açıkladı. Akabinde Sayın Cumhurbaşkanı da Anayasa değişikliği üzerinde çalıştıklarını ve yakında kamuoyuyla paylaşacaklarını söyledi.
Millet İttifakı’nın Anayasa değişikliği konusundaki tavrı belli, Parlamenter Sistem’e dönüş. Daha doğrusu içeriğini bilmiyoruz ama “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”e dönüş istiyorlar. 2021 yılında bu Anayasa değişikliği teklifleri bir hayli konuşulacağa benziyor.

Son günlerin en çok gündem olan konusu devlet yetkililerinin ve bazı medya mensuplarının da işin içine çekilmeye çalışıldığı mafya uzantıları ile bağlantılar. Dedik ya, Türkiye bir değişim yaşıyor. İllegal hiçbir girişim ve uygulama kalmayacak. Büyükelçilerimizin ASALA terör örgütü tarafından bir bir şehit edildiği yılları ve o acı günleri birlikte yaşadık. ASALA terörü nasıl önlendi, nasıl çözüldü düşünmekte fayda var.

Türkiye güçlü bir devlettir, içeride ve dışarıdaki düşmanlarıyla hep mücadele vermiştir, vermeye de devam edecektir. Bu mücadele neyi gerektiriyorsa, hangi zaman ve zeminde kim ile çalışılmayı gerektiriyorsa onu yapar. Bunu yasal çerçevede, legal ortamlarda gerçekleştirir.

Saygılarımı sunuyorum.