Rahmetli Mehmet Akif, İstiklal Marşımızın 4. Kıtasında şöyle sesleniyordu, “ Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar; / Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. / Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar, /«Medeniyet! » dediğin tek dişi kalmış canavar?”
Medeniyet kavramını kendine kalkan edinen batılı ülkeler,
Asya’da, Afrika’da, Kuzey, Orta ve Güney Amerika’da,
Avustralya’da, Okyanus adalarında,
Medeniyeti götürme iddialarıyla kan döktüler,
Kültürlerini ve inançlarını vahşetle,
Baskıyla,
Zorbalıkla kabul ettirme adına kimseye acımadılar.
Osmanlı’nın son dönemlerinde gözlerini Ortadoğu’ya diktiler.
Aslında, Ortadoğu’ya medeniyet getirme adına, petrole ve orta doğunun zenginliklerine sahip olmak istiyorlardı.
1196 yılında başlayan Haçlı seferlerinden sonra en büyük saldırılarını yaparak orta doğuyu, Osmanlı’nın tarih sahnesinden çekilmesi sonrasında paramparça ettiler.
O coğrafyada, kendilerine tabi önce krallıklar sonra da diktatörlükler kurdular.
“Bir damla kan, bir damla petrol” sözünü kendilerine rehber edinerek,
Yüz yılı aşkın bir süredir orta doğuya kandan,
Vahşetten,
Kinden,
Gözyaşından başka hiçbir şey getirmediler.
Osmanlı’nın yüzyıllarca huzur getirdiği o coğrafya bir daha huzur yüzü göremedi ve bugüne kadar huzura, barışa, sessiz ve sakin bir hayat yaşamaya hasret!
Medeniyet havarileri,
Medeniyet yorumunu kendi çıkarları doğrultusunda değiştirenler,
Yeniden dizayn edenler,
Medeniyeti kendilerine göre şekillendirenler,
Orta doğuda parçalanmadık devlet bırakmadılar.
*****
Medeniyet adı altında gelen sömürgeciler, işgalciler, Çanakkale’de, Kut-ül Ammare’de, Galiçya’da, tarihçilerin kimine göre 9, kimine göre 13 cephede, Türk’ün iman dolu göğsüne çarpıp, her biri bir tarafa savrulmuştu.
Canavar’ın dişleri dökülmüş,
Tek dişi kalmış,
Yerden yere çarpılan,
Medeniyet teorileri iflas eden,
Asıl maksadı ifşa olan,
Tel tel dökülen orduları ve donanmalarıyla,
Birinci dünya savaşından bitmiş ve tükenmiş bir şekilde çıkmışlardı.
Osmanlı topraklarından perişan bir halde ve defalarca mağlup olarak eli boş döndü canavar.
Canavarı oluşturan devletlerin başka coğrafyalarda şansı yaver gitmiş, kendine taraftarlar bulmuş
Medeniyet götürdüklerini söyledikleri Afrika kıtası kana boyanmış,
Hindistan ve Avustralya kendine gelememiş,
Ortadoğu, Osmanlı sonrası bir türlü toparlamamıştı.
Çünkü medeniyet maskeli canavar, iş başındaydı.
O zamanlar tek dişi vardı.
Modern tıbbın nimetlerinden faydalandı.
Dişlerine implant yaptırdı…
Dişleri son yıllarda bayağı bir keskin, bayağı bir sağlam.
Kuzey Afrika’da ve Ortadoğu’da çiğnemediği,
Koparmadığı ülke ve toprak kalmadı.
*****
Tek dişi kalmış canavarı oluşturanlar artık, dişleri tamam olarak, moralli, rakipsiz, başına buyruk bir şekilde bütün coğrafyaları medeniyet götürme adına, en medeni benim, benden başka medeni yok diyerek turluyor.
İnsanlık, huzur arıyor,
Savaşların,
Kargaşanın,
Kan ve vahşetin,
Gözyaşlarının dinmesi için inancına göre ellerini açmış yakarıyor, yalvarıyor.
Canavarı durdurmak için bir çaba yok.
Cılız kararlar, etkisi olmayan yaptırımlar, caydırıcılığın kenarından geçmeyen ikazlar, medeniyet maskeli canavara vız geliyor.
Canavarın keyfine diyecek yok,
Lakin insanlık barışa giden bütün yolları,
Bütün köprüleri,
Bütün geçitleri kendi elleriyle yıkmaya ve havaya uçurmaya devam ediyor.
Canavarın ekmeğine yağ sürmek için yarışanların çokluğu, gözyaşlarının, iniltilerin, inleyişlerin, yalvarış ve yakarışların önüne geçmiş durumda.
*****
Huzura hasret olanların hasretlerinin dindiği, barış şarkılarının söylendiği, gözyaşlarının sevince dönüştüğü, sınırların sevgiye, kardeşliğe, hoşgörüye açıldığı, zengin ülkelerin zenginliklerini bölüşmeye ve paylaşmaya karar verdikleri bir dünyada yaşayalım istemez misiniz?
Böyle bir dünya inanın, medeniyet maskeli canavarın kalpten gittiği bir dünyadır.
KARAMAN YOLU ÜZERİNDE BULUNAN BAĞ EVİMİZ VE KOMŞULARIMIZ
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.