SURİYE İLE SGD ARASINDAKİ 10 MART MUTABAKATI

SDG’yi kuranlar ABD, İsrail ve AB ülkeleri istihbaratlarıdır. Her türlü yardımı da onlar yapmaktadır. Esasen SDG elemanlarının çoğunluğu da PKK’nın dağılma süreci ve PYD’den geçen teröristlerden oluşmaktadır.
SDG’nin açılımı Suriye Demokratik Güçleridir. Her ne kadar isminde demokrasi olsa da terörist bir örgüttür. Suriye’nin en verimli topraklarına, su ve enerji kaynaklarına sahip olan Suriye’nin kuzeydoğusunu işgal etmiştir. 2014’ten beri de bu işgalini sürdürmektedir.
Türkiye’nin desteklediği Ahmet Eş Şara örgütü ile Özgür Suriye Ordusunun Suriye’yi ele geçirmesi ile SDG ve Batı orada kurulan yeni yönetimi tanımak zorunda kaldı. SDG elebaşı Mazlum Abdi ile Ahmet Eş Şara arasında 10 Mart 2025 tarihinde Şam’da bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşmaya göre SDG yeni meşru Suriye Devleti ile entegrasyon edilecek, üniter devlet yapısı içinde bütünleşilecekti. Bu bütünleşme de 2025 yılı sonuna kadar tamamlanacaktı.
Ancak bugüne kadar SDG ve onu arkadan destekleyenler, yönetenler oyalama taktikleri ile ne entegrasyonu ne de bütünleşmeyi sağlatmadılar. Bu oyalama da Kandilden gelen PKK terörist elebaşlarının da itirazlarını olduğu söylenmektedir. SDG’yi destekleyen, oyalama taktiklerini uygulatan ülkelerin başında da ABD ve İsrail gelmektedir. Hep ikili oynarlar, oynamışlardır. Yüze gülüp arkadan kuyu kazarlar. Kalleştirler. Sözlerine kesinlikle güvenilmez.
Mazlum Abdi denen SDG elebaşını 10 Mart mutabakatı için Şam’a kendi helikopteri ile götüren ABD idi. Bugüne kadar bir adım ileri iki adim geri yaparak süreci bu noktaya getiren de yine bunlar. Şimdi SDG efendim 10 Mart ön anlaşmaydı. Esas anlaşma şimdi yapılacak. Entegrasyon olacaksa SDG’ye askeri, idari, siyasi entegrasyon ve yerinden yönetim olmalı yoksa olmaz, demektedir. Yani devlet içinde devlet istemektedirler. Bu şartları da Suriye yönetimi kabul edemez. Bu hal zaten federasyon ve bölünme demektir. Anlaşılan Mehmetçiğin dipçiği bu işi çözecektir.