Önümüzdeki perşembe günü Ramazan Bayramı’nı birlikte idrak edeceğiz. Yeni tip “kapanmalı” bayramı da görmüş olacağız inşallah. Teşbihte hata olmasın; davetsiz, ziyaretsiz, teravihsiz Ramazan, seyircisiz spor müsabakalarına benziyor.
Konyalı hacı amcanın bisikletine binip Melike Hatun Çarşısı’ndan(Kadınlar Pazarı) bamya, şehir bakkaliyesinden ekmek kadayıfı(İstanbul yapımı) aldığı günleri özlüyoruz. Hane halkı ya da misafirler için yapılan alışverişler geride kaldı. Velesbitin arka selesine yerleştirilip tıka basa doldurulan heybeler unutuldu. Pantolon paçası bisikletin zincirine takılmasın diye yandan kıstırılan maşalar zaten mazi oldu.
Alışverişler yapılır. Ramazan heyecanı tüm ailede hissedilir. Bahar temizliği Ramazan öncesinden başlar. Hummalı bir telaş, tatlı bir aktivite buram buram kokardı. Ramazan’ın birinci gününün olmazsa olması nedir dersek, eskiler dışında bilen nadir çıkar. Efendim birinci gün şayet dünürler varsa damadın kendisi, anne babası ve çok yakın akrabalar davet edilirdi. Dünürleri olmayanlar için de ilk gün eskilerin tabiriyle “oğlan uşak” çağrılırdı. Bu ilk gün Ramazan’a verilen değeri, sevinci ve heyecanı gösterirdi. Sonraki günlerde hısım akraba ziyaretleri… Bir sonraki davetler yakın dost, iş yeri arkadaşları davetleri. Caddelere çıkarılan, fazla da hijyenine dikkat edilmeyen Ramazan pideleri, çarşıda tel kadayıfçılar önündeki kuyruklar…Şimdilerde her şeyin hazırı çıktı. Ne isterseniz, ev yemekleri dahil satın alabiliyorsunuz. Her taraf AVM. Tüketim toplumu olduk, siz akçeden haber verin. Hatta ne istiyorsanız elinizdeki telefona yazıyorsunuz, evinize büyük bir özenle geliyor. Bu değişim hak getire, daha neler göreceğiz.
Yeni Ramazan Bayramı’na pandeminin, tam kapanmanın gölgesinde giriyoruz. Geçen yılki bayramdan daha sıkı ve kısıtlayıcı bir ortamda gireceğiz. Bir kez daha söyleyelim;bu virüs hayatımızı dizayn etti, ediyor ve etmeye de devam edecek.
Tatilciler kendilerine göre mağdur durumdalar. Eski bayramlarda anne babaya telefon iletişimiyle bir bayram tebriği akabinde tatil. Şimdilerde bunu yapamayacaklar. Ancak tatilden vazgeçemeyenler, on yedi günlük kısıtlama başlamadan Bodrum, mahsen, villa, tatil köyü vb. mekanlara çekildiler.
Hayatımızı dizayn ediyor dedik ya, sağlık her şeyin başında geliyor. Mücadeleyi bırakmamalıyız, bırakmayacağız da. Geçen sene Ramazan başlangıcında dünür daveti veren aile 40 gün kadar hastaneye taşındı.
Bayram buruk geçeceğine göre bayram öncesi temizlikler, bayramlık alışverişler, bayram traşı, şeker, çikolata, baklava ve diğer ikramlıklar olmayacak muhtemelen. Ayrıca tam kapanmadan insan sağlığı açısından verim alınabilmesi için bayramda güvenlik güçlerinin daha dikkatli davranacağı kesin gibi.
Burada yapacağımız, bayramın manevi hazzından istifade etmek. Ziyaretleri tamamen ortadan kaldırıp görüntülü ya da görüntüsüz iletişim kanallarını deneyerek bayramlaşmak. Annesi, babası ya da ebeveynleri kendi isteği doğrultusunda yalnız yaşayanların durumu ne olacak? Eskilerin tabiriyle kapısını açan, halini hatrını soran olmayacak mı? Diğer ailelerde büyüklerin torunlarla buluşmaları olmayacak. Bıcırıklar bayramlıklarını dede ve ninelerine gösteremeyecek.
Tedbirli olmak zaruridir, elzemdir. Şimdiye kadar olmadı, elhamdülillah. Yoğun bakımların dolduğu, tıbbi araç gerecin kalmadığı bir ortam doğsa, sağlık sistemi iflas etse ne yaparız maazallah.
Hindistan’da oksijen tüpü yokluğundan Kovidli hastalara suni teneffüs yapanları gördük. Bize düşen bayramda bayram sonrasını düşünerek kurallara harfiyyen uymak. Yetkililerin işini, sağlıkçıların işini kolaylaştırmak. 60 binli rakamlardan 20 binli rakamlara düşürdüğümüz vaka sayılarını kontrol altında tutmak ve daha aşağılara çekmek durumundayız. Bayramda kaçak ziyaretler ve illegal yaklaşımlardan uzak durmalıyız.
Her şey gönlünüzce olsun. Ramazan Bayramı’nız mübarek olsun. Eski bayramlar gibi bayram kutlaması yapmamız dilek ve temennisi ile…
Sağlıcakla kalınız.
KARTAL İZMİR’DE 3 PUANI AVLADI