Genç kızların dilindeki bizim türkümüz
Bayrak tutan eller bizim.
Ekin tarlalarında arayın boy boy
Gün ışığından sorun bizi
Bir mutluyuz ki vatan haritasında
Çocuklarımıza “günaydın” dedik
Biz ölmedik. (A.Rıdvan Bülbül)
…
Terör belasının 3 kez Ülkenin kalbi Başkent Ankara’da hain yüzünü gösterip canlarımıza saldırmasının vahşet manzarasına dönüşmesi acılarımızı katlarken ulusal birlik bağlamında Atatürk’ün öz sözünü gündeme getiriyoruz; “Taş kırılır, Tunç erir, ama Türklük ebedidir.”
—
Sonra ne zaman ülkem üzerinde karabulutlar dolaşmaya başlasa, üniter yapımıza karşı tuzaklar gün yüzüne çıksa, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ‘ün 20. yüzyılın başında bütün sömürgelerin kurtuluşuna ışık tutan ulusal kurtuluş savaşı ortamında, 1919’da içinde bulunduğumuz durumu değerlendirmede telaffuz ettiği sözleri anımsarım;
■ Mevzubahis olan vatan ise, gerisi teferruattır”
—
“Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.(Atatürk)
—
Sonra Orhan Şaik Gökyay’ın dizeleri yüreğimden bir umut ışığı olarak çıka gelir;
“Bu vatan toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır,
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir.”
—
Zor bir süreçten geçiyoruz. Ortadoğu’daki yangın sınırlarımıza dek geldi. Arkasında egemen güçlerin olduğu artık yadsınamayacak kadar açık bu oyunun senaryosu çok önceden yazılmıştı. Karmaşa çıkarılıp sahneye konulması için hazır bekletiliyordu.
Olağanüstü günlerde beklenen en önemli davranış birlik ve beraberliğimizi özenle korumaktır. Partiler, siyasal aktörler başta olmak üzere sivil toplum örgütleri ve toplum katmanları “Söz konusu vatan ise gerisi teferruattır” demeli, eteklerdeki tüm taşlar dökülmeli birlik bütünlük içinde olunmalıdır.
—
Tek Türkiye var, başka Türkiye yok. Türkü Kürdü, Lazı, Çerkezi, ve diğerleri. hepimiz aynı geminin içindeyiz; kara propagandaları kulak ardı etmeli dimdik ayakta durmalıyız.
Canımız hepimizin canı, kamunun malı hepimizin malı… Okullar yakılıp yıkılır mı; karanlık, aydınlığa yeğlenir mi? Bu polis bizim polisimiz, bu asker bizim… Önemli olan vatansa ve gerisi teferruatsa, şu parti bu parti de sadece fikirler tartışılmalı şiddete asla başvurulmamalıdır. Kutsal dinimizde hiç Müslüman’ın Müslüman’ı öldürmesi diye bir konu var mı? Elbette yok! Şu halde…
—
“Kızılca kıyamet koptu nasıl
Toprağa bastık çöktü
Yaylım ateşlerinden yılmadık hiç
Delik deşik bir ağaca dayandık,
Uyuyalım dedik düşlerin kırmızı serinliğinde
Bir sabah beyazlar içinde uyandık
Göklerin en güzeli üstümüzde
Barış çiçekleri göğsümüzde
Sevindik.” (A.Rıdvan Bülbül)
—
Yıllar sonra yine “şehit” haberleri geliyorsa, ellerimizi başımıza götürüp düşünmeli, bir değil bin kez düşünmeliyiz. Geleneğimizde
“ şehitlik “ en yüce makamdır. Vatan için gençleri askere uğurlarken deriz ki;
Ya Gazi ol deriz, ya şehit!
Buna koşut bir başka şey daha deriz;
Şehitler ölmez, Vatan bölünmez!
—
“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır
Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”
(Midhat Cemal Kuntay)
—
Şehitleri binlerle ifade edilen bir Vatan’ın insanlarıyız. Her metrekaresi şehit kanlarıyla sulanmış cennet vatanımızın bekçisiniz, sonsuza değin böyle devam edip gidecektir.
—
“Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.”
( Mehmet Akif Ersoy)
—
Hz. Peygamber der ki;
■ Kim samimi bir şekilde şehitliği istese, yatağında ölse bile Allah onu şehitler menziline ulaştırır.
Hz. Âişe, Hz. Peygamberimize sordu;
– Şehitlerin derecesine yükselen var mı?
– Her gün yirmi kez ölümü düşünen kimse, şehitlerin derecesini bulur.
Dinimiz açısından kimler şehit sayılır;
Birinci koşul; Müslüman olmak ve Allah yolunda ihlasla savaşmaktır.
İkinci koşul; Savaşan kimsenin akıllı ve buluğa ermiş olmasıdır.
Üçüncü koşul; Zulümle öldürülmesidir
Zulümle öldürülme olayı savaş dışında da gerçekleşebilir. Üç koşulun birlikte bulunması,
Şehitlik mertebesi için gereklidir.
—
“Vatan senden hayat umar,
Sen yaşarsan o canlanır;
Vatan için ölmek de var,
Fakat borcun yaşamaktır. (Tevfik Fikret)
Vatan için kuşkusuz “yaşamak borcumuz “ ancak, gitmek gerekirse de gideceğiz,
—
“Yâre nişandır tenine erlerin,
Mevt ise son rütbesidir askerin;
Altı da bir, üstü de birdir yerin
Arş yiğitler, vatan imdadına. (N. Kemal)
—
Ne mutlu ki “Türk olmakla onur duyan kişilerin çoğunluk olduğu ülkede yaşıyoruz. “Türklüğü” aşağılamaya uğraşan densiz sinek vızıltıları olmasına karşın;
“Ben bir Türk’üm dinim, cinsim uludur
Sinem, özüm ateş ile doludur
İnsan olan vatanının kuludur
Türk evlâdı evde durmaz, giderim.
(Mehmet Emin Yurdakul)
—
Ak sütünü helâl etti analar
Düşlerine gireriz bir kahraman
Dört yönden karşılarına çıkarız gündüzleri
Koynumuzda saklı mektuplar sıcacık
Nişanlımız alıp götürmüş elbiselerimizi
Bayrakları giyindik. (A.Rıdvan Bülbül)
Toplumsal Travma
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.