Konya
°C
Yeni Meram

MEHMET OKUYAN HOCAMI DİNLEYİNCE

MEHMET OKUYAN HOCAMI DİNLEYİNCE- Kudsi ÖNCÜ- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
21.12.2022 01:33
20.12.2022 16:38
2
2031
ABONE OL

Mehmet Okuyan hocamın Kur'an dersini dinledim. Bu hafta köşe yazımı hocamdan etkilenerek motive olduğum alanda yazayım diye düşündüm. Her zaman hayranlıkla dinlediğim, Mehmet Okuyan hocama minnettarlığımı arz eder şükranlarımı sunarım. Kuran'ı bir Müslümanın anlaması gerektiği gibi hakkıyla anlatan Kuran ulemasıdır. Allah kitabı Keriminde (Zümer 67") "onlar Allah'ı gereği gibi tanımadılar" ifadesini kullanır. Bir başka ayette Hud 18, "Kim, Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim olabilir? Onlar (kıyamet gününde) Rablerine arz edilecekler, şahitler de: İşte bunlar Rablerine karşı yalan söyleyenlerdir, diyecekler. Bilin ki, Allah'ın lâneti zalimlerin üzerinedir!" Müslümanlardanım diyen herkes bu kitaptan hesaba çekilecektir. Değerli hocam bu hususlara dikkat çekmektedir. Allah’ın dini İslam'ı israiliyat rivayetleriyle ilim, akıl, ahlak dışı masallarla dezenforme etmeye çalışan sapıkların şerrinden Rabbim muttakı Müslümanları emin eylesin. İslam’ın itikadi esaslarında kutsal insan, kutsal makber, kutsal gece, gün (kadir gecesi hariç), kutsal belde (Kabe hariç) yoktur. Kuran Müslümanı şu üç nitelemeyle özetler. Fussilet 33, "Şu sözü söyleyenin sözü en güzeldir Allah'a davet eden, salih amel işleyen (ve sen hep bunları yapıyorsun diyen birine de) ben Müslümanlardanım (başka bir şey yapamam) diyen kimsenin sözü en güzel sözdür."
Salih amel dünya ve ahiret için yararlı olan her türlü iş /eylem ve sözdür. Burada ne mezhep, ne meşrep, ne cemaat, ne cemiyet, ne de tarikat hiçbir şey zikredilmemektedir. Nefsi tezkiye anlamında faaliyetler içinde bulunduğunu söyleyen kültürel mahiyette değerlendirilebilen bazı yapılar vardır. Bunlar dinin ne hükmüdür, ne de uygulama mahiyetinde müeyyideleridir. Yine başka bir ayette; (Enam 159) Allah İslam'ın bütünlüğünü birlik ve beraberliğini vurgulama adına şöyle buyurur; " fırka fırka olup dinlerini parçalayanlarla senin hiçbir ilişkin olamaz, onların işi Allah'a kalmıştır. Yaptıkları onlara bildirilecektir." Yine başka bir ayette (Rum 32) "dinlerinde ağırlığa düşüp fırka fırka olan ve her fırkanın da kendisinde bulunanla sevindiği müşriklerden olmayınız." İslam'da dini bu şekilde firmalara ayırmak, bölmek haramdır. Ali İmran 103 ayette; " hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı sarılın, bölünüp parçalanmayın. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın..." buyrulmaktadır. İslam alemi, içinde bulunduğumuz günümüz Müslümanları mezhep, meşrep, tarikat vesair hiziplerle parçalanmanın bedelini ödemektedir. Allah'ın yasası değişmez; kim bölünür parçalanırsa akıbeti zalimlere kukla köle olmaktan öteye geçemez. Diyanet teşkilatımızın, Kur'an ve sahih hadis ve sünnet rivayetleri merkezli köklü bir reforma ihtiyacı vardır. İlahiyat fakültelerinde okutulan İslam hukuku müfredatında güncel sorunları ele alan çözümler üreten içtihat müessesesi oluşturularak köklü çalışmalara ihtiyaç vardır. Örneğin bankacılık sisteminin faiz dışı üretim ve yatırıma dönük yepyeni bir sistemle formüle edilmesi gereklidir. Bu düşünce mi ilahiyat hocalarımızdan pek çok arkadaşıma da arz etmişimdir. Hatta kendilerine bu vesile ile sorumlu olduklarını da hatırlatmışımdır. Yatırım üretim ve kalkınma bankacılığı adı altında yepyeni bir bankacılık sistemine ihtiyaç olduğunu söylemiştim. Buna göre bankalar para verip kenara çekilip verdiği paraya sabit yüzde payı talep ederek, bir başka ifadeyle faiz tahakkuk ettirerek işlem yapmayacak şekilde yapılandırılması gerekir, şeklinde özetlemiştim. Yatırım ve üretim projelerini firmalar veya bir takım konsorsiyumlar bankalara sunacaklar. Detay analizleriyle birlikte maliyet, pazar ve karlılık fizibilitelerini hazırlayarak bankalarla işbirliği yapacaktır. Bankalar finansı karşılayacak ve projeye ortak olacaktır. Finansının karşılığını projeden elde ettiği gelirden pay olarak alabilecektir. Aynı zamanda banka, firma veya konsorsiyum ve devletten oluşan denetçi bir kurul tarafından periyodik aralıklarla denetlenecektir. Denetimde bütün unsurlar gözden geçirilecek, karşılaşılan sorunlar ve krizler ortak akılla çözüme ulaştırılacak, projenin hem sürdürülebilirliği hem de verimliliği sağlanmış olacaktır. Kesinlikle banka her zaman sıfır risk tarafında yer alarak riski yatırımcıya yükleyip emeksiz, risksiz para kazanma şeklinde olmayacaktır. Böylece gerçek faizsiz sitem hayata geçmiş olacaktır.
Bu uygulamayla hangi kazanımlar elde edilecektir?
1-bankalar, faize karşı hassasiyeti olan kişilerin sermayelerini daha kolay toplayabilecek ve sermayedarlarına helal kazanç sağlamış olacaktır
2-sermaye statik bir yapıdan dinamik üretken bir yapıya kayacak böylece üretim artacaktır.
3-üretimin artması ile birlikte her çeşit üründe artış olacak ve fiyat istikrarı sağlanmış olacaktır. Doğal sonucu olarak da enflasyon dediğimiz olgu sıfıra yakın veya çok düşük olacaktır.
4-her alanda üretimin artması ile birlikte ihracat da artacak dolayısıyla uluslararası yatırım alanlarında firmalarımız ve bankalarımız yerini almış olacaktır.
5-ekenominin total parametrelerinde dinamikleşme nedeniyle ülkenin büyüme hızı artacaktır. Dolayısıyla bütçe açığı, borçlanma alanlarında ciddi anlamda rahatlama sağlanacaktır.
6-kişi başı milli gelir artacak, toplum sosyal refaha kavuşacaktır. Bununla birlikte sosyal barışa büyük katkı sağlayacaktır.
7-fertleri zenginleşince devlet de zenginleşecektir. Dolayısıyla devletin vergi gelirleri artacak, devlet kamu yatırımlarına,, savunma, eğitim ve adalet gibi konularda sağlam altyapı oluşturabilme imkanına kavuşmuş olacaktır.
8-büyüme ile birlikte istihdam hacminde korelatif bir artış sağlanacaktır
9-yatırım, üretim, gelir, gider, tasarruf ve istihsan kavramları arasındaki dengeli ilişkiyi inceleyen bilimin adı ekonomidir. Bu uygulamayla ekonomi bilimsel anlamda gerçek uygulama alanına kavuşmuş olacaktır.
İslam bütün boyutlarıyla birlikte yaşanan bir din olarak anlatılmalıdır.
İnsanların birbirleriyle olan münasebetlerinde, doğayla/tabiatla, eşyalarla olan ilişkilerinde, ticari ve aile hayatında, kamu haklarında binlerce konuda nasıl bir yaşam tarzı sergileyecekleri eğitim kurumlarımızda, diyanet teşkilatımızın müesseselerinde camilerimizde, topluma anlatılmalı ve bilgilendirilmelidir. Bu anlatımlarda bilmi aklı ve ahlakı esas alacak şekilde çerçeve çizilmelidir. Özellikle israiliyat kaynaklı bir takım masalvari rivayetlerden ve kıssalardan uzak, Kur'an ve sahih hadis/ sünnet çerçevesinde hakikatlar anlatılmalıdır. Öyle sanıyorum ki; bu mahiyette yaşanabilen bir din anlatımıyla gençlerimizde ve toplumda bir değişim ve dönüşüm gerçekleşecektir.

HABER YORUMLARI
  1. Mustafa Sinan Ümit
    2022-12-22 21:15:42
    Teşekkürler hocam. Etrafımız ayet değil rivayet dolu.
  2. Mustafa Sinan Ümit
    2022-12-23 19:24:58
    Teşekkürler hocam. Mehmet Okuyan araştıran bir ilim adamıdır.